İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma ise, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....
İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma ise, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....
İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma ise, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....
Dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde olmayıp köy yerleşik alanı içerisinde kaldığı sabit olmakla İmar Kanunu'nun 27/3. maddesindeki "Köy yerleşik alan sınırı içerisinde 03/07/2005 tarihli ve 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Hükümleri uygulanmaz." düzenlenmesi gereğince önalım davası açılamayacağı, İmar Kanunu'nun 8/ğ ve 27/3. maddesi gereğince 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı, dava konusu taşınmazın 5403 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı ve davacının 5403 sayılı yasanın 8/i maddesi gereğince önalım hakkı bulunmadığı kanaatiyle; -Davanın REDDİNE," karar verilmiştir....
Bu itibarla, koruma amaçlı imar planı bulunmayan sit alanlarında kalan taşınmaz maliklerinin, bu planlar yapılıncaya kadar mülkiyet haklarını kullanamamalarından kaynaklanan mağduriyetin giderilmesi amacıyla tesis edildiği anlaşılan dava konusu Yönetmeliğin 6. maddesinin (g) bendine eklenen "koruma amaçlı imar planları parsel ölçeğinde yapılabilir." ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır....
Markanın 10 yıllık koruma süresinin 23/04/2020 tarihinde dolduğu, koruma süresinin dolmasından önce yenileme talebinde bulunulmadığı gibi 6 aylık ek süre içerisinde de yenileme talebinde bulunulmadığı görülmüştür. Huzurdaki davanın ise 6 aylık ek yenileme süresinin dolduğu 23/10/2020 tarihinden sonra 02/06/2021 tarihinde açıldığı ve sunulan çevrimiçi kayıttan da anlaşılacağı üzere yenilenmediği buna göre davacının kullanmama sebebiyle markanın iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2- İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 05/11/2021 tarih, 2021/186 E- 2021/186 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın hukuki yarar yokluğundan HMK'nın 114/1- a-h maddesi ile HMK'nın 115....
Markanın 10 yıllık koruma süresinin 23/04/2020 tarihinde dolduğu, koruma süresinin dolmasından önce yenileme talebinde bulunulmadığı gibi 6 aylık ek süre içerisinde de yenileme talebinde bulunulmadığı görülmüştür. Huzurdaki davanın ise 6 aylık ek yenileme süresinin dolduğu 23/10/2020 tarihinden sonra 02/06/2021 tarihinde açıldığı ve sunulan çevrimiçi kayıttan da anlaşılacağı üzere yenilenmediği buna göre davacının kullanmama sebebiyle markanın iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 05/11/2021 tarih, 2021/186 E- 2021/186 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın hukuki yarar yokluğundan HMK'nın 114/1-a-h maddesi ile HMK'nın 115....
Asliye Ceza Mahkemesinin 04/06/2008 tarihli ve 2005/1894 esas, 2008/671 sayılı kararının infazı sırasında, hükümlünün denetimli serbestlik tedbirinden faydalanma talebinin kabulü ile hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihi olan 28/11/2014 tarihine kadar olan kısımını denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair... İnfaz Hakimliğinin 04/08/2014 tarihli ve 2014/1109 esas, 2014/1125 sayılı kararını müteakip, hükümlünün hırsızlık suçundan ... Sulh Ceza Hakimliğinin 11/09/2014 tarihli ve 2014/46 sorgu sayılı kararıyla tutuklanması nedeniyle, tutukluluğunun sona erdiği 16/10/2014 tarihine kadar denetimli serbestlik tedbirinin uygulanamadığından bahisle hükümlü şartla tahliye tarihinin 01/01/2015 tarihi olarak belirlenmesine yönelik talebin reddine ilişkin ... İnfaz Hakimliğinin 30/10/2014 tarihli ve 2014/874 esas, 2014/929 sayılı kararma yönelik itirazın reddine dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2014 tarihli ve 2014/1260 değişik iş sayılı kararına karşı ......
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Bozma İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; davacı vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK'nın 361/1. ve 5271 sayılı CMK'nın 298/1. maddesindeki temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, işin esasına geçildi, gereği düşünüldü: I....
Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünde cezasını infaz etmekte iken, kalan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazı talebinin, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a, 6291 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile eklenen geçici 3/2. madde gereğince, denetimli serbestlikten en fazla altı ay yararlanabileceğinden bahisle uygun olmadığına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 06/08/2018 tarihli ve 2018/4153 sayılı kararına yönelik şikayetin reddine ilişkin ... İnfaz Hâkimliğinin 07/08/2018 tarihli ve 2018/3823 esas, 2018/3858 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/08/2018 tarihli ve 2018/1439 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak; Dosya kapsamına göre, sanığın ... (Kapatılan- CMK 250. Maddesi ile Görevli) 8....