Dava, çeyiz senedine dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; davalının oğlu ... ile evlendiğini, evlenirken çeyiz senedi düzenlediklerini, 08/07/2005 tarihinde boşandıklarını, eski eşinin boşandıktan sonra vefat ettiğini, davalı tarafından çeyiz senedinde bulunan altın ve eşyaların kendisine verilmediğini belirterek senette yazılı eşya bedelinin ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki "Mihir Senedi" başlıklı belgenin 23/09/1997 tarihinde düzenlendiğini, düzenlenme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”...
Eldeki dava çeyiz senedinden dolayı borçlanılan bedelin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre, konunun ispat hukuku açısından ve yukarıdaki açıklamaların ışığında ele alınması gerekir. Dava konusu çeyiz senedindeki unsurlar taraflar arasında senede bağlanmış olup davalıları bağlar. Dolayısıyla davalılar senette belirtilen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlamak zorundadır. Senet gereğinin yerine getirildiği konusunda tanık dinlenmesi ve tanık beyanlarının hükme esas alınması mümkün değildir. Senette yazılı yükümlülükler konusunda davalıların sözleşmeye aykırı davranmaları halinde bunların iadesinden ya da bedellerinden sorumlu tutulmaları gerekir. Dosyanın incelenmesinde; tarafların 28/04/2000 tarihinde evlendikleri, evlendiklerinde davalı koca ve babası tarafından borçlu sıfatıyla çeyiz senedi imzalandığı, çeyiz senedine göre bir kısım eşya ve altın miktarları yazıldıktan sonra, not kısmında “toplam borcu .......
oluşan çeyiz eşyasının kendisine ait olduğu ve davalı erkekte kaldığını ispat ettiği, ancak belirtilen çeyiz eşyaları dışında diğer dava konusu ettiği çeyiz eşyaları açısından iddiasını ispat edemediği, bu nedenle çeyiz alacığı isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, ziynet alacağı yönünden yapılan incelemede ise davacı vekili tarafından sunulan 22.11.2022 tarihli ıslah dilekçesinde, 200,00 TL talepli olarak açılan çeyiz alacağı istemine ilişkin davanın 36.433,00 TL arttırıldığı ve 36.633,00 TL olarak kabulüne karar verilmesinin talep edildiği, davacı kadın tarafından düğünde takılan ziynet eşyalarının, davalı erkek tarafından alındığı ve iade edilmediğini iddia ettiği, somut olayda ispat yükünün davacı kadında olduğu, ancak davacı kadının, dava konusu ziynetlerin davalı erkek tarafından alındığını ispatlayamadığı, davacı kadın tanıklarının beyanlarının bizzat görgüye dayalı olmadığı, bu nedenle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; katılma...
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından takip dosyası ile müvekkiline ait taşınmaz üzerine konulan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 200.000,00 TL alacak için icra takibi yapıldığını ve icra emri gönderildiğini, alacağa dayanak olarak davacının kefil olduğu genel kredi sözleşmesi ile kredi kart sözleşmelerine ve asıl kredi borçlusu tarafından kullanılan konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borcu gösterildiğini, davacının asıl kredi borçlusu olmadığını, davacının kefil ve taşınmaz sahibi ipotek sahibi olduğunu, ayrıca davacı hakkında kredi sözleşmesinin teminatı olarak 19/09/2014 tanzim tarihli, 22/10/2015 vadeli 250.000,00 TL bedelli teminat senedinden dolayı takip dosyası ile 228.672,59 TL alacak miktarınca icra takibi yapıldığını, davacı ile yapılan kefalet anlaşmasının şekil itibari ile geçersiz olduğunu, takip tarihleri ile henüz alacağın davacı yönünden muacceliyet kazanmadığını, ileri sürerek davacının takip dosyaları yönünden borçlu olunmadığının tespitine, takiplerin...
- KARAR - Davacı vekili, davalı tarafından takip dosyası ile müvekkiline ait taşınmaz üzerine konulan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 200.000,00 TL alacak için icra takibi yapıldığını ve icra emri gönderildiğini, alacağa dayanak olarak müvekkilinin kefil olduğu Genel Kredi Sözleşmesi ile kredi kart sözleşmelerine ve asıl kredi borçlusu tarafından kullanılan konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borcu gösterildiğini, müvekkilinin asıl kredi borçlusu olmadığını, müvekkilinin kefil ve taşınmaz sahibi ipotek sahibi olduğunu, ayrıca müvekkili hakkında kredi sözleşmesinin teminatı olarak 19/09/2014 tanzim tarihli, 22/10/2015 vadeli 250.000,00 TL bedelli teminat senedinden dolayı takip dosyası ile 228.672,59 TL alacak miktarınca icra takibi yapıldığını, müvekkil ile yapılan kefalet anlaşmasının şekil itibari ile geçersiz olduğunu, takip tarihleri ile henüz alacağın müvekkil yönünden muacceliyet kazanmadığını, bu nedenlerle...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının 180.000 TL bedelli senetle hakkında kambiyo senetlerine özgü takip yaptığını ancak davalıya böyle bir borcunun olmadığını ileri sürerek bu takibe borçlu olmadığının tespitine karar verimesini istemiş, birleşen ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/327 Esas 2012/231 Karar sayılı dosyasında da 190.000 TL tutarında başka bir kambiyo senedinden kaynaklı takibe borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık; boşanan eşler arasında açılan çeyiz senedine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki çeyiz senedi-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan ... ile evlenirken çeyiz eşyalarının davalılara teslim edildiğini, boşandıktan sonra da iade edilmediğini ileri sürerek, çeyiz senedinde yazılı eşyalarının aynen ya da bedelleri olan 6.000 YTL.nın ödetilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2014 NUMARASI : 2012/610-2014/177 Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacıya ait ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu, çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını belirterek, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, olmaz ise bedelinin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; ziynetlerin davacıda kaldığını, evde bulunan çeyiz eşyalarının iade edileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
tutulmasına ve davacının bu alacak yönünden dava açmakta muhtariyetine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....