Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A) Ziraat mühendisleri, b) Sadece tütünlerde kullanılan bitki koruma ürünlerini reçeteye yazmak üzere tütün teknoloji mühendisleri. (2) Bitki koruma ürünü bayilik belgesine sahip kişilere Bitki Koruma Ürünü Reçete Yazma Yetki Belgesi verilmez....

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda anılan 2577 sayılı Kanun'un 46. maddesinde, bölge idare mahkemesinin temyiz incelemesine tabi tutulacak kararları sınırlı olarak sayılmış olup Danıştay Altıncı Dairesinin görevine giren ve temyize konu olabilecek dava konuları; imar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar, düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları ile Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalardır....

      Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünde cezasını infaz etmekte iken, kalan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazı talebinin, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a, 6291 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile eklenen geçici 3/2. madde gereğince, denetimli serbestlikten en fazla altı ay yararlanabileceğinden bahisle uygun olmadığına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 06/08/2018 tarihli ve 2018/4153 sayılı kararına yönelik şikayetin reddine ilişkin ... İnfaz Hâkimliğinin 07/08/2018 tarihli ve 2018/3823 esas, 2018/3858 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/08/2018 tarihli ve 2018/1439 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak; Dosya kapsamına göre, sanığın ... (Kapatılan- CMK 250. Maddesi ile Görevli) 8....

        . - 2019/851 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 03.01.2014 tarihli bir yıl süreli gelir koruma sigorta poliçesi imzalandığını, müvekkilince sözleşme uyarınca tüm borçlarının yerine getirildiğini, 28.03.2014 tarihinde müvekkilinin işine son verildiğini, taraflar arasındaki poliçe uyarınca davalıdan ödeme talebinde bulunduğunu, isten çıkış sebebi gerekçe gösterilerek müvekkiline ödeme yapılmadığını, davalının ödeme yapmama gerekçesinin hukuki olmadığını ileri sürerek 9.000,00 TL sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın işten çıkarılma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline...

          FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/43 Esas KARAR NO : 2022/3 DAVA : Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/03/2021 KARAR TARİHİ : 18/01/2022 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda; İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının ------------ ---- tescil ettirdiğini, davalının bu faydalı modelin koruma kapsamında kalan tepsileri üreterek satışa sunduğunu, -------sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile bu durumun tespit edildiğini, davalının eyleminin faydalı modelden kaynaklanan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek, HMK’nun 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla; davalının davacıya ait ---- numaralı faydalı model belgesinden doğan haklarına gerçekleştirdiği tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine (men’i) ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına (ref...

            A.Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; 1.Davacının yüzde elli ortağı olduğu şirketin 2016 yılında kar elde edememesinin tutuklama tedbirinden kaynaklandığına dair delil bulunmadığı gibi, tahliye tarihinden sonra 11.08.2017 tarihinde kendi isteğiyle hissesini devreden davacının mahrum kaldığı iddia edilen karın koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasına konu edilebilecek gerçek zarar kapsamında bulunmadığından bu miktarın maddi tazminat olarak ödenmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir. 2.Avukatlık ücretinin davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayanması nedeniyle davacı tarafça sunulan avukatlık sözleşme gereği tayin edilen miktar maddi zarar miktarının tayininde esas alınamayacak ise de, tazminat talebinin dayanağı olan soruşturma dosyasında davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği dikkate alınarak, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde ceza soruşturması evresinde takip...

              -TL'nin, alacağı tutarındaki kısmını daini mürtein firmaya ödemesi, kalan bakiyeyi de davacıya ödemesi gerektiği, davacının daini mürtein sıfatındaki firmaya hiç borcu yoksa; hasar bedelinin tamamının davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, davacının davalı sigorta şirketinden hukuki koruma bedeli alacağının olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususunda; kasko poliçesi teminatında araç için 5.000.-TL, sürücü için 5.000.-TL olmak üzere Hukuksal Koruma teminatının mevcut olmakla birlikte teminat açıklamalarındaki ilgili kloz içeriğinde "Motorlu araca bağlı hukuksal koruma ve sürücü hukuksal koruma; sigorta ettirenin sadece aleyhine açılan dava ve takipleri için yukarıda yazılı limitler dahilinde teminata dahil edilmiştir....

                Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız eylemden kaynaklanan tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu açıktır. Davacılar vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiş ise de; ilk derece mahkemesince de geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olarak değerlendirilmiş ve bu yönde inceleme yapılmış olmasında hukuka aykırılık görülmemiştir. Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Ancak, alacak haksız eylem iddiasına dayandığında TBK.'...

                İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma ise, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....

                İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma ise, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....

                UYAP Entegrasyonu