Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca düşme 2863 sayılı kanuna aykırılık suçundan sanık hakkkındaki davanın düşmesine ilişkin hüküm Katılan ... vekili ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- 2863 sayılı Kanundan kaynaklanan davalara katılma hakkı olmayan Orman İşletme Müdürlüğü vekilinin temyiz talebinin REDDİNE, 2- Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü vekilinin temyizine gelince; Temyiz talebinde bulunan müşteki Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü'nün olay nedeniyle zarar gördüğü dosya kapsamından anlaşılmakla, CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca katılma kararı verilerek yapılan incelemede; Suç tarihi ile karar tarihi arasında zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle davanın düşmesine karar verilmeside isabetsizlik görülmediğinden katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının...

    Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi....

      (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir. (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33) İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir....

      Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, taksirle orman yangınına neden olmaktan doğan haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminata (para alacağına) yönelik olduğuna göre; geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmesi ve bu yönde inceleme yapılması gerekmektedir. Ancak, hem davacı vekili tarafından geçici hukuki koruma tedbirinin "ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir" olarak nitelendirilmesi hem de ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir olarak değerlendirilmesi hukuka aykırı olmuştur. Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

      Dosya kapsamına göre davalının, 2012 yılı sonuna kadar ve 07.01.2014 dava tarihine kadar inşaat ruhsatını alamadığı, sebebinin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararları olduğu anlaşılmaktadır. Kurulun 09.10.2012 tarihli yazısında; dava konusu taşınmaz için davalı tarafından hazırlanan 18.06.2012 tarihli onaylı mimari projenin, taşınmazın bulunduğu 414 ada için, Belediye Başkanlığınca hazırlanacak plan tadilatının, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca uygun bulunmasından sonra değerlendirilebileceği belirtilmiştir. Davalı yüklenici işinin ehli olup, sözleşme tarihinde arsa üzerinde bulunması muhtemel, fiili ve hukuki engelleri bilmek zorundadır. Bu nedenle ruhsatın alınamamasında arsa sahibinin bir kusuru bulunmayıp, aksine yüklenicinin, TBK 471. maddesinde düzenlenen özen borcu nedeniyle sorumluluğu söz konusudur. Mahkemece alınan 08.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda da teslim tarihine kısa bir süre kalmasına rağmen hala ruhsat alınamadığı bildirilmiştir....

        Davalı vekili 23.10.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın Yasada belirtilen süre içinde açılıp açılmadığının resen incelenerek dava süre geçirildikten sonra açılmışsa, esasa girilmeden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı cezaevi harcamalarını maddi tazminat olarak talep etmekte ise de cezaevi, iaşe giderleri vb. tazminat olarak talep edilemeyeceğini, davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle ödediği vekalet ücretini maddi tazminat olarak talep etmekte ise de; dosya sebebiyle yapılan avukatlık ücreti ödemesinin maddi tazminat kapsamına dahil edilmesi mümkün olmadığını, koruma tedbirinden kaynaklanmayan, açıkta kalınan süreden memuriyetten ihraçtan kaynaklanan varsa zararlar eldeki dava yoluyla müvekkil idareden talep edilemeyeceğini, istenilen maddi ve manevi tazminat talebinin de fahiş olduğunu, dava konusu bedelin aslını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının geriye yönelik tarihten itibaren faiz talep etmesini kabul etmediklerini ve manevi tazminata...

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık iptali istenen markanın yenilenmemesi sebebiyle dava tarihi itibarıyla hükümsüz olup olmadığı, davacının bunu TPE kayıtlarından bilmesinin mümkün olup olmadığı, buna bağlı olarak davanın açılmasında hukuki yararının bulunup bulunmadığı, davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir. Sınai Mülkiyet Kanununun Koruma süresi ve yenileme başlıklı MADDE 23- " (1) Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönemler hâlinde yenilenir. (2) Yenileme talebinin marka sahibi tarafından koruma süresinin sona erdiği tarihten önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması gerekir....

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık iptali istenen markanın yenilenmemesi sebebiyle dava tarihi itibarıyla hükümsüz olup olmadığı, davacının bunu TPE kayıtlarından bilmesinin mümkün olup olmadığı, buna bağlı olarak davanın açılmasında hukuki yararının bulunup bulunmadığı, davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir. Sınai Mülkiyet Kanununun Koruma süresi ve yenileme başlıklı MADDE 23-" (1) Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönemler hâlinde yenilenir. (2) Yenileme talebinin marka sahibi tarafından koruma süresinin sona erdiği tarihten önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması gerekir....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/801 KARAR NO : 2021/897 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DENİZLİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2021 NUMARASI : 2021/152 Esas - 2021/130 Karar DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : DAVA :Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :DENİZLİ 6.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ :09/03/2021 ESAS-KARAR NUMARASI :2021/60 Esas, 2021/81 Karar DAVA :Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ :09/07/2021 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :09/07/2021 Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı, Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle;...

            Kanun gereğince satışının yapıldığını, ancak taşınmazın Sırtlandağı (Halep Çamı) Tabiatı Koruma Alanında kaldığını, bu alanda yapılan 2/B uygulamasının hatalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli 216 ada 164 parsel ... taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın davalıya satışına davacı Hazine'nin onay verdiğini, davacı Hazine tarafından dava konusu taşınmazın tabiat koruma alanı içinde olduğu belirtilmiş ise de ilgili taşınmazın koruma alanı içine ne zaman hangi idari işlemle alındığının da belirtilmeden davanın haksız olarak ikame edildiğini, dava konusu taşınmazın tabiatı koruma alanı statüsünün devam edip etmediğinin araştırılması gerektiğini açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. III....

              UYAP Entegrasyonu