Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisine dayandığı, HMK'nın 4/a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilâmsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 sayılı HUMK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir....
Mülga 1086 Sayılı HMUK.dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Somut olayda; dava, Maden Kanununun 15. maddesi gereğince buluculuk hakkına dayalı alacak istemine ilişkin olup taraflar arasında herhangi bir kira ilişkisi yoktur. TBK.nın 269. maddesinde düzenlenen tanıma göre; kira sözleşmesi kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Bu düzenleme çerçevesinde taraflar arasında herhangi bir kira ilişkisi olmadığının kabulü gerekir. Açıklanan bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, HMK'nın 4/a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında Sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, kiralanan çay ocağı işletmesinin kira süresinin bitiminden itibaren tahliyesine kadarki dönemde fuzuli işgal edilidği iddiasıyla ecrimisil istemine ilşkin olduğu, davanın malvarlığıına ilişkin olup kira sözlşmesi ile ilgili olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 Sayılı HMK.'...
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, HMK'nın 4/a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında Sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, kiralanan çay ocağı işletmesinin kira süresinin bitiminden itibaren tahliyesine kadarki dönemde fuzuli işgal edilidği iddiasıyla ecrimisil istemine ilşkin olduğu, davanın malvarlığıına ilişkin olup kira sözlşmesi ile ilgili olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 Sayılı HMK.'...
DAVA Alacaklı dava dilekçesinde; adi yazılı kira sözleşmesine dayalı adi kiraya ve hasılat kiralarına ait Örnek 13 takipte, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu tarafından takibe konu borcun takipten önce banka hesabına ödendiğini, bu nedenle borcunun bulunmadığını ileri sürerek borca, faiz ve ferilerine itirazda bulunulduğunu, takibe konu kira sözleşmesinde kira bedelinin aylık net 14.000 TL olacağı, ilk altı ay boyunca kira bedelinin 13.000 TL olarak uygulanacağı, her yeni 1 yıllık dönemdeki kira bedelinin net Asgari Ücret formulasyonu ile tespit edileceği, kira bedelinin ödenmemesi durumunda ticari temerrüt faizi uygulanacağı hususlarının kararlaştırıldığını, takipte talep edilen aylara ilişkin bakiye kira borcu bulunduğunu, bu nedenle itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın kaldırılması, davalı borçlunun temerrüt nedeniyle "... ...Evleri No: 17 .../Manisa" adresindeki taşınmazdan tahliyesi ile davalı borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. II....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kira artışı konusunda karşılıklı mutabakat bulunduğunu, eksik inceleme yapıldığını beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kira alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece; icra takibinin16.661 TL asıl alacak olarak devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 01/01/2016 tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile taşınmaz davalıya işyeri olarak kiralanmış, yıllık kira bedelinin 22.000 TL olduğu, yıllık artış oranının TEFE-TÜFE oranında kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık; kira ilişkisine yönelik bir itiraz bulunmayıp, uyuşmazlık alacak miktarı noktasındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye ve alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye ve alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağı ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece; kira ilişkisinin varlığı davacı tarafından kanıtlanamadığından davanın meni müdahale ve ecrimisil hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş olup, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı, aylık kira bedelinin 100 TL olduğunu ve ödendiğini, davacının talep ettiği kira bedelinin doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davaya konu kira alacağının 07.10.2010 tarihinden (tahliye davasının açıldığı tarih) bu kararın kesinleştiği 18.07.2013 tarihine kadar işleyen kira bedeli 3300 TL asıl alacak 381,47 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı takipte 53 aylık kira bedelini talep etmiş ise de yargılama sırasında tahliye davasının açıldığı tarihten takip tarihine kadar işleyen kira bedellerini istemiştir....
Mahkemece, “Davanın kira sözleşmesine dayalı kira alacağı ve tazminat niteliğinde olup Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi dahilinde bulunduğundan” Mahkemenin Görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HUMK.nun 8. maddesinin 2. fıkrasına göre dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veyahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi içindedir. Ancak davacı tarafından 05.06.2007 havale tarihli dava dilekçesinde tahliye, akdin feshi veya tespit talebinde bulunulmaksızın kira sözleşmesi hükümleri gereğince ödenmesi gereken kira paralarının ve tazminatın tahsili istenmiştir. Bu durumda davanın sadece kira alacağı ve tazminat istemine yönelik olduğu açıktır. Kira alacağı davası bağımsız olarak açıldığında görevli mahkeme alacak miktarına göre tayin edilir....
Uyuşmazlık bu kira sözleşmesinde belirlenen oranlardaki kira bedellerinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözlü kira sözleşmesinde belirlenen kira bedeli dikkate alındığında her ne kadar Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 200. maddesi uyarınca senetle ispat zorunluluğu bulunsa da HMK 203. maddesi bu kuralın istisnalarını belirlemiştir. Buna göre kira sözleşmesi kardeşler arasında olduğundan kira ilişkisinin tespiti ve bu kira ilişkisinin edimlerinin yerine getirilip getirilmediği hususu tanık ile ispat olunabilecektir. Buna göre dinlenen tanık beyanlarında ödendiği belirtilen miktarların toplam borçtan düşümü yapılarak alacak miktarının belirlenmesi gerektiğinden, Mahkemece bu yönde değerlendirme yapılmamış olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....