Yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller; Salihli Özel Can Hastanesinin cevabi yazısı, Finansbank Alaşehir Şubesine ve davalı sigorta şirketine yazılan müzekkereye verilen yazı cevapları, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; Dava, murisin kredi sözleşmesi sebebi ile yaptırmış olduğu hayat sigortası poliçesinden kaynaklı mirasçılarının tazminat istemine ilişkindir. Davacı ve asli müdahiller, muris Mehmet Sarı'nın mirasçısı olduklarını, murisin dava dışı Finansbank A.Ş....
. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi..... ile davalı banka arasında Konut Finansman Kredisi imzalandığını, sözleşme uyarınca, taşınmaz için hem konut hem de zorunlu deprem sigortası ayrıca muris için hayat sigortası yaptırılması zorunluluğu nedeni ile Hayat Sigortası yaptırmak üzere muris ...’dan 2.60.-TL tahsil edildiğini, ancak bu paranın davalı bankanın elektronik sistemde arıza meydana geldiği için Anadolu Hayat A.Ş hesabına aktarılamadığını ve sigortanın aktif hale gelmediğini daha sonra muris ...’ın vefat ettiğini, davalı bankanın kusuru nedeni ile Hayat Sigortası yapılamadığı için kredi tahsilatlarının müvekkili mirasçılar tarafından ödendiğini şayet sigorta yaptırılmış olsa idi taksitlerin sigorta tarafından ödeneceğini, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek, müvekkillerinin davalı bankaya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı her ne kadar bankanın hayat sigorta poliçesinin tarafı olmadığı gibi hayat sigorta poliçesi yapmak gibi bir sorumluluğunun da bulunmadığı, davacının ödediği kredi bedelinin davalıdan istirdadını isteyemeyeceği, murisin sigorta şirketi ile hayat sigortası düzenlendiği, böylelikle poliçeden dolayı sorumluluğunun müvekkiline ait olmadığı iddia edilmiş ise de, davalı banka davacının muris ile kullandırılan konut kredisinin tarafı olup, söz konusu hayat sigortasının da bu konut kredisine bağlı olarak düzenlendiği ve davalı bankanın da bu sigorta poliçesinin sigorta ettirene olduğu nazara alındığında eldeki davada davalı bankaya husumet düşeceği kuşkusuzdur....
Emeklilik A.Ş ile davalı banka arasında organik bağ olması, sözleşmelerin incelenmesinde müşterilerin zorunlu olarak hayat sigortası kapsamına alınacağının belirtilmesi karşısında murise hayat sigorta poliçesinin yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
K A R A R Davacılar, murisleri tarafından davalı bankadan kullanılan konut kredisi sırasında ve ödeme müddeti içerisinde kredi sözleşmesi ve sigorta taahhütnamesi ile yetkilendirildiğini halde davalının sorumluluğunu yerine getirmeyerek hayat sigortası yaptırmadığını, bu nedenle ölüm sonrası bankaya ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, davalı banka tarafından, sözleşme tarihi ve takip eden yıllarda, kredi borçlusu adına hayat sigortası yerine ferdi kaza sigortası yaptırılıp sigorta primlerinin de tahsil edildiğini, bu şekilde mağduriyete neden olunduğunu ileri sürerek; kredi borcu olarak ödemek zorunda kaldıkları 5.000,00 TL'nin tahsiline, bakiye kredi borcu için borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı sözleşme tarihi itibariyle sigorta yaptırma zorunluluklarının olmadığını, tüketicinin tercihi ile sigorta yapılmadığını savunarak; davanın reddini dilemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, muris Muharrem Topal'ın davalı bankadan kredi kullandığını, muris hakkında hayat sigortası yapıldığını, murisin ölümü nedeniyle kredi borcunun hayat sigortasından karşılanmadığını ileri sürerek, murisin borcu nedeniyle ödenen bedelin davalıdan tahsiline yönelik eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiştir....
Mahkemece; icra takibine konu alacakların dayanakları olan kredi sözleşmesi, bankacılık hizmet sözleşmesi, ilgili diğer kayıt ve belgeler getirtilerek bankacı bilirkişiden rapor alınmış, neticeten davalıların murisinin kullandığı kredi sebebiyle hayat sigortası düzenlendiğinden davacı bankanın sigorta şirketi aleyhine hukuki yollara başvurarak bu yolları tüketmeden davalı mirasçılara başvuramayacağı gerekçesiyle "vaktinden evvel açılan davanın usulden usulden reddine" şeklinde karar verilmiş, karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalıların murisinin davacı bankadan tüketici kredisi ve kredili mevduat hesabı kredisi kullandığı, tüketici kredisine bağlı olarak hayat sigortası düzenlendiği, murisin hayat sigortası poliçesi döneminde vefat ettiği, ödenmemiş kredi borcunun bulunduğu hususları uyuşmazlık dışıdır. Yargıtay 13....
Aleyhine sigorta alacağının tahsili yönünde açmış oldukları davada; davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yönünden reddine, davalı ... ... ve Emeklilik A.Ş. hakkındaki davanına aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği,ikinci talebi bakımından ise;bankacı/sigorta acentasının Hayat sigortasının yapılması sırasında bilgilendirme formunu ve sağlık formunu imzalatmış ise de; dosyada mevcut tüm evraklardan anlaşılarak benzer olanları mukayese edildiği üzere, Tüketici Kredisi veren Bankanın Tüketici Sözleşmesi ile hayat sigortası yapmayı şart koştuğu, bankanın aynı zamanda sigorta acentesi olduğu, müşterisine kredi kullandırtırken, standart bir işlem gibi hayat sigortası yaptığı, kredi kullanan konumundaki sigortalının kredi kullanmak amacıyla bu sigorta sözleşmesini yaptığı, sigortalıya sözleşmenin kurulma aşamasında sigortacılık ilkelerine göre uygun olacak şekilde hayat sigortası yapılması sırasındaki bu beyanların ya da bunun sonuçlarının açıkça bilgilendirildiği...
Dosya içerisinde bulunan hayat sigortası başvuru formunda murisin sağlığı ile ilgili sorulara hayır cevabı verdiği ve imzası ile bunu tevsik ettiği anlaşılmıştır. Davalı taraf, davacılar murisinin poliçe tanziminden önce mevcut olan şeker hastalığını bildirmeyip sözleşmenin kurulması sırasında beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu aykırılık nedeniyle de zararın teminat dışı kaldığı savunmasında bulunmuştur. Murisin 03.01.2019 tarihli ölüm belgesinin incelenmesinde üst kısmında hekim tarafından "ani kalp krizi/ Doğal Ölüm" yazdığı anlaşılmaktadır. Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6102 sayılı TTK'nın 1435, 1439 ve 1440. maddeleri, yargıtayın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların murisi ile davalı sigorta şirketi arasında dava dışı banka tarafından kullandırılan zirai kredi kapsamında tesis edilen hayat sigortası poliçesinden kaynaklandığı, davanın dayanağı hayat sigortası sözleşmesi olup banka ile akdedilen kredi sözleşmesi ve kredinin niteliği uyuşmazlığın hukuki nitelemesinde etkili olmadığı, zira hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, çiftçi vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek bulunmadığı, davacıların murisi gerçek kişi olup tacir sıfatı da bulunmadığı, bu kapsamda davacıların murisi tüketici olup davalı sigorta şirketi ile arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak alacak talebinde bulunulduğundan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca davaya bakma görevi tüketici mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine...