Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu uyuşmazlık, harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK'nun 706, TBK'nun 237. (BK.'nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından, dava konusu taşınmaz için davalı adına çekilen kredi taksitlerinin kendisi tarafından ödendiğini iddia ederek, birbirini takip eden aylara ilişkin kredi taksit miktarlarını ihtiva eden, bir kısmında davacının isminin bir kısmında kredi taksit ödemesi açıklaması bulunan dekontlar ibraz ettiği anlaşılmaktadır....

    Bu bağlamda, tatil günleri göz önünde bulundurulduğunda, müflis şirketin 10.11.2014 tarihinde temerrüde düşürüldüğü,Davacı bankanın iflas tarihi (22.06.2016) itibariyle müflis şirketten ------ no’lu Kredili Mevduat Hesabından kaynaklı alacağı toplam [71.367,53 TL asıl alacak + 34.124,86 TL faiz + 1.706,24 TL -------olmak üzere=] 107.198,63 TL, ----- no’lu Kredi Hesabından kaynaklı alacağı toplam [349.100,77 TL asıl alacak + 286.068,69 TL faiz + 14.303,43 TL------ olmak üzere =] 649.472,89 TL, ----- Kredi Hesabından kaynaklı alacağı toplam [428.583,89 TL asıl alacak + 351.200,69 TL faiz + 17.560,03 TL ------ olmak üzere =] 797.344,61 TL, ----- no’lu Kredi Hesabından kaynaklı alacağı toplam [254.274,41 TL asıl alacak + 208.363,75 TL faiz + 10.418,19 TL ------olmak üzere =] 473.056,35 TL, alacağı bulunduğu, bu durumda davacı bankanın nakdi kredilerden kaynaklı olarak toplam [1.103.326,60 TL asıl alacak + 879.757,99 TL faiz + 43.987,89 TL -----olmak üzere=] 2.027.072,48 TL alacağı bulunduğu...

      kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için ------....

        Taraflar arasındaki taşınmaz satışına ilişkin celp edilen taşınmaz satış akit senedinin incelenmesinden; taşınmaz maliki davalının bizzat dava konusu bağımsız bağımsız bölümü alıcı davacıya ipoteği bilerek, bütün hukuki vecibelerini kabul ederek, taşınmaz üzerinde işlem anında bulunan tüm takyidatlar ile birlikte bu satışı aynı bedelle kabul ettiği, taşınmaz satış bedelinin 3.000,00 TL olduğu, davalının satış bedelini nakden ve tamamen aldığının beyan edildiği, senet içeriğinden ipoteğe konu borç bedelinin satış bedeli olarak mahsup edildiği yönünde herhangi bir açıklayıcı beyan olmadığı, bilakis davalının, davacıdan satış bedelini nakden ve tamamen aldığını beyan ettiği anlaşılmıştır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/252 ESAS 2021/179 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) KARAR : Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 30/03/2021 tarih 2020/252 Esas 2021/179 Karar sayılı ilamına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi ; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında iş yeri satış sözleşmesi imzalandığını, davacının üzerine düşen yükümlülüğün yerine getirildiğini ve tapuyu devrettiğini ancak davalının sözleşmeye konu taşınmazın değeri olan 270.000 TL yi ödemediğini beyanla, harici satış sözleşmesi ile belirlenen bedelin tahsilini talep etmiştir....

        Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve davanın sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA,taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 11.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve davanın sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve davanın sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve davanın sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve davanın sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığından şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu