Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinin "Kanun sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır" hükmü de kanunun ruhunun uygulamada dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir. Kanun metninin kaleme alınış şekli itibarı ile anlatım ve ifade yerleşiminin tam olmadığı görülse de “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” dava açılmadan önce denilmek sureti ile kriter olarak alacak ve tazminat talebi öngörülmüştür. Kanun alacak ve tazminat davası ibaresini bilinçli olarak tercih etmemiş bu tür taleplere ait dava türü ayırt etmeksizin arabuluculuğa başvurmayı dava şartı olarak düzenlemiştir. Gerekçeden ve metinden sadece alacak ve tazminat istemli davaların dava şartı arabuluculuk dava şartına bağlandığı sonuç çıkmamakta, alacak ve tazminat istemleri hakkındaki açılacak tüm davaların arabulucuk dava şartına bağlı olduğunun hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Eda davası veya tespit davası ayrımı arabulucuğa ilişkin anılan düzenlemede yer almamaktadır. İİK.'...

    Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

      Her şeye rağmen İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

        Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

          Her şeye rağmen İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

            Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

              Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; asıl alacak davalı tarafça yargılama sırasında ödenmekle asıl alacak yönünden dava konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, asıl alacak yönünden temerrüt tarihi 3.4.2007 den itibaren işeyecek yasal faizin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.60 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 12.5.2009 günü oybirliği ile karar verildi....

                Davalı ve dava dışı ...hakkında dolandırıcılıktan kamu davası açılmış, Şile Asliye Ceza Mahkemesi'nce sanıkların mahrumiyetine karar verilmiş ise de temyiz edilen bu karar, henüz kesinleşmediği gibi, zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılma durumu ile karşı karşıya olduğundan hukuk hakiminide bağlayacak bir ceza mahkemesi kararından bahsetmek mümkün değildir. Davalı, alım-satım ilişkisini kabul etmediği gibi, dolandırıcılığa konu olan çek ve senetlerde imzasının olmadığını ileri sürmektedir. Gerçekten de çek ve senetlerde davalının imzası olmadığından ve davacıda davalının kendisini dolandırdığını açılan ve henüz kesinleşmeyen ceza davası haricinde usulüne uygun olarak ispat edemediğinden ve bu konuda yazılı çek ve senet haricinde kanaat verecek delilde bulunmadığından davalı hakkında açılan alacak ve manevi tazminat davasının reddine veya ceza dosyasının eklenmesine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun düşünce ve kararlarına katılmıyorum. 24/03/2011...

                  Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açanın bunu açıkça dava dilekçesinde belirtmesi gerekir.Somut olayda; dava dilekçesi içeriğinden davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığının anlaşılması ve belirsiz alacak davalarında dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımı süresinin kesileceği göz önüne alındığında, davalı vekilinin ıslah edilen bölüm için zamanaşımı itirazı yerinde bulunmamıştır.Sonuç olarak, toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesiyle birlikte istinaf başvuru nedenleri de gözetilmek suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosyada ki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, ... plakalı araçla ilgili olarak D2 yetki belgesi olan minibüsün 25/12/2011 kaza tarihi itibariyle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmasının zorunlu olmasına...

                    VEKİLİ : : DAVA : Tazminat İSTİNAF KARAR TARİHİ : İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen dair verilen karara ilişkin davacı vekili ve davalı ...Ş. vekilinin ayrı ayrı istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle açılan maddi tazminat davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine, iş göremezlik ve tedavi gideri olmak üzere toplam 2.460-TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalı ... şirketince ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu