Telekomünikasyon Endüstri Ticaret A.Ş aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu davalının da kira alacağı ile sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. Davacı vekili 22/12/2004 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi gereğince 22/12/2009 tarihinde ödenmesi gereken yıllık 3500 Euro karşılığı 6923.-TL kira alacağının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı ... Hizmetleri A.Ş. vekili kira bedelini 17/12/2009 tarihinde ödediklerini savunmuş, cevap dilekçesi ekinde 17/12/2009 tarihli “baz istasyonu kira ödemesi” açıklamasıyla davacıya 7647,550 TL ödendiğine dair banka dekontu sunmuştur. 22.12.2004 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi gereğince 22.12.2009 tarihinde ödenmesi gereken yıllık 3500 Euro karşılığı 6923 TL kira alacağının davalıdan tahsilini istemiştir. Davacı vekili davalının ödeme savunmasına karşı kira bedelinin peşin ödenmesi gerektiğini beyan etmiştir....
Mahkemece, 07.11.2005 başlangıç tarihli, üç yıl süreli kira akdinin varlığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı, uyuşmazlık, zamanaşımı süresinin ne olması gerektiği noktasında toplandığı, davacının (kiracı) alacak iddiasının, kira sözleşmesine dayalı, kiralanana ait fazladan yaptığı kira ödemesine ilişkin olup, kira sözleşmesine bağlı olarak gerçekleştiği, davacının alacağının kira alacağı olmadığı için 6098 sayılı Borçlar Kanunun 147.maddesindeki beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olmadığı, beş yıllık zamanaşımı süresinin kiraya verenin kira alacağı açısından söz konsusu olup, kiracının alacağı yönünden uygulama imkanı bulunmadığı, bu nedenle zamanaşımı süresinin tespitinde uygulanması gereken Kanun hükmünün 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi ( 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi) hükmü olduğu, bu durumda dava sözleşmeden kaynaklanan on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık süre dolmadığından davalının zamanaşımı...
Sulh Hukuk Mahkemesince, icra takibinin kira alacağı ve tahliye istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın itirazın iptali ile takibin devamına ilişkin olduğunu, kiralananın tahliyesine yönelik bir talebin bulunmadığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, davacı icra takibinde kira alacağı yanında tahliye talebinde bulunmuş ise de, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açarken tahliye talebinde bulunmadığı, davanın itirazın iptali ve takibin devamı yönünde kira alacağının tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda akdin feshi ve tahliye istemi ile birlikte açılmayan kira alacağı davalarında mahkemenin görevi HUMK’nun 8/1. maddesine göre alacak miktarı esas alınarak belirlenir. Dava tarihi itibariyle dava değerinin Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırı olan 7.230,00 TL’yi aştığının anlaşılmasına göre, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı-davalı ve davalı-davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava sözleşmeye göre eksik ödenen kira alacağının tahsiline, birleşen dava ise fazla ödenen kira parasının istirdadına ilişkindir....
Bu durumda İcra Mahkemelerinde davalı kiracı ancak tahliye tarihine kadar kira parası ödemesi ile sorumlu tutulabilir. Tahliye tarihinden sonraki alacak tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde tahliye sonrasına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece 04/03/2014 tahliye tarihine kadar doğan kira alacağı yönünden istemin kabulüne, tahliye sonrası takibe konu kira alacağı yönünden ise istemin reddine karar verilmesi gerekirken, takibe konu tüm kira paraları yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili dava dilekçesinde, kira alacaklarını tahsil için başlattıkları Muğla 2. İcra Dairesi'nin 2014/3114 sayılı dosyasında kira alacağı olarak Muğla Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/839 esas sayılı dosyasında belirlenen kira alacağının temel alındığını davalı borçluca takibe haksız yere itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece , davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda kira alacağı yönünden dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu, tahliye talebi yönünden ise kararın niteliğinin duruşma istenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen alacak davalarına ilişkin nihai kararlar ile Kira ilişkisinden doğan ve üç aylık kira tutarı kesinlik sınırını geçmeyen diğer davalara ilişkin nihai kararlar), 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez....
üzere toplam 8.075,00 TL kira alacağı ve 314,05 TL işlemiş faizi olmak üzere 8.389,05 TL nin tahsilini talep etmiştir....
Davacı vekili, 27.10.2020 tarihli bilirkişi raporunun eksik inceleme ve yanlış değerlendirme yapılarak yazıldığını, yapılan değerlendirmenin haksız olup gerçeğe aykırı olduğunu, davacı müvekkilin 23.000,00 TL'lik anlaşmadan önce ve 2018 yılı anlaşmadan sonra birikmiş toplam 91.000,00 TL kira alacağının bulunduğunu, davalının 2019 yılı içerisinde 276.000,00 TL toplam kira bedelinden iki aylık tam kira bedeli ve bir aylık eksik 12.000,00 TL olmak üzere 58.000,00 TL kira bedeli ödediğini, davacı müvekkilin 2019 yılı kira bedeli olarak 218.000,00 TL davalıdan alacağı olduğunu, müvekkil tarafından başlatılan icra takibinden önce 2020 yılı içerisinde Ocak ayının kirasının alınmadığını, 23.000,00 TL müvekkilin alacağı bulunduğunu, açıklanan yıllara göre alacak miktarları hesaplandığında müvekkil davacının toplam 332.000,00 TL birikmiş kira alacağının bulunduğunu, müvekkil davacının toplam kira alacağının 332.000,00 TL olup 18.360,49 TL işlenmiş faiz alacağı bulunduğunu, bilirkişinin 15/09/2018...
İcra Müdürlüğünün 2013/1536 esas sayılı dosyasında, 2010 Ekim ayından 9.024 TL, 2011 Kasım-2012 Şubat ayları arası aylık 9.937 TL, 2012 Mart-Ağustos arası 8.000 TL kira farkı olmak üzere toplam 196.036 TL asıl alacak ile 16.212,19 TL faiz alacağı yönünden icra takibi başlatıldığını, davalı itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kira tespit kararı neticesi oluşan kira farklarının ödendiğini, ihtar çekilmediği için kira artışı ve yıllık %9'dan fazla faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....