Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ..., 151 ada 128 parselin dedesi ...’den geldiğini, terekesinin taksim edilmediğini, annesi Rukiyeden dolayı miras payı bulunduğunu ileri sürerek adına tescili istemiyle; Davacı ..., 151 ada 126 parseldeki 1/3 hisseyi Mehmet Şahinden harici senet ile satın aldığını ileri sürerek 1/3 payın adına tescili istemiyle; Davacı ... ise 151 ada 126 parselin babası ... tarafından harici senet ile satın alındığını ileri sürerek babası ... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlardır....

    Mahkemece, kabul edenlerin payı yönünden davanın kabulüne, diğer mirasçıların payları yönünden harici satışın geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hükmün redde ilişkin bölümü davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK.nun 677.maddesi gereğince, miras payının devri hukuki sebebine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Yerel mahkemenin 08.04.2008 tarih ve 2006/255 Esas, 2008/116 Karar sayılı kararının redde ilişkin bölümünün davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 25.05.2009 gün ve 2009/1284 Esas, 2009/2577 Karar sayılı kararıyla; “Miras payının devrine ilişkin 28.07.1959 tarihli senedin HUMK.nun 297.maddesinde yazılı koşullara uygun olarak imza yerine atılan mühürlerin tasdik edilmemesi nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle …” onandığı anlaşılmıştır....

      Somut olayda davalılara satış yolu ile temlik edilen bir kısım taşınmazlar muvazaalı olup iptali gerektiği belirtilerek temlik harici tereke içinde gösterilerek tenkis hesabı yapılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakanları anneleri Emine Güldağ'ın 23.07.2004 tarihinde ölmüyle, geriye mirasçı olarak davalı kardeşi ile kendisinin kalığını, murisin sağlığında mal kaçırmak amacıyla davalı oğlunu bankadaki paralarını çekmesi için 14.03.2003 tarihinde yetkilendirdiğini, davalının anılan yetki belgesini kullanarak miras bırakanın bankadaki tüm paralarını çekip kullandığını, böylece saklı payının zedelendiğini ileri sürerek, davalı lehine yapılan kazandırmaların saklı payı oranında tenkisini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, murisin temlik harici taşınmazlarının davacının saklı payını karşılamaya yetecek düzeyde bulunması nedeniyle saklı pay ihlalinin olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Miras Payının Devri Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * miras payının devri sözleşmesinden (TMK.md.677) kaynaklanan iptal-tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 07.03.2008 tarihli kararının 1/c maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.09.2008 (Salı)...

            Noterliğinin 22.10.2018 tarih, 27586 sayılı veraset ilamına göre miras bırakan T9'un terekesinin 16 pay kabul edilerek; 8 payının davacı T1 3 payının davalı T9'a, 2 payının davalı T10 1 payının davalı T7 1 payının Kasım Kar'a ve 1 payının davalı T3 ait olduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. O halde, hesaplanacak katılma alacağından davacının borçlu olduğu bölümün (1/2 miras payına tekabül eden miktar) düşülmesi gerekir....

            Bu haliyle davacı ile davalıların murisi arasında geçerli bir miras payının devri sözleşmesi bulunduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İPTAL, TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava miras payının devrinden kaynaklanan iptal tescil, alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 19.2.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Bu itibarla yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile çekişmeli 1701 sayılı parsele ilişkin hükmün (ONANMASINA), 2- Dava konusu 1674, 1676, 1677, 3168, 3173 ve 3174 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Dava konusu 1674, 1676, 1677 sayılı parsellerin kayden ortak miras bırakan adına tapuda kayıtlı bulunduğu, diğer 3168, 3173 ve 3174 sayılı parsellerin ise tapusuz olup ortak miras bırakan Ali'ye ait olduğu gerek mahkemenin gerekse tarafların kabulündedir. Mahkemece taksim senedi başlığını taşıyan 19.8.1971 tarihli senede değer verilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Senedin miras bırakanın iradesine göre yorumlanması zorunludur. Miras bırakanın vasiyet şeklinde taşınmazları oğulları arasında taksim etmeyi amaçladığı ve bu amaca uygun olarak taşınmazları oğullarına teslim ettiği anlaşılmaktadır. Senetteki şartlar bu hususu açıkça doğrulamaktadır. Senet usulen düzenlenmediğinden vasiyetname olarak kabulü de olanaksızdır....

                Dava, ticari nitelikteki servis aracının harici satımından kaynaklanan alacak davası olup işin ticari nitelikte dava olması nedeniyle TTK' nın 4. ve 5. maddeleri gereğince davaya bakma görevi .. ait olduğundan ve görev hususu resen gözetilmesi gerektiğinden mahkemece görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu