Davalı asıl borçlu şirket tarafından dava dışı ----- tarafından alınan ticari kredi borçlarının ödenmediği, dava konu yapılan ihtarın müteselsil kefil sıfatıyla davacı tarafından ödeme yapıldığı, ödenen asıl alacak miktarının---- olduğu, işlemiş yasal faiz miktarının---- olduğu, bu hali ile toplam alacak miktarının takip talebindeki gibi --------- olduğu anlaşılmakla açılan rücuen tazminat talebine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
olmamak kaydıyla ... nolu krediden kaynaklı 43.988,06 TL asıl alacak , 1.071,31 TL işlemiş faiz , 53,52 faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 45.111,89 TL, Şirket kredi kartından kaynaklı 24.315,88 TL asıl alacak, 740,08 işlemiş faiz, 37,00 TL faizin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 25.092,96-TL, KMH yönünden 15.029,42 TL asıl alacak, 448,35 TL işlemiş faiz, 22,42 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 15.500,19 TL, ... nolu taksitli ticari krediden kaynaklı 16.666,64 TL asıl alacak, 33,67 TL işlemiş faiz, 1,68 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 16.701,99 TL, Krediler genel toplamı 102.407,03 TL ve 394,99 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 102.802,02 TL davalıdan tahsiline, Fazlaya ilişkin talebin reddine, Asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olayda da kefalet sözleşmesi yazılı olarak düzenlenmiş olup kefalet limitinin de gösterilmesi nedeniyle, sözleşme geçerli ve bağlayıcı niteliktedir. Bu nedenle müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı bulunan davalı, asıl borçlunun borcundan (asıl borçlunun temerrüdü dahil) kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumludur. Davalı vekili, kefalet sözleşmesinin TBK'nın 20 ve devamı maddeleri gereği genel işlem koşulları kapsamında denetlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davaya dayanak kefalet sözleşmesi ise 6098 sayılı TBK'nın yürürlük tarihinden önce imzalanmıştır. Bu nedenle söz konusu sözleşmenin, 818 sayılı BK'da bulunmayan ve sonradan yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'da düzenlenen genel işlem koşulları denetimine tabi tutulması mümkün değildir. Bu itibarla davacı vekilinin kefalet sözleşmesinin şekil şartlarına aykırı ve genel işlem koşulları bakımından geçersiz olduğu yönündeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2021 NUMARASI : 2018/499 ESAS - 2021/141 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) KARAR : Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06/04/2021 tarih ve 2018/499 E.-2021/141K. sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: müvekkil kurum ile davalı şirketler arasında hizmet alım ihalesi yapıldığını, davalı şirketler ile hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği çalışan işçilerden Ayhan Gün 09/01/2008 tarihinden 30/09/2014 tarihine kadar davacı şirket bünyesinde çalıştığını belirterek iş akdinin haksız feshedildiğini belirterek Mersin 4. İş Mahkemesinin 2015/677 sayılı dosyası ile müvekkil idare aleyhine dava açtığını, bu davada davanın kabulüne karar verildiğini, Mersin 6....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2021 NUMARASI : 2018/499 ESAS - 2021/141 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) KARAR : Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06/04/2021 tarih ve 2018/499 E.-2021/141K. sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: müvekkil kurum ile davalı şirketler arasında hizmet alım ihalesi yapıldığını, davalı şirketler ile hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği çalışan işçilerden Ayhan Gün 09/01/2008 tarihinden 30/09/2014 tarihine kadar davacı şirket bünyesinde çalıştığını belirterek iş akdinin haksız feshedildiğini belirterek Mersin 4. İş Mahkemesinin 2015/677 sayılı dosyası ile müvekkil idare aleyhine dava açtığını, bu davada davanın kabulüne karar verildiğini, Mersin 6....
yoksun iddialarda bulunmuş ise de davalının kendi el yazısının yer aldığı ve kanunda tanımlanan şekil şartlarına uygun kefalet sözleşmesi imzalandığı dosyaya sunulan sözleşmeler ile sabit olduğunu, davalı taraf istinaf dilekçesinde, sözleşmenin kefalet sözleşmesi olduğunu bilmediği yönünde iddiada bulunduğunu, davalı kefil ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/191 KARAR NO : 2022/119 DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 15/09/2014 KARAR TARİHİ : 10/02/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 1-Dosyanın işlemden kaldırıldığı 26.10.2021 tarihinden itibaren 3 ay içinde dava yenilenmediğinden, HMK.'...
Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere kefalet sözleşmesinde, borçlunun borcunu ifa etmemesi riskine karşı üçüncü bir kişi tarafından alacaklıya kişisel teminat sağlanmaktadır. TBK'nın 582. Maddesine göre ise kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Kefalet sözleşmesinin geçerli olması için, kefaletle teminat altına alınan bir borcun mevcut ve geçerli olarak bulunması gerekir. Bu yönüyle kefalet sözleşmesi, geçerli bir asıl borca bağlıdır. Aynı kanunun 583. maddesine göre Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekilinin dilekçesinde özetle; müvekkilinin imzası ve kefilliği bulunan kredi sözleşmesi kaynaklı borcun krediyi alan Mustafa tarafından ödenmiş olmasına rağmen davacı tarafın sonraki kullandırdığı kredilerde kefil olarak imzası olmayan müvekkili hakkında haksız takibe dayanarak haksız açılan davanın reddi gerekirken onanması şeklinde hüküm kurulduğunu, yerel mahkemece kurulan bu hükmün kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebi ile açılmıştır....
Davalı kefil tarafından icra takibine itiraz edilmiş ise de; sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 1.450.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarının 391.116,56 TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin borcun tamamından, kendisinin ve asıl borçlunun temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı müteselsilen sorumlu olduğu, mahkememizce hükme elverişli olduğu değerlendirilen 17/11/2020 tarihli bilirkişi kök raporuna göre de; takip tarihi itibariyle toplam 829.976,57 TL alacak hesaplandığı, davacı banka ise takip talebinde 1.335.537,54 TL alacak talep ettiğinden 505.590,97 TL fazla talebin yerinde olmadığı, asıl alacak tutarı 347.221,34 TL’ye %48,48 oranında, asıl alacak tutarı 46.354,01 TL %30,24 oranında işleyecek temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi ile birlikte istenilebileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile; davalıların İstanbul...