Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde takibe itirazın iptaliyle %40 tazminatın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı ve davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava dilekçesinde; davalı kiracının bir kısım kira, aidat ve su borcunu ödemediği, tahsili için yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiği ileri sürülerek, alacakların tahsili için yapılan takibe itirazın iptaliyle %40 tazminatın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....

    Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve şüpheli alacağın, karşılık ayrılmadan zarar yazılması halinde vergi ziyaı meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğu, kar/zarar hesabına aktarılarak doğrudan yok edilen alacakların, tahsili halinde hesaplara intikal ettirilip ettirilmediğinin izlenmesinin imkansız olacağı ileri sürülerek, kararın bozulması istenmiştir. Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi ...'ın Düşüncesi: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesinde, şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabileceği, bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğunun karşılık hesabında gösterileceği, şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarlarının tahsil edildikleri dönemde kar/zarar hesabına intikal ettirileceği kurala bağlanmıştır....

      .-2020/999 K. sayılı ilamı kesinleşmeden önce alacaklının ilama dayalı alacakların tahsili amacıyla idareye başvuru yaptığını ancak ilam kesinleştikten sonra idareye yeni bir başvuru yapmadan icra takibi başlatıldığını, kuruma başvuru yapılmasının takip şartı olduğunu ileri sürerek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; idareye yazılı talepte bulunduklarını, takibe konu ilam kesinleştikten sonra takibe geçtiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; alacaklının 06.11.2020 tarihinde ilama konu alacakların tahsili için idareye başvurduğu, takibe konu edilen kararın 10.06.2021 tarihinde kesinleştiği, takibin kesinleşmeden sonra 29.06.2021 tarihinde takip başlatıldığı, idareye başvuru şartının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/983 Esas KARAR NO : 2022/928 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/04/2022 KARAR TARİHİ : 09/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilince verilen dava dilekçesinden özetle; davacı, dava dışı ---- şirketinde süresiz iş akdi ile çalışmaya başladığını, ancak davacının iş akdinin haklı ve geçerli bir sebep olmaksızın feshedildiğini, bu nedenle alacakların tahsili için dava ikame edildiğini ancak alacakların kesinleştiğini, davacıların toplam alacaklarının ----- hiç bir tahsilat yapılmadığını, ortakları bu şirketi gözden çıkarıp iş bu davada taraf olan 2 şirket üzerinden ticaretlerine devam ettiklerini, işçiler şirket ortakları alacakları için kendi şirketlerine icra takibi başlattıklarını, şirketin tüm mal varlığını haczedip şirket araçlarını satışa çıkardığını, dava dışı şirketin işçileri haksız olarak işten...

          TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, davacı şirketin karşılık ayırdığı faktoring alacaklarına ilişkin işlemlerin, alacağın ödenmesi riskinin üstlenilmediği faktoring hizmeti tipinde olduğu, faktoring sözleşmesinden doğan borç ve alacakların mutlaka faktoring alacakları ile ilgili hesaplara borç, 356 Faktoring İşlemlerinden Doğan Borçlar hesabına alacak kaydedilmesi gerektiği, aynı şekilde faktoring işlemlerinden doğan gelirlere ilişkin alacakların Faktoring Alacakları ile ilgili hesaplara borç, ilgili gelir hesaplarına alacak kaydedilmesi gerektiği, aksinin hasılatın işletmeye intikal ettirilmemesi anlamına geldiği, faktoring hizmet bedellerinin tahsili beklenilmeksizin beyanı gereken ticari faaliyet kapsamında elde edilen gelir niteliğinde olduğu, rücu edilebilir faktoring sözleşmeleri kapsamında temlik edilen alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılamayacağı, sadece faktoring şirketince müşterisine rücu edilmesi halinde tahsil edilemeyen alacakların karşılık ayrılabileceği...

            nden tahsili ile davacıya verilmesine, Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı Üniversite kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Üniversiteye verilmesine, Davacı tarafından yapılan 350,00 TL bilirkişi ücreti, 90,00 TL tanık ücreti ile 188,80 TL tebligat ve posta giderinden oluşan 628,80 TL yargılama giderinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı Üniversite tarafından yapılan 4,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine, Davalı şirket tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan gider avansından varsa iade edilecek kısmın yatıran tarafa iadesine, 3- Davalı Üniversite harçtan muaf olduğundan...

            Somut olayda, davacı işçi, davalı işverene 27.07.2010 tarihinde noterden gönderdiği ihtarnamede, dava konusu alacakların iki gün içerisinde ödenmesi hususunda talepte bulunmuştur. Söz konusu ihtarname, 12.08.2010 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Her ne kadar ihtarnamede, dava konusu alacakların miktarı belirtilmemişse de, davalı işveren anılan alacakların ne miktarda olduğunu bilecek konumda olduğundan, temerrüde düşmüştür. Davacı, dava ve ıslah dilekçelerinde, dava konusu alacaklar için ihtarname tarihinden itibaren faiz talep etmiştir. Bu durumda, kıdem tazminatı dışındaki dava konusu alacakların tümüne temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken; dava, ıslah ve birleşen dava tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır....

              Somut olayda, davacı işçi, davalı işverene 27.07.2010 tarihinde noterden gönderdiği ihtarnamede, dava konusu alacakların iki gün içerisinde ödenmesi hususunda talepte bulunmuştur. Söz konusu ihtarname, 12.08.2010 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Her ne kadar ihtarnamede, dava konusu alacakların miktarı belirtilmemişse de, davalı işveren anılan alacakların ne miktarda olduğunu bilecek konumda olduğundan, temerrüde düşmüştür. Davacı, dava ve ıslah dilekçelerinde, dava konusu alacaklar için ihtarname tarihinden itibaren faiz talep etmiştir. Bu durumda, dava konusu alacakların tümüne temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken; dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır....

                Ücret kavramı geniş anlamda ücret olup, çalışma karşılığı ücretler ile ikramiye, prim, jestiyon ve benzeri ödemeler ve fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretle Somut olayda, davacı işçi, davalı işverene 27.07.2010 tarihinde noterden gönderdiği ihtarnamede, dava konusu alacakların iki gün içerisinde ödenmesi hususunda talepte bulunmuştur. Söz konusu ihtarname, 12.08.2010 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Her ne kadar ihtarnamede, dava konusu alacakların miktarı belirtilmemişse de, davalı işveren anılan alacakların ne miktarda olduğunu bilecek konumda olduğundan, temerrüde düşmüştür. Davacı, dava ve ıslah dilekçelerinde, dava konusu alacaklar için ihtarname tarihinden itibaren faiz talep etmiştir. Bu durumda, dava konusu alacakların tümüne temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken; dava ve birleşen dava tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır....

                  Ancak; Dava, zorunlu hizmet karşılığı olan kurum alacağının tahsili istemine ilişkin olup, 25.02.2011 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un Geçici 4. maddesi hükümlerinin somut olayda değerlendirme yapılmak ve oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu