Kefalet sözleşmesinin koşulları 6098 s.TBK.nun 582.m.sinde;" Kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir. Yanılma veya ehliyetsizlik sebebiyle borçlunun sorumlu olmadığı bir borç için kişisel güvence veren kişi, yükümlülük altına girdiği sırada, sözleşmeyi sakatlayan eksikliği biliyorsa, kefaletle ilgili kanun hükümlerine göre sorumlu olur. Aynı kural, borçlu yönünden zamanaşımına uğramış bir borca kefil olan kişi hakkında da uygulanır. Kanundan aksi anlaşılmadıkça kefil, bu bölümde kendisine tanınan haklardan önceden feragat edemez."şeklinde düzenlenmiştir. 6098 s. TBK.nu 583.msi uyarınca; Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/256 Esas KARAR NO : 2022/429 DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 21/04/2021 KARAR TARİHİ : 30/06/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 01/07/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ... Hidrotik Silindir İş Mak. Yed. Par. İmi. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.'nin 25.09.2013 tarihinde Türkiye ... Bankası A.Ş. Ankara/Atisan Sanayi Sitesi Şube'nden kullanacağı kredi için müvekkilleri ...Parselde bulunan 10 nolu bağımsız bölüm taşınmazları üzerinde Türkiye ... Bankası A.Ş. Lehine ipotek tesis ettiklerini, Türkiye ... Bankası A.Ş. Ankara/Atisan Sanayi Şubesi'nce kredi borcunun ödenmesi konusunda ...yevmiye numarasından müvekkillerine ihtarname gönderildiğini, Türkiye ......
Somut olayda, dava taraflar arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanan İHDS’den kaynaklı rücuen alacak istemine ilişkindir. Rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yöneliktir. Davacının mal varlığındaki eksilme, ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren faize hükmedilmelidir. Mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir ise de söz konusu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
Maddesi Kefalet Sözleşmesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz” şeklinde düzenlenmiştir. Yargıtay ... Hukuk Dairesi ...E.- ...K. Ve Yargıtay ... Hukuk Dairesi ...E.-...K. Yargıtay ... Hukuk Dairesi ...E.-...K....
den rücuen tahsili talebinin yerinde olup olmadığı ve alacaklı olunan miktarının tespiti istemine ilişkindir. Akdi ilişkinin incelenmesinde; dava dışı ... Bankası ile davalı ... arasında 44.000,00 TL limitli bila tarih Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye bağlı Kefalet Sözleşmesini 10.07.2012 tarihinde 44.000,00 TL limitle diğer davalı ..., dava dışı ... ve davacı ...'ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları görülmüştür. Kredi sözleşmesinin imza tarihi itibariyle Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır....
Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. 6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....
Söz konusu anlaşma başlıklı sözleşmenin kefalet sözleşmesi mi yoksa garanti sözleşmesi mi ,kefalet sözleşmesi ise kefaletin adi kefalet mi yoksa müteselsil kefalet mi olduğu hususu önemli olup bu davalının sorumluluğu sözleşmenin ve kefaletin niteliğine göre değişecektir. Kefalet sözleşmesi somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 483. ilâ 503. maddeleri (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581. ilâ 603. maddeleri) arasında düzenlenmiştir. Garanti sözleşmesi ise Kanun tarafından düzenlenmemiş olmakla birlikte sadece belli bir garanti sözleşmesi türü olan “başkasının fiilini taahhüt” 818 sayılı BK’nın 110. (6098 sayılı TBK’nın 128.) maddesinde eksik bir şekilde hükme bağlanmıştır. Kişisel (şahsi) teminat sözleşmelerinin alt kavramlarını oluşturan kefalet ve garanti sözleşmelerinin temel amaçları, esas itibariyle asıl borç ilişkisinin tarafı olmayan üçüncü kişilerce, alacaklıya şahsi teminat (güvence) verilmesidir....
İcra Dairesi'nin ...E. ve...E. sayılı takip dosyaları, Genel Kredi Sözleşmesi aslı, ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu bilirkişi raporu alınmış ve tüm deliller toplanmıştır. Yargılamanın devamı sırasında, dava konusu nakit alacağın, ...A.Ş.’den, ... Yönetimi A.Ş. tarafından temlik alındığına dair temlik sözleşmesi, ekleri ve vekaletname sunulduğu görüldü. Dava, alacak davasıdır. İstanbul ... İcra Dairesinin ... E. ve... E. sayılı dosyaları incelendiğinde, davacının davalıdan, Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklı olarak, ......
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ... ile davalı ... arasında ... tarihli ve ... numaralı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile ..., ... ve ..., ...'in borcuna müteselsilen kefil olduklarını, davalılardan, genel kredi sözleşmesi'nden sonra tahsis edilen ve ayrıca bir kefalet ilişkisi kurulmayan kredi kullandırımları için icra takibi ikame edildiğini, davalı ... ile davacı banka arasında yeni bir kredi tahsisi; Genel Kredi Sözleşmesi kaynaklı ödeme planını, kredi tutarını ve faiz oranını değiştirerek yenileyen (yani hukuken bertaraf eden) bir sözleşme olup; ancak beraberinde yeni bir kefalet sözleşmesi akdedilmediğini, talep edilen miktarların ... tarih, ... hesap numaralı kredi ile ...hesap numaralı kredilere ait olduğunu, dolayısıyla ..., ... ve ... ile sonradan tahsis edilen kredilere ilişkin kefillik ilişkisi kurulmadığını, zira, TBK 582....
Kefalet sözleşmesi davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. 6098 Sayılı TBK 583.Maddesinde ; "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....