Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2009/5338 esas sayılı dosyasında davalının asıl alacak miktarı olan 74.500,00 TL asıl alacak için davalının itirazının iptaline, icra takibinin asıl alacak miktarı olan 74.500,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının 38.610,00 TL KDV alacağı için itirazın iptali talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....

    hizmetlerine ilişkin olmak üzere personel, her türlü taşınır ve taşınmaz malları ve bu hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik yatırım, alacak ve borçları, komisyonca ilgisine göre büyükşehir belediyesi ile ilgili bağlı kuruluş arasında paylaştırılacağı düzenlenmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesi'nden verilen 25.11.2014 gün ve 371/720 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... Çetin vekili, dava dilekçesinde belirtilen 20 ve 395 parsel taşınmazlar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile 1/2 oranında tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur....

        Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde davacı taraf, dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL harca esas değer gösterilmek suretiyle dilekçede belirtilen 2 adet taşınmaz, 1 adet araç, ziynet eşyaları ve ev eşyaları nedeniyle alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinde davacının alacak talebinin hangi kalem için ne kadar olduğu açıklanmamıştır. Mahkemece davacının talepleri açık olmadığı halde açıklatma da yapılmamıştır. Bu durumda öncelikle mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK'nun 31. maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacıya talep ettiği alacak kalemlerinin her biri yönünden talep ettiği alacak miktarını ayrı ayrı açıklattırılması gerekir....

          Somut olayda mahkemece, dava konusu 3.3.2009 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı ...’e satılan altı taşınmaz yönünden davanın kabulü ile davacının dava konusu... İcra Müdürlüğünün 2011/711 sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak anılan taşınmazlar üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken, dava konusu altı taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri olan 83.881,60 TL üzerinden davalı ... hakkında bu miktar alacak ve takip dosyasındaki asıl alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere takip hakkı tanınmasına karar verilmiş olması doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ......

            Bu durumda İİK’ nun 257/2 inci maddesi gereğince dava konusu alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere ; davalıların adına malvarlığı ve taşınmaz kayıtları üzerine , iş bu dava sonuna dek kayden ihtiyati haciz konulmasına,bu ihtiyati haciz işleminden dolayı borçlu 3. şahısların uğramaları muhtemel zarar ve ziyana karşılık olmak üzere davacıdan dava değerinin % 15'i oranında TL teminat alınmasına karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile; yerel mahkemenin 30/09/2021 tarihli davacının ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına, davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü ile davalı malvarlığı ve taşınmaz kayıtları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine dava değerinin %15'i oranında teminat alınarak ihtiyati haciz konulmasına, ihtiyati hacize ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yapılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 mad.).Somut olayda, muvazaalı temlik olunduğu iddia olunan taşınmaz üzerine yapılan binanın aidiyetinin tespiti isteminde bulunmasında davacının güncel bir hukuki yararının bulunduğu söylenemez. Davada ileri sürülen hak ile amaçlanan sonuç eda davası ile elde edilebilir niteliktedir. Öte yandan, davacı tarafın muhtesatla ilgili iddialarına ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Ancak, öncelikle hukuki yararın varlığının incelenmesi gerektiğinden, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılabilecek bir alacak davası için önceden tespit isteminde bulunulmasının mümkün olduğu sonucuna varan; "..muhdesatın tespiti isteği açısından davacı ...'...

              ın alacak davasının kabulü ile 24.500... 'nın 6.6.2011 tarihinden itiraben işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı ...'a verilmesine, davacı ...’ın alacak davasının reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılardan ... ile davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemenin 2012/246 esas, 2014/44 karar sayılı ilamının davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 30.6.2015 tarih 2014/25605 esas, 2015/22595 karar sayılı ilamında; ‘’Davacılardan Hanife, kendisinin davalının oğlu olan eşiyle ... de oturduklarını, davalının kayın validesi olduğunu, taşınmaz alması için kardeşi olan diğer davacı ile birlikte para havale ettikleri halde davalının evi kendi üstüne aldığını bildirerek, davalıya gönderdiği bedelin tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı, oğluyla yeni evlenen davacı ...'...

                Mahkemece davanın kabulü ile 30.000 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına ve 12.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının 2010/3516-17313 aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı harici taşınmaz satış sözleşmesine dayalı olarak satış bedeline mahsuben davalıya 30.000 TL ödediğini,bu ödemenin davalı tarafından kartvizit arkasına yazılarak imzalanmak suretiyle kartvizitin kendisine verildiğini iddia etmiş,davalı savunmasında kartvizit arkasına yazılan bedelin davacı tarafından kendisine ödendiğinin ve bu ödemenin taşınmaz satışına ilişkin olduğunun ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir....

                  Taşınmaz başında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile davacı adına kayıtlı 441 m2 alanlı 459 ada 10 parsel sayılı, halen otopark olarak kullanılan taşınmaz üzerinde 40 m2 ve 50 m2 alanlı iki adet yazıhane ile 7 m2 alanlı mutfak binası bulunduğu tespit edilmiş ise de Dairemizin kararlılıkla devam eden ve sapma göstermeyen uygulamasına göre kira sözleşmesi düzenlendikten sonra kiracının kendisine tanınmış açık bir yetki olmaksızın taşınmaz üzerine sökülüp götürülmesi mümkün bulunmayan örtülü nitelikte yapı yapmış olması kiralananın sözleşmedeki niteliğini değiştirmez. Örtülü yapıya rağmen sözleşmeye konu taşınmaz Borçlar Kanununun adi kira hükümlerine tabi olmaya devam eder. Kaldı ki, kiralananın kullanma biçimi nazara alındığında 441 m2 alanlı taşınmaz üzerine sonradan yapılan yapıların toplam yüzölçümleri itibariyle üstün niteliğinin çatısız (gayrımusakkaf) olduğu, bu hali ile de taşınmazın 6570 Sayılı Kanuna tabi bulunmadığı kuşkusuzdur....

                    UYAP Entegrasyonu