Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan kabul şekline göre, satış bedelinin tahsiline karar verilirken satıma konu kazanların iadesine karar verilmemesi de doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu noktada tarafların satıma konu ettikleri malların ayıplı olması durumu kabul edilse dahi davacının bu ayıbı kabul ettiği ve gizli ayıbı öğrendikten sonra derhal durumu satıcıya bildirmediği sonucuna varılmaktadır. Zira her iki taraf ---- iştigal eden firmalar olup satıma konu edilen ürünlerin teknik yönden incelemesini yapabilmesi en azından malların davacıya teslim edilmesi akabinde gerekli tetkik incelemeyi yani muayene yükümlülüğünü yerine getirmesi beklenmektedir. Hal böyleyken davalı tarafça muayene yükümlülüğü yerine getirilmediği gibi gizli ayıplı olduğu iddia olunan ürünler nedeni ile derhal ihbar yükümlülüğünün de yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. İzah olunan gerekçeler ile davacının davasının ispatlanamaması nedeni ile reddine dair karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Bu noktada tarafların satıma konu ettikleri malların ayıplı olması durumu kabul edilse dahi davacının bu ayıbı kabul ettiği ve gizli ayıbı öğrendikten sonra derhal durumu satıcıya bildirmediği sonucuna varılmaktadır. Zira her iki taraf ---- iştigal eden firmalar olup satıma konu edilen ürünlerin teknik yönden incelemesini yapabilmesi en azından malların davacıya teslim edilmesi akabinde gerekli tetkik incelemeyi yani muayene yükümlülüğünü yerine getirmesi beklenmektedir. Hal böyleyken davalı tarafça muayene yükümlülüğü yerine getirilmediği gibi gizli ayıplı olduğu iddia olunan ürünler nedeni ile derhal ihbar yükümlülüğünün de yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. İzah olunan gerekçeler ile davacının davasının ispatlanamaması nedeni ile reddine dair karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Bu noktada tarafların satıma konu ettikleri malların ayıplı olması durumu kabul edilse dahi davacının bu ayıbı kabul ettiği ve gizli ayıbı öğrendikten sonra derhal durumu satıcıya bildirmediği sonucuna varılmaktadır. Zira her iki taraf ---- iştigal eden firmalar olup satıma konu edilen ürünlerin teknik yönden incelemesini yapabilmesi en azından malların davacıya teslim edilmesi akabinde gerekli tetkik incelemeyi yani muayene yükümlülüğünü yerine getirmesi beklenmektedir. Hal böyleyken davalı tarafça muayene yükümlülüğü yerine getirilmediği gibi gizli ayıplı olduğu iddia olunan ürünler nedeni ile derhal ihbar yükümlülüğünün de yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. İzah olunan gerekçeler ile davacının davasının ispatlanamaması nedeni ile reddine dair karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/14 Esas KARAR NO : 2021/1174 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 06/01/2020 KARAR TARİHİ : 23/12/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkil şirketin davaya konu .......... plakalı ......... marka, ......... tipi aracı ticari faaliyetlerinde kullanılmak üzere 30.04.2018 tarihinde 400.000-TL bedel karşılığı davalılardan .........’den satın aldığını, Mart 2019 tarihinde aracın kullanımı sırasında arıza meydana geldiğini, aynı gün Bursa’da Teknik servise ve oradan da 6 Mart 2019 tarihinde davalı .......... Oto Servis ve Tic....

            Davaya konu aracın trafik kayıt maliki olan ve kati satış sözleşmesi ile davacıya satmış bulunan ...’in de davada taraf olması gerektiği düşünülerek kendisi davaya dahil edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir....

              Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir....

                Tarafların icelenen ba-bs bildirimleri mutabakat halinde olduğu anlaşılmakla davalı tarafından ticari satıma konu malların teslim alındığı ispatlanmış olup ,davacı ticari defterlerinden davalının yaptığı kısmi ödemeler mahsup edilmekle davacı tarafından alacak kaydedildiği , davalının borcun tamamını ödediğine yönelik delil ibrazında da bulunmadığı , Takip tarihinin 19/08/2021 olduğu ve de 108.598,71 TL üzerinden takip başlatıldığı yapılan bilirkişi incelemesi uyarınca da takip tarihinde davacının 108.598,71 TL alacaklı olduğu ,iş bu dava tarihinin 22/11/2021 olduğu dava değerinin 108.598,71 TL olduğu görülmüş ise de ,dava tarihinden sonra davalı tarafından kısmi ödemeler yapıldığı davacı taraf ticari defterleri ile sabit ise de mahsup yapılmaksızın dava açıldığı anlaşılmakla ;takip tarihinden sonra 30.000,00 TL ödeme yapıldığı cari hesap dökümünden anlaşılmış olup iş bu tutar yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı ,bakiye 78.598,71 TL yönünden ise davacının dava tarihi...

                  Mahkemece, taraflar arasında otobüs satım sözleşmesi yapıldığı, satıma konu aracın teslim edildiği gün arızalandığı, arızanın sadece kompresör sistemiyle ilgili olduğu, dava konusu olayda mevcut arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu, teslim tutanağında düzenlenen kaporta ve mekanik durumunun mevcut hali ile görülüp aracın teslim alındığı ifadesinin dava konusu arızayı içermediği, somut arızanın kompresörde satış esnasında var olan ve yapılacak detaylı teknik ve elektronik sinyal kontrolleriyle tespitinin mümkün olduğu, gözle yapılan kontrolde fark edilerek aracın kabul edildiği anlamına gelmeyeceği, davanın süresinde açıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 5.000,00 TL onarım bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan aracın arızası nedeniyle ödenen tamir bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı dava konusu aracı 2. el olarak davalıdan satın almıştır....

                    A.Ş'den satın alındığını ancak aracın kullanımı sırasında fren esnasında titreme ve yana kayma sorunları yaşanması üzerine yetkili servislere götürülmüş ise de arızaların giderilemediğini ve böylece araçtan beklenen faydanın sağlanamamış olup aracın gizli ayıplı bulunduğunu belirterek satım sözleşmesinin feshiyle aracın ayıplı olduğunun tespitine, aracın davalıya iadesiyle 58.000 TL araç bedelinin aracın iade tarihinden itibaren değişken oranlarda reeskont faiziyle ve araca yapılan 290 TL masrafın yapıldığı tarihten itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, ayrıca fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... Global A.Ş ve ... Otomotiv A.Ş vekilleri ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleriyle davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu