Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 11/02/2014 tarih ve 2013/4883-2014/1401 esas-karar sayılı ilamına uyulmasına karar verildikten sonra yapılan yargılama sonucu verilen, hükümde 2010 Yılının Temmuz ayı kira bedeli 3.650 TL ve kira farkları bedeli 3.984 TL'nin toplamı olan 7.634 TL yönünden davanın kabulüne karar verildiği halde, hükmün gerekçesinde kira farkı alacağı yönünden bozma ilamına uyularak 3.984 TL yönünden davanın reddine karar verildiği belirtilmiş ise de; kira farkı alacağı ile ilgili 3.984 TL yönünden verilen önceki hükmün Yargıtay dairesince bozulmadığı, mahkeme gerekçesinde kira farkı alacağın 3.984 TL yönünden davanın reddine ibaresinin yazılmasının maddi hataya dayalı olduğunun anlaşılmasına göre bozma nedeni yapılmamıştır....

    Dava, 3.750 TL kira, aidat alacağı ve gecikme tazminatının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 1.875 TL asıl alacak, 64.11 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK. ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 21.07.2004 tarih, 5219 sayılı kanunla değişik 427.maddesi ve 5236 sayılı Kanunun 19.maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa eklenen Ek madde 4 uyarınca yeniden değerleme oranına göre ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.03.2005 tarih ve 9-82 esas ve 126 karar sayılı ilamı uyarınca temyiz konusu asıl alacak (3.750-1.875=1.875 TL kira alacağı) hüküm tarihinde 1890 TL 'nin altında bulunduğundan, hükmün kesin olması nedeniyle davacının temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine , 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece davalı tarafından ihtarname ile istenilen bedelin kira alacağı olmadığı ve faiz alacağı olduğu, faiz alacağının ödenmemesinin tahliye sonucu doğurmayacağı yapılan ödemenin cebri icra tehdidi altında yapılmadığı ve kendi ihtiyari ile yapıldığından BK 62. maddesi uyarınca yapılan ödemenin geri istenmesinin olanaklı olmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Borçlar Kanununun, 62. maddesine göre; "Borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez..." Kanunu bilmemek mazeret sayılamayacağı gibi ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin ödeme yapan davacı kiracının, sonradan böyle bir nedene dayanarak istirdat davası açması da mümkün değildir....

        Dava, ödenmeyen kira alacağı ve hor kullanma tazminatına ilişkin yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir....

          Milli Eğitim Bakanlığına tebliğ edildiği, davalı tarafından hiçbir cevap verilmediği, herhangi bir delil de sunulmadığı, tüm dosya kapsamı bütün olarak değerlendirilmiş önceki kararda hükmedilen kıdem tazminatı, yıllık izin alacağı ve fazla mesai alacağı yine %35 taktiri indirim yapılarak kabul edilmiş, önceki kararda her ne kadar ulusal bayram ve genel tatil alacağı yönünden taktiri indirim yapılmamış ise de bu alacak kaleminin de tanık beyanlarına göre hesaplanmış olması dikkate alınarak bu alacağa da aynı orada hakkaniyet indirimi yapıldığı, önceki kararda hükmedilen alacakların net veya brüt olduğu yolunda bir ibarenin de kullanılmamış olması dikkate alınarak bu alacakların net alacak olduğu da kararda belirtildiği, kira alacağına dair talep önceki gerekçeler yerinde bulunarak yine reddedildiği gerekçesi ile kira alacağı haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir. D)Temyiz: Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı T.C. ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Davacı vekili, sözlü kira akdine dayanarak 09.04.2014 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2013 yılı Ekim ayı ile 2014 yılı Mart ayları arası aylık 3.000 TL den toplam 18.000 TL kira bedeli ile 455,66 TL işlemiş faiz için takip başlatmış, davalı kiracı süresinde yaptığı itirazında taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığını esasen takibe konu arsanın davalı şirketin büyük ortağı tarafından alınıp davacı ve kendi eşi üzerine tapuya kaydettirildiğini belirtmiş, yargılama sırasındaki savunmasında ise taraflar arasında geçmiş dönemlere ilişkin aynı mahkemenin 2013/564 esasında kira alacağı davası olduğunu, kira ilişkisinin ihtilaflı olup bu davanın da sonucunun beklenmesi gerektiğini savunmuştur. ......

              Davacı vekili dilekçesinde; davalıların, davacının %10,5 hissedarı olduğu gayrimenkulün 15.07.1995 tarihinden itibaren kiracısı olduğunu; 2004 yılı Mart ayından 2009 yılı Şubat ayına kadar geçen sürede kira parasını ödemediklerinden toplam 11.345 TL kira alacağının tahsili için icra takibine geçildiğini; davalıların yapılan takibe kısmi itiraz ettiklerini, itirazlarının haksız olduğunu iddia ederek; 6.291.50 TL asıl alacak ve 2.740 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulü ile; 6.291.50 TL asıl alacak ve 2.740 TL işlemiş faiz toplamı üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına; asıl alacak üzerinden takdiren %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davacı, icra takibinde 11.315.00 TL kira alacağı talep etmiştir....

                ödenmediğine yönelik bir iddia bulunmadığı, davacı taraf davalı ile kiraya veren arasında başka bir alacak ilişkisi bulunduğunu iddia etmediğinden "kira alacağı" açıklaması bulunmaksızın yapılan ödemelerin de kira borcunun ödenmesine ilişkin olduğunun değerlendirildiği, davalı kiralayanın takip tarihi itibariyle kira borcu bulunmadığı gerekçesi ile davacının itirazın kaldırılması, tahliye, icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir....

                  Sulh Hukuk Mahkemesince; dava konusu alacağın taraflar arasındaki kira ilişkisinden doğan alacak olmadığı, 6100 sayılı HMK'nın 2/1 maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile mahkemesinin görevsizliğine karar vermiştir. ...Asliye Hukuk Mahkemesi ise; 6100 Sayılı HMK'nın 4/1-a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarıda dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 Sayılı HMK'nın 4/1-a maddesi"Sulh hukuk mahkemeleri,dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, ... görürler."...

                    Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Taraflar arasında 12.03.2012 başlangıç tarihli, 5 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Kira sözleşmesi ile aylık kira bedelinin 200,00 TL olduğu, üçer aylık devreler halinde ödeneceği ve bir yıllık kullanım süresi bittikten sonra kiralamaya devam edilmesi halinde kira bedeline yapılacak artışların ÜFE oranı dahilinde yapılacağı kararlaştırılmıştır. Davacı alacaklı 18.06.2014 tarihinde başlattığı icra takibi ile aylık 200,00 TL’den 12.03.2012 – 12.03.2013 dönemi kira alacağı 2.400,00 TL, aylık 212,00 TL’den 12.03.2013 – 12.03.2014 dönemi kira alacağı 2.544,00 TL ve aylık 238,00 TL’den 2014 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran ayları kira alacağı 714,00 TL olmak üzere toplam 5.658,00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu