Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız eylemden kaynaklanan tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu açıktır.Nitekim, ilk derece mahkemesince de geçici hukuki koruma tedbiri ihtiyati haciz olarak değerlendirilmiş ve bu yönde inceleme yapılmıştır. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Alacak haksız eylem iddiasına dayandığında TBK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali HÜKÜM : Şikâyet yokluğu sebebi ile kamu davasının düşürülmesine Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: SHÇEK vekilinin katılma talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; mağdurenin 2828 sayılı Kanun uyarınca koruma altına alınıp alınmadığı ve anılan Kanunun 22 ve 24. maddeleri uyarınca koruma kararının sayılan istisnalar hariç, çocuk reşit olana kadar devam edeceği şeklindeki düzenleme de nazara alınarak, koruma kararının, mağdure hakkında hüküm tarihi itibarıyla devam edip etmediğinin araştırılması, varsa koruma kararı ile varsa uzatma kararının onaylı örneğinin getirtilip eklenmesinden sonra iadesi için incelenmeyen dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Temyiz Sebepleri Tescilli taşınmazdaki tadilat ve eklemelerin 1995 yılından sonra yapıldığını, taşınmazın özgün niteliğini bozacak müdahaleler yapılarak 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun izinsiz müdahale ve kullanım yasağına yönelik 9 uncu maddesine aykırı davranıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 2863 sayılı Yasa'dan kaynaklanan el atmanın önlenmesi ve kâl istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 2863 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesine göre; "Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşai ve fiziki müdahalede bulunulamaz, bunlar yeniden kullanıma açılamaz veya değiştirilemez. Esaslı onarım, inşaat, tesisat, kısmen veya tamamen yıkma, yakma, kazı veya benzeri işler inşai ve fiziki müdahale sayılır." 2....
Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'ne sanık adına yine aynı adrese tebligat çıkarıldığı ve bu defasında TK 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı, bu suretle gerçekleşen tebligatın usulsüz olduğu, sanığın bu şekilde hakkında verilen denetimli serbestlik tedbirinden haberdar olmaması nedeniyle yasal süresi içerisinde ilgili mercilere başvuruda bulunamadığı anlaşıldığından" ifadelerine yer verdiği, ilgili kararın temyiz edilmeden 09/02/2016 tarihinde kesinleştiği, Anlaşılmıştır....
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU [ Madde 21 ] 2863 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU [ Madde 57 ] 2863 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU [ Madde 61 ] "İçtihat Metni" 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa muhalefet suçundan sanık A..... Salih'in yapılan yargılaması sonunda; beraatine dair (Elmalı Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25.03.2003 gün ve 2002/274 Esas, 2003/25 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen 13.12.2004 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü: Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 05.11.1999 gün ve 658 ile 659 sayılı ilke kararlannda 1. Derece Arkeolojik Sit ve 1. Derecede Doğal (Tabii) Sit kavramlannın tanımları yapılmıştır. Buna göre 1....
Avukat olan davacının söz konusu yargılama nedeniyle işlerinin düşmesi sebebiyle uğradığı zararın koruma tedbirinden kaynaklandığına dair delil bulunmadığı gibi, söz konusu zararın muhtemel zarar kapsamında olduğu, davacının cezaevi harcamalarınında koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasına konu edilemeyeceği anlaşıldığından bu zararın maddi tazminat kapsamına alınmamasında isabetsizlik görülmemiştir. 3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır....
Bilirkişiler 18.11.2003 günlü raporlarında davacının İmar Kanunundan kaynaklanan nedenlerle eşyaya bağlı irtifak hakkı tesisi isteyebileceğini belirtmişler ise de; bu olgu yetkili Belediye İmar Müdürlüğünden bilirkişi rapor ve krokisi gönderilerek sorulup saptanmamış, bilirkişi görüşü ve kurulacak irtifak hakkının imar muvzuatı açısından uygulanabilirliği denetlenmemiştir. Bundan ayrı, ... Belediye Encümeninin 13.6.1989 tarihli kararında ve bilirkişi raporunda davacıya ait 10 numaralı parselin bölgede koruması gerekli kültür değerleri içinde yapı olduğu vurgulandığından irtifak ile yükümlü taşınmazın hukuki durumunun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde de incelenmesi gerekir....
Buna göre; 1- İhtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir....
Bilindiği üzere, ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir. (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33) İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir....
G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına bağlı haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davayla birlikte istenen geçici hukuki koruma tedbirine ilişkin talebin reddine karar verilmesinden kaynaklanmaktadır. Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. İstem, tazminata (para alacağı) yöneliktir. Davacılar vekili dilekçesinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İstinaf dilekçesinde de öncelikle taleplerin terditli olduğunu ve sonra ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulması talebinde bulunduklarını ileri sürmüştür. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir....