Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, alacağına itiraz edilen alacaklıya ait olduğu bu nedenle ispat yükünün davalı alacaklı ...’a ait olduğu, davalı alacaklının aralarındaki borç ilişkisinin kaynağını tam olarak açıklayamadığı, alacağını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalılardan ... temyiz etmiştir. Dava muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. İİK'nın 83/2. maddesinde, borçlunun maaşının üzerinde birden fazla haciz söz konusu olması halinde, haciz tarihi önde olan alacak bitmedikçe sonraki haciz alacaklısına ödeme yapılamayacağı belirtilmiştir. Borçlunun maaşına yazılan haciz yazılarının sıraya konularak bu sıra ile ödeme yapılması, İİK'nın 140/1 maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde değildir....

    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının İİK'nın 100. maddesine dayalı beyan ve itirazlarının sıra cetveline itiraz niteliğinde olmayıp muvazaa niteliğinde olduğu, aynı zamanda tacir olan davacının taşınmaz kaydındaki haciz şerhini görerek, bilerek ipotek tesis ettirdiği, davalının alacağının gerçek bir alacak olup davacının muvazaa iddiasının haksız ve hukuka aykırı olduğu, davanın sıra cetveline itiraz davası niteliğinde olmayıp olumsuz tespit davası niteliğinde bir dava olduğu, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalı alacağının gerçeği yansıtmadığı iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz niteliğindedir. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı ( muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır....

      Davalı ...vekili, davanın süresi içinde açılmadığını, daha önce yapılan sıra cetveline yapıaln itiraz sonucunda verilen kararın onanarak kesinletiğini, bu sıra cetvelinde de davalının son sırada yer aldığını, muvazaa iddiasıın doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, alaaklarının kamu alacağı olması nedeniyle muvazaalı olmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin hem alacak ve hemde haciz istek tarihleri davacının alacak ve haciz istek tarihlerinden daha önce olduğu, davalının alacağının kambiyo senedine dayalı olduğu, muvazaa olmadığı diğer davalı ...'ın ise, 15.06.2004 tarihinde elektrik tüketim bedelinden kaynaklanan alacağına dayalı olarak takip başlattığı, elektrik tüketim bedeli kamusal bir cihette taşımakla, muvazaa iddiasının dinlenmesine olanak bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

        Somut olayda, davalılar arasında muvazaanın varlığı kabul edilmiş olmakla birlikte dava muvazaa iddiasına dayalı alacak (eda) davası niteliğinde olduğundan ve alacak talebi yönünden 400,00 TL hüküm altına alındığından, davacı lehine hükmedilecek olan vekalet ücreti bu tutarı geçemez. Kabul şekline göre davacı lehine 400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.980,00 TL vekalet ücretinin hüküm altına alınması da isabetli olmamıştır. SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafça muvazaa iddiasının ispatlanamadığı kabulüyle hüküm kurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince muvazaa kabul edilerek tespit hükmü kurulmuş ise de, dava dilekçesinde davacının en başından itibaren davalının işçisi olduğu öne sürülerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin ve fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının talep edilmiş olduğu, netice olarak açılan davanın bir eda davası olduğu ve eda davasına konu kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı taleplerinin işyeri devri nedeniyle, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin ise ispat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olduğu görülmektedir. Dolayısıyla davacının talep ettiği alacak kalemlerinin tümünün reddine karar verilmiş olup, bu aşamada muvazaanın varlığı ya da yokluğunun tartışılması sonuca etkili değildir....

            İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafça muvazaa iddiasının ispatlanamadığı kabulüyle hüküm kurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince muvazaa kabul edilerek tespit hükmü kurulmuş ise de, dava dilekçesinde davacının en başından itibaren davalının işçisi olduğu öne sürülerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin ve fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının talep edilmiş olduğu, netice olarak açılan davanın bir eda davası olduğu ve eda davasına konu kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı taleplerinin işyeri devri nedeniyle, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin ise ispat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olduğu görülmektedir. Dolayısıyla davacının talep ettiği alacak kalemlerinin tümünün reddine karar verilmiş olup, bu aşamada muvazaanın varlığı ya da yokluğunun tartışılması sonuca etkili değildir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : ALACAK İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. İş Mahkemesi Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı....

                Asıl dava yönünden dava konusu taleplerin davalı ile diğer şirketler arasında muvazaa bulunduğu iddiası ile birlikte fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili, yıllık izin, ücret alacağı, kıdem ihbar tazminatı alacağı, ücret denkleştirme alacağı taleplerine ilişkin olduğu, davacı tarafın tam ıslah yapmak sureti ile alacak davasını muvazaanın tespitine yönelik tespit davasına çevirdiğini belirttiği, birleşen dosyanın ise yine muvazaa iddiası ileri sürülerek fazla mesai, genel tatil, hafta tatili ve denkleştirme ücreti alacağı taleplerine ilişkin olduğu mahkemece asıl dava yönünden muvazaa tespitine ve birleşen alacak davasının kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak YARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2.Mahkemece diğer işçilerin açtıkları işe iade davalarında muvazaa bulunduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davacı davalı işçisi kabul edilerek ilave tediye ve kök ücret farkı alacakları kabul edilmiştir. Dairemizce aynı gün incelemesi yapılan diğer işçilerin açtıkları 2015/41829-41838 E.sayılı işe iade davalarında ise muvazaa yönünden eksik araştırma bulunduğu gerekçesiyle işe iade davaları bozulmuştur....

                  Dosya kapsamına göre, İş Mahkemesinin 08.07.2014 tarihli 2013/280 esas ve 2014/312 karar sayılı kararının, Dairemizce muvazaa yönünden eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de, temyiz incelemesinde, davacının daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davaları sonucunda verilen kararların varlığının gözden kaçtığı ve dolayısıyla söz konusu kararlardaki muvazaa kabulünün, eldeki davada hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas alınan çalışma süresi bakımından kesin hüküm etkisinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacının, davalıya karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davalarında Kırıkkale İş Mahkemelerince verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu kabul edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu