Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı dava dilekçesinin 5 ve 6. sayfalarında bu zarar ve alacaklarını tam ve kesin olarak belirlemiş olmasına rağmen davayı belirsiz alacak davası olarak isimlendirerek açmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin dava dilekçesinde alacağının belirsiz alacak davası olduğunu belirtmesine rağmen Dairemizin 10.07.2013 gün 2012/6728 Esas 2013/4.521 Karar sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.03.2016 gün 2014/15-430 Esas 2016/207 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere davanın belirsiz alacak davası olarak görülüp yürütülmesi mümkün değildir. Ancak davacının alacağını tam ve kesin olarak belirlenebilecek olmasına rağmen tahsili için belirli kısmını talep ederek kısmi dava açması mümkündür....

    asgari ---maddi tazminat, --- manevi tazminat olmak üzere toplam ------ kısmının, haksız fesih tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada ... Asliye Hukuk ve 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, müessir fiil sonucu uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.'nın 3. maddesinde "müddeabih birden ziyade ise, miktar ve kıymetlerinin mecmuu esas ittihaz olunur" hükmü yer almaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak-tazminat davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kira alacağı ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalı kiracının 2006 yılına ait 1, 2 ve 3. Kira taksitlerini ödemediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, toplam 4.233,00 TL kira alacağının vade tarihlerinden itibaren, ayrıca bir yıllık kira karşılığı olan 4.233,00 TL tazminatın da vade tarihi olarak 26.03.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir....

          Dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak tazminat talep edilmiş olmasına göre, davacının istinaf incelemesine yönelik talebinin kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle reddi hatalı olmuştur. Bu nedenle 31/12/2020 tarihli ek karara karşı istinaf talebinin kabulü ile esasa ilişkin istinaf talebinin de değerlendirilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "Davacının belirsiz alacak davası açması için dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkansız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamayacağından davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasında hukuki yarar yoktur." gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

            Bu açıklamalar doğrultusunda, davaya konu iş kazasından kaynaklı tazminat davalarında davacının maddi tazminat alacağının tespiti, yargılama sürecinde taraflarca gösterilecek delillere göre belirlenip hesap edilecek olmasına göre davanın açıldığı tarih itibariyle davacının maddi tazminat alacağını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyecek olması nedeniyle ve hukuki nitelendirmenin Hakime olduğu hususu da dikkate alınarak davayı 6100 sayılı H.M.K’nun 107.maddesine dayalı belirsiz alacak davası olarak değerlendirerek dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin de bu doğrultuda irdelenmesi, sonucuna göre yargılama sürecinde sunulan maddi tazminatın artırılmasına dair istemin de ıslah olarak değil; talep artırım talebi olarak değerlendirilmesi ve buna göre de zamanaşımının dava tarihi itibariyle tüm alacak yönünden kesildiğinin kabul edilerek talep artırıma yönelik dilekçeye yönelik zamanaşımı def’inin reddine karar verilmesi gerektiği açıktır....

              Bu açıklamalar doğrultusunda, davaya konu iş kazasından kaynaklı tazminat davalarında davacının maddi tazminat alacağının tespiti, yargılama sürecinde taraflarca gösterilecek delillere göre belirlenip hesap edilecek olmasına göre davanın açıldığı tarih itibariyle davacının maddi tazminat alacağını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyecek olması nedeniyle ve hukuki nitelendirmenin Hakime olduğu hususu da dikkate alınarak davayı 6100 sayılı H.M.K’nun 107.maddesine dayalı belirsiz alacak davası olarak değerlendirerek dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin de bu doğrultuda irdelenmesi, sonucuna göre yargılama sürecinde sunulan maddi tazminatın artırılmasına dair istemin de ıslah olarak değil; talep artırım talebi olarak değerlendirilmesi ve buna göre de zamanaşımının dava tarihi itibariyle tüm alacak yönünden kesildiğinin kabul edilerek talep artırıma yönelik dilekçeye yönelik zamanaşımı def’inin reddine karar verilmesi gerektiği açıktır....

                de temerrüd tarihi olan 24/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar ..., ... ve ... için maddi tazminat talebi, mütevvefa için defin cenaze yol masrafı olan 250,00 TL alacak talebi, davacı ... için çalışamamaktan kaynaklı 250,00 TL alacak talebi ile tüm aile bireylerinin tedavi, yol ve ilaç giderlerinden kaynaklı 250,00 TL alacak talebi yönünden feragat nedeniyle reddine, davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 7.500,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 7.500,00 TL manevi tazminat, davacı ... ... için 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 55.000,00 TL manevi tazminatı olay tarihi olan 02/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ... Turizm Ltd. Şti'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... Tur. Sey....

                  İcra Müdürlüğü'nün 2014/16203 sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yaralanan şahsın davacının sigortalı çalışanı olmayıp zararın poliçe teminatına dahil olmadığını, işbu dava dayanağı olan icra takibinde 88.878,00 TL asıl alacak talebinde bulunulduğunu, hangi alacak kalemi bakımından müvekkilinden tazminat talep edildiğinin belirtilmediğini, müvekkilinin sorumluluğunda olan tazminat miktarının tamamı olan 57.997,00 TL nin 13/02/2014 tarihinde ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava dışı ......

                    İİK'nin 97/13.maddesi gereğince hükmedilecek tazminat matrahında da belirtilen şekilde tesbit edilen bu dava değeri esas alınır. Somut olayda, takip dayanağı ilam Yargıtay incelemesinden geçerek bozulmuş ve henüz yeni ilama göre belirlenen alacak ile ilgili bir takip talebi düzenlenmemiştir. Dolayısı ile hacizli mal değeri ile karşılaştırılacak olan takip konusu alacak miktarı belli değildir. Mahkemece, yeni mahkeme ilamına göre düzenlenmiş takip talebi bulunup bulunmadığı takibin devam edip etmediği araştıralarak,yeni düzenlenmiş takip talebi ve devam eden bir takip var ise takip talebindeki miktar esas alınarak tazminat matrahının belirlenmesi gerekir. Takipten vazgeçme sözkonusu ise davanın konusu kalmayacağından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek bu halde tazminat koşulları oluşmayacağından alacaklı lehine tazminata hükmemedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                      UYAP Entegrasyonu