Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun, birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Senetler ve çekler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden delil niteliğinde olup, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemez....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hüküm altına alınan alacağın brüt olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, Yargı içtihatları ile sabit olduğu üzere işverenlerin muvazaalı işlem ile aldatma yoluyla işçinin iradesini yanıltmayı amaçladıklarının açık olduğunu, bilirkişi raporunda zikredilen 5 yıllık zamanaşımının yasal hakları konusunda muvazaa ve hile yolu ile aldatılmamış işçiler yönünden öngörüldüğünü, davalı işverenden istenen alacakların bu yönü ile ücret alacağı olmayıp muvazaa nedeni ile uğranılan zararın karşılanması amacı ile açılan tazminat davası mahiyetinde olduğunu, bu nedenle işbu davada uygulanması gereken zamanaşımı, muvazaaya dayalı olarak aldatma yolu ile iradesi sakatlanan müvekkili açısından haksız fiiller içinde geçerli genel alacak zamanaşımı olan 10 yıl olduğunu beyanla kararı istinaf etmiştir....

    Muvazaa, iki tarafın iradesi ile beyanları arasında istenerek meydana getirilen bir uygunsuzluk hali olarak tanımlanmıştır. Muvazaanın dört unsuru bulunmaktadır. İlk unsur, görünürdeki (muvazaalı) işlemdir. İkinci unsur, muvazaa anlaşması olup, muvazaanın varlığı için gerekli bir şarttır. Muvazaa anlaşmasının tarafları, muvazaalı (görünürdeki) işlemin taraflarıdır. Muvazaa anlaşması, görünürdeki işlemin tamamını konu edinebileceği gibi, bir kısmını da konu edinebilir. Birinci halde tam muvazaa, ikinci halde ise kısmi muvazaa söz konusu olur. Muvazaa anlaşması, görünürdeki işlemden sonra yapılamaz. Üçüncü unsur, gizli işlemdir ki bu unsur sadece nispi muvazaada bulunmaktadır. Mutlak muvazaada gizli işlem yoktur. Ve son unsur, aldatma kastıdır. Muvazaa mutlak (adi) muvazaa ve nispi (nitelikli) muvazaa olmak üzere ikiye ayrılır....

    Davalı vekili, müvekkili ile kardeşleri arasında uzun süreden beri alacak borç ilişkisi olduğunu, çeşitli bankalardan çektiği kredi bedellerini kardeşlerine verdiğini, bunun karşılığında onlardan senet aldığını, aralarındaki borç ilişkisinin gerçek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece,davanın kabulüne dair verilen karar, davalı ... vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 18.10.2017 tarih ve 2015/7160 E. 2017/2733 K.sayılı ilamıyla İİK’nın 83.maddesine göre maaş haczi ile ilgili sıra cetveli yapılamayacağından maaş haczinde yapılan sıralamaya vaki muvazaa iddiasında genel muvazaa da olduğu gibi ispat yükü davacıda olup ispat yükünün davalıda olduğu kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur....

      Davalı, icra dosyalarında gerçek alacaklının davacının damadı olduğunu ve kendisinin ibra edildiğini buna ilişkin muvazaa sözleşmesi ve ibranamelerin mevcut olduğunu kaldı ki bahsi geçen icra dosyalarında tahsil edilen miktarların borçlulara iade edildiğini savunarak davanın reddini dilemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yargılama sırasında alınan 06.11.2013 tarihli bilirkişi raporunda, taraflar arasında muvazaa sözleşmesi olduğu gibi aralarındaki cari ilişki kapsamında davaya konu üç adet icra dosyasının çok cüzi bir kısmı teşkil ettiği, bu dosyalarda tahsil edilen miktarların ise iade edldiğininin ispatlanmasına göre alacak isteminin yersiz olduğu belirtilmiştir....

        HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ:ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ:06/04/2022 DAVA:Tazminat (Trafik Kazası (Maddi Hasarlı) Nedenli) İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ:ALANYA 7.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ:01/09/2021 DAVA:Tazminat (Trafik Kazası (Maddi Hasarlı) Nedenli) İSTİNAF KARAR TARİHİ:23/05/2022 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:23/05/2022 Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/03/2021 tarihinde müvekkilinin maliki olduğu ... plaka sayılı araca, davalı şirketin sigortaladığı ... plaka sayılı aracın çarpması sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait araçta maddi zarar ve değer kaybı oluştuğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak şimdilik 100,00 TL nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Alanya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01/09/2021 tarih ve ... Esas ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira hukukuna ilişkin davada ... 5.Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... 4.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesinin kira bedeli maddesinin muvazaa nedeniyle iptali ve kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesince, muvazaa nedeniyle kira sözleşmesinin iptali davasının miktara bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2....

            Muvazaa; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır, şeklinde tanımlanabilir. Muvazaa daha çok sözleşmenin yorumuyla ilgili olduğundan öğreti ve uygulamada kapsamlı olarak incelenmiş ve belirli kurallara bağlanmıştır. Gerek öğretide ve gerekse uygulamada muvazaa, mutlak ve nispi muvazaa olarak ikiye ayrılmaktadır: Mutlak muvazaada taraflar herhangi bir hukuki işlem yapmayı istemezler, yalnız görünüşte bir hukuki işlem için gerekli irade açıklamasında bulunurlar; nispi muvazaada ise taraflar gerçekten belli bir hukuki işlem yapmak isterler, ancak onu saklamak amacıyla, bir başka hukuki işlemin kurulduğu görüşünü yaratmak üzere irade açıklamasında bulunurlar. Yanlar, ister salt bir görünüş yaratmak için, ister başka bir sözleşmeyi gizlemek amacıyla, sözleşme yapsınlar görünüşteki sözleşme gerçek iradelerine uymadığından geçersizdir....

              tasarruf tarihindeki gerçek değeri olan 6.476,80 TL, takip konusu alacak miktarı olan 35.566,00 TL'den daha düşük olduğundan harç ve davacı yararına hükmedilen vekalet ücretinin tasarruf değeri üzerinden hesaplanması gerekirken alacak miktarı üzerinden hesaplanmasının da doğru olmadığı gereğine değinilmiştir....

                Hal bu olmakla birlikte, uyuşmazlık konusu davada genel kanun niteliğinde olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri gereğince muvazaa denetimi yapılmalıdır. Bu noktada önce muvazaanın tanımının üzerine durmak gerekir. Muvazaa; irade ile beyan arasında iki tarafın isteği ile, üçüncü kimseleri aldatmak amacıyla yaratılan uygunsuzluktur. Muvazaa mutlak ve nisbi muvazaa olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak muvazaada; sadece görünürdeki bir işlem ve bu işlemin taraflar arasında sonuç doğurmayacağına ilişkin muvazaa anlaşması vardır ve mutlak muvazaada bir gizli işlem yoktur.Nisbi muvazaada ise; taraflar üçüncü kişilerden gizlemek istedikleri bir işlemi, onları aldatmak amacıyla, bir görünürdeki işlem yaparak, üçüncü kişileri aldatırlar....

                UYAP Entegrasyonu