"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, düğünde takilan ziynetlerin mevcutsa aynen, değilse bedelinin, çeyiz eşyalarının da bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ziynet alacağı yönünden davanın reddine, çeyiz eşyalarının mevcutsa aynen, mevcut değilse bedelinin tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların 24.07.2008 tarihinde evlendiklerini, taraflar arasında çeyiz eşya senedi yapıldığını, müvekkilin evden dövülerek ve kovularak çikartıldığını, babası avluda müvekkili ağlarken bulup eve götürdüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları sakli kalmak üzere çeyiz senedinde yazılı eşyaların bedeli olan 15.000 TL nin tahsilini istemiştir....
DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesine özetle; Tarafların 29/01/2017 tarihinden beri evli olduklarını, müşterek çocuklarının bulunmadığını, 5.000,00TL çeyiz alacağının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:"Davacının 5.000,00 TL çeyiz yardımına ilişkin talebi yönünden MAHKEMENİN GÖREVSİZLİĞİNE," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
O halde mahkemece yapılacak iş, asıl alacak miktarı belirlenirken 16.07.2008 tarihli Bilirkişi Raporu ile tespit edilen çeyiz ve ziynet eşya bedelinden ... 7.Aile Mahkemesinin 2008/365 E-2008/1050 K.sayılı kararı ile hükmedilen 750,00 TL alacak miktarı mahsup edilmeli, asıl alacak miktarına 27.10.2008 icra takip tarihi itibariyle yasal faiz işletilmeli ve mahkeme kararının hüküm kısmında, davalının sorumlu olduğu asıl alacak ve faiz miktarı ayrı ayrı gösterilerek, infaza ve Yargıtay denetimine elverişli hüküm kurmak olmalıdır." gerekçesi ile bozulmuştur....
Davalı, düğünden yaklaşık 20 gün sonra davacının kendisinin haberi olmadan evi terk ettiğini, kendisinin tüm çeyiz eşyalarını davacıya teslim ettiğini, düğün sırasında kendi ailesinin davacıya taktığı ziynet eşyalarının da davacı tarafından teslim edildiğini, bu şekilde davacı ile birbirlerinden alacakları eşya kalmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; dava, nişandan doğan alacak davası olarak nitelendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir. 1-) 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile (3.kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür. Davada, olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak mahkemeye aittir....
İflas sayılı dosyasında, alacak kaydı talebinde bulunduklarını, 5548 numarasına alacak taleplerinin kaydedildiğini, ancak alacak taleplerinin iflas idaresi tarafından, ''müflis bankadan alacağının olmaması ve talebin hisse senedine dayalı olması nedeniyle'' reddedildiğini, alacak taleplerinin mevduata uygulanacak en yüksek faiz ile hesaplanarak sıra cetveline işlenmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA/ Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının alacak talebinin hisse senedine dayandığını, alacak yazdırabilecek olan kişilerin müflisten alacaklı olan şahıslar olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE/ Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; iş bu davanın konusunun ve davacısının esas sayı itibariyle davamızdan önce İstanbul 3....
TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 6 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan alacak davasına dair karar davacı tarafından süresi İçinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde 17.835 TL bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, çeyiz ve ziynet eşyalarının tarafların müşterek mülkiyetinde olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, evlilik akdi sırasında çeyiz listesinde yazılı 61 adet çeşitli ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıya teslim edilmesine rağmen davacıya iade edilmediğini belirterek çeyiz ve ziynetlerin mümkünse aynen, değilse bedelinin tahsilini istemiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2006/689 esas sayılı dosyasında dava açarken, ziynet eşyalarının elinden zorla alındığını ve 17.11.2000 tarihli çeyiz senedine konu ev eşyalarının da davalı kocanın uhdesinde kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla şimdilik bedeli olan 750 TL'nin tahsilini de istemiştir. O davada alınan 25.10.2004 tarihli bilirkişi raporunda çeyiz eşyalarının değeri 3.485 TL,ziynet eşyalarının değeri ise 7.633.22 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu tarafların boşanmasına hükmedilmiş, ziynet ve çeyiz eşyalarının bedeli hakkındaki davanın ise tefrikine karar verilmiştir. Bunun üzerine ... Aile Mahkemesi'nin 2008/365 esasına kaydedilen davada, önceki davada alınan bilirkişi raporu çerçevesinde taleple bağlı kalınarak 750 TL'nin davalıdan tahsiline hükmedilmiştir. Hüküm 15.4.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ise hükmün kesinleşmesinden önce 27.10.2008 tarihinde .......
K A R A R Davacılar, davalı ...’nin başkasını sevdiğini söyleyip evi terk ettiğini ve evlenirken verilen çeyiz senedine dayanarak aleyhine eşya davasının açıldığını, ancak bağıştan rücuu şartının oluştuğunu ileri sürerek, çeyiz senedinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, davalı ... ile evlilik sırasında davalılara verilen çeyiz senedinin, bağıştan rücuu şartları oluştuğundan iptalini bu dava ile talep etmişlerdir. Ancak davalı tarafından, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/226 esas sayılı dosyasıyla, çeyiz senedinin konusunu oluşturan eşyalara ilişkin alacak davasının açıldığı ve halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların, dava hakkına sahip olması dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka dava açmakta hukuki yararının bulunması gerekir. Hukuki yarar dava şartlarındandır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve çeyiz eşya bedeli davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, ziynet ve çeyiz eşya bedeline ilişkin alacak davasıdır. Mahkemece, gerekçe kısmında davalının, altınların satılarak bedeli ile davacı adına tarla alındığı savunmasında bulunduğu belirtilmiş ise de; davalı savunmasında yer almayan bu hususun maddi hataya yönelik olduğu ve sonuca etkili görülmediğinden, bozma sebebi yapılmamıştır....
Yine mahkeme kararının gerekçesinin yetersiz olduğu, hangi ziynet ve çeyiz eşyalarının neye göre kabul edildiğinin gerekçeli kararda yeteri kadar açıklanmadığı, bazı çeyiz eşyaları kullanım süresine göre ekonomik ömrünü tamamlamasına ve bilirkişi tarafından bu çeyiz eşyalarına değer verilmemesine rağmen bu çeyiz eşyalarının hüküm fıkrasında zikredilmesinin ve yine ıslah dilekçesi, ıslah tarihi dikkate alınmadan karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; Davalının Evlendirme Dairesinden imza örneklerinin istenerek, davalının mahkeme huzurunda imza örneklerinin alınarak ve dosyada bulunan diğer imza örnekleri de dikkate alınmak suretiyle dosyaya sunulan çeyiz senedindeki imzanın davalıya ait olup olmadığı yönünde Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir....