Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şöyle ki; Davacılar vekilinin dava dilekçesinde davasını belirsiz alacak davası olarak açtığı ve yargılama sırasında 05.03.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre alacağını belirlediği dikkate alındığında Dairemizin bozma kararı sonrasında alınan rapora göre ikinci kez talebini artıramayacağı dikkate alındığında fazlaya hükmedildiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, Dairemizin 26/02/2018 gün ve 2017/30609 Esas - 2018/2880 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra, işin esasının incelenmesinde; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalı idare vekillince temyiz edilmiştir. Bilirkişi inceleme yaptırılmıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R- Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil talebine ilişkindir. Davada paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Temyiz konusu yapılan miktar 2.190,00 TL'nin altındadır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 5219 sayılı Kanunla değişik HUMK’nun 427. maddesi uyarınca, 2.190,00-TL'den az olan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin hükümler kesindir. Bu nedenle davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 18/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı, davalı şirketten taşınmaz satın aldığını, ancak bu taşınmazın muvazalı olarak diğer davalıya satıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescili olmadığı takdirde alacak istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece, tapu iptali ve tescil istemi reddedilmiştir. Davacı hükmü tapu iptali ve tescil istemi yönünden temyiz etmiştir. Dava şahsi hakka dayanan taşınmaz tescili isteğine ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 günlü ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca işbu davada temyizen incelenme görevi 01.02.2014 tarihinden itibaren Yargıtay 14.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 9.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu anlamda, 79'uncu maddenin uygulanması bakımından rücu, ancak, üçüncü kişinin elinde ya da zimmetinde asıl borçluya ait mal, alacak veya hak bulunmaması veya bulunan mal, alacak ve hakkın yeteri kadar olmaması durumunda olanaklıdır. Zira; alacaklı kamu idaresinin talebini borçluya ait mal, alacak ve hakla karşılayan üçüncü kişinin, asıl borçluya dönerek, "Kamu idaresine ödediğim meblağı bana iade et" demesi söz konusu olamaz. Bu sonuç, alacaklı kamu idaresinin haciz bildiriminde bulunmadan önce, üçüncü kişinin elinde ya da zimmetinde asıl borçluya ait mal, alacak veya hak bulunup bulunmadığı ve, varsa, miktarı konusunda tespit yapma zorunluluğu ile uyuşmayan bir durumdur. Eğer, kamu idaresi, haciz bildiriminde bulunmadan önce, üçüncü kişideki borçluya ait mal, alacak veya hakkı kesin miktarları ile tespit etmek zorunda ise; o zaman, maddede, asıl borçluya rücu olanağına yer verilmesinin anlamı kalmaz....

          Somut olayda, davacının taşınmaz yönüne talep miktarının toplam 94.626,17 TL olduğu, mahkemece taşınmaz yönünden 65.420,56 TL alacağın tahsiline karar verildiği anlaşılmakla, davacının taşınmaz yönünden reddedilen alacak miktarı (29.205,61 TL) karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesinin kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir. Açıklanan nedenle, davacı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Davacının temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 20.12.2022 (Salı)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan rapor uyarınca taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesi ve bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, el atılan taşınmaz, yol durumuna dönüştürüldüğünden, 4721 sayılı T.M.K’nun 999.maddesi uyarınca tapudan terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

              Ayrıca, birleşen dava dosyasıyla ilgili bilirkişi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Oral Öktü, 07.05.2012 havale günlü raporunda, davacı alacağını 339,770 Euro asıl alacak ve 4762 Euro işlemiş faiz toplamı 344,532 Euro olarak tespit ettiği ve davacı vekilinin 10.05.2012 tarihli celsede rapora bir diyeceği olmadığını ,bildirmesine rağmen mahkemece, birleşen dosyada, 344,698 Euro üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi HMK 24. maddesine aykırı olduğu gibi, davacı alacağı yönünden asıl alacak ve faiz ayrımı yapılmadan toplam alacak üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına da karar verilmesi usule aykırıdır. Yerel mahkeme kararının, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulması gerekirken ilamda yazılı gerekçelerle onandığı anlaşıldığından asıl ve birleşen davalardaki davacılar vekilinin karar düzeltme taleplerinin kabul edilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

                DAVA : Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/09/2021 KARAR TARİHİ : 04/10/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/112021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında .... alanlı mağaza niteliğindeki bağımsız bölüm için Kira Sözleşmesi yapıldığını, davalının Kira Sözleşmesi'nin 4.7. maddesi hükmü doğrultusunda mağazayı açmadığını, bu suretle sözleşmeyi ihlal ettiğini, belirterek davanın kabulü ile Fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL Beher gün gecikmesinin aylık %16,75 ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine , fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL Kira bedelinin aylık %12+BSMV üzerinden hesaplanacak temerrüt faizinin geciken her gün uygulanarak davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine; fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00...

                  Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın taşınmaz kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili ilamsız icra takibine itirazın iptaline ilişkin olmakla Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle davanın dava şartları yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 Sayılı HMK.nun 4/1-a maddesine göre ise “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Somut olayda, Davacılardan ... Makineleri A.Ş. ile davalılardan ... . San. ve Tic. A.Ş. arasında 01.07.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....

                    in uzun süredir geçimsiz olduğu eşinden, ayrılma ihtimaline binaen davalı ... ile anlaşmalı olarak, bedeli ödenmeden tapusu alınan taşınmaz satışından kaynaklanan alacak gibi yaşam deneyimlerine uygun olmayan bir alacak ilişkisi yaratılarak ve belirtilen şekilde muvazaalı olduğu açık olan icra dosyası ile takip yapıldığı sabittir. Boşanma davası takipten sonra açılmış ise de, boşanmaya neden olan sebeplerin takip tarihinden öncesinde mevcut olduğu boşanma dosyası içeriğinden anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...'a geri verilmesine 12/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu