Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aleyhine sigorta alacağının tahsili yönünde açmış oldukları davada; davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yönünden reddine, davalı ... ... ve Emeklilik A.Ş. hakkındaki davanına aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği,ikinci talebi bakımından ise;bankacı/sigorta acentasının Hayat sigortasının yapılması sırasında bilgilendirme formunu ve sağlık formunu imzalatmış ise de; dosyada mevcut tüm evraklardan anlaşılarak benzer olanları mukayese edildiği üzere, Tüketici Kredisi veren Bankanın Tüketici Sözleşmesi ile hayat sigortası yapmayı şart koştuğu, bankanın aynı zamanda sigorta acentesi olduğu, müşterisine kredi kullandırtırken, standart bir işlem gibi hayat sigortası yaptığı, kredi kullanan konumundaki sigortalının kredi kullanmak amacıyla bu sigorta sözleşmesini yaptığı, sigortalıya sözleşmenin kurulma aşamasında sigortacılık ilkelerine göre uygun olacak şekilde hayat sigortası yapılması sırasındaki bu beyanların ya da bunun sonuçlarının açıkça bilgilendirildiği...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, muris Muharrem Topal'ın davalı bankadan kredi kullandığını, muris hakkında hayat sigortası yapıldığını, murisin ölümü nedeniyle kredi borcunun hayat sigortasından karşılanmadığını ileri sürerek, murisin borcu nedeniyle ödenen bedelin davalıdan tahsiline yönelik eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların murisi ile davalı sigorta şirketi arasında dava dışı banka tarafından kullandırılan zirai kredi kapsamında tesis edilen hayat sigortası poliçesinden kaynaklandığı, davanın dayanağı hayat sigortası sözleşmesi olup banka ile akdedilen kredi sözleşmesi ve kredinin niteliği uyuşmazlığın hukuki nitelemesinde etkili olmadığı, zira hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, çiftçi vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek bulunmadığı, davacıların murisi gerçek kişi olup tacir sıfatı da bulunmadığı, bu kapsamda davacıların murisi tüketici olup davalı sigorta şirketi ile arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak alacak talebinde bulunulduğundan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca davaya bakma görevi tüketici mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine...

      Davacıların murisi T1 ile davalı banka arasında 08/03/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalanarak murise tarım kredisi kullandırıldığı, kredi sözleşmesi kapsamında 09/03/2016- 08/03/2017 dönemlerini kapsayan 39187612 poliçe numaralı ve 09/03/2017- 28/08/2017 dönemlerini kapsayan 47983979 poliçe numaralı Yıllık Hayat Sigorta Poliçelerinin davalı banka tarafından düzenlendiği, murisin 15/07/2017 tarihinde vefat ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Murisin vefat tarihi olan 15/09/2017 dönemini kapsayan bir hayat sigortası poliçesi mevcut değildir. Davacıların murisi T1 01/04/1946 doğumlu olup 01/04/2016 tarihinde 70 yaşını doldurmuştur. Dosyada sureti bulunan kredi hayat sigortası katılım sertifikasında davalılar arasında akdedilen Grup hayat sigortası sözleşme hükümlerine atıf bulunmaktadır. Davalılar arasında akdedilen TARIMSAL KREDİ MÜŞTERİLERİ GRUP HAYAT SİGORTA SÖZLEŞMESİ (SÖZLEŞME NO:HG/86) isimli sözleşmenin 4.1....

      Davacıların murisi ile davalı banka arasında imzalanan Kredi sözleşmesinin, “Kredi Hayat Sigortası Hükümleri” başlığı altında düzenlenen 10.maddesinde ise, "Kredili müşteri, Banka ile mutabık kaldığı ve aşağıda yer alan prim ödeme koşulları kapsamında, dilediği sigorta şirketine banka alacağının tamamen tahsil edileceği tarihe kadar hayat sigortası yaptırmayı, kredi ödeme süresi sonuna kadar hayat poliçesini yenilemeyi ve bu sigortada ... T.A.Ş. ......

        tahsil etmesi gerekirken aksine davacıların tahsil yoluna gittiği, davacıların murisinin vefatı nedeniyle kredi borcunun kredi hayat sigortası sözleşmesi kapsamında davalı sigorta şirketi tarafından diğer davalı bankaya ödenerek borcun kapatılması gerektiğini, bu nedenle davacıların davalı bankaya borçlu olmadıklarını tespiti ile fazlaya ilşikin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.700,00 TL'nin davacıların murisinin ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, bu hususun kabul edilmemesi halinde kredi hayat sözleşmesinden doğan 108.750,00 TL tazminatın murisin ölüm tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini taleple dava ettiği anlaşılmıştır....

        Somut olayda; alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; davacıların murisi ile davalı arasında 01/04/2011 tarihli 100.000,00 TL limitli sabit faizli konut kredisi sözleşmesi imzalandığı, 2012 ve 2013 yıllarında hayat sigortası poliçelerinin yenilendiği, davalı banka tarafından murisin 70 yaşının üzerinde olması sebebiyle 05/04/2014 tarihinde sona eren poliçenin yenilenmeyeceğinin cep telefonuna mesaj olarak bildirildiği, buna rağmen 14/08/2014 tarihinde hayat sigortası primi olarak murisin hesabından cüzi miktarda 4,85 TL prim tahsilatı yapıldığı, ancak hesapta para bulunmadığı için bakiye hayat poliçesi priminin tahsil edilemediği, murisin 27/04/2015 tarihinde öldüğü, ölüm belgesinde "bulaşıcı olmayan hastalık(doğal ölüm) " nedeniyle öldüğünün yazılı olduğu anlaşılmaktadır....

        Ne var ki mahkemece, kredi sözleşmelerine istinaden poliçe karşılığı alınan hayat sigortası primlerinin de davacıya iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı bankanın kredi borçlusuna hayat sigortası yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve anılan hayat sigortası ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında davacı sigortalının da bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında poliçe karşılığı davacıdan tahsil edilen sigorta primlerinin de davacıya iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

          ün müvekkilinin müşterisi olduğunu, müteveffa tarafından 60.000-TL tutarlı işyeri kredi kullanıldığını ve kredi tutarının hesabına aktarıldığını, müteveffanın kredi kullandırım aşamasında herhangi bir hayat sigortası poliçesi bulunmadığını, kredi dosyası içerisinde hayat sigortası yapılması yönünde herhangi bir talimat olmadığı gibi, muris müvekkili bankadan hayat sigortası yaptırmak istemediğini kredi sözleşmesini akdederken bildirdiğini, davacılar tarafından müvekkilinin hayat sigortası yapma ve yenileme yükümlüğü bulunduğu ifade edilmişse de, talimat bulunmayan ihtiyari hayat sigortası için bu durumun söz konusu olamayacağını, hayat sigortasının isteğe bağlı bir sigorta olduğunu, müteveffanın böyle bir talimatı ve isteği olmadığından hayat sigortası yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin müteveffanın iradesine ve talimatına aykırı bir işlemi bulunmadığını, davacıların vefat eden müşterinin yasal mirasçıları olmaları nedeniyle kredi borcundan sorumlu oldukları ve istirdat taleplerinin...

            Yılda 8.641,00- TL teminatlı, hayat sigortası poliçesi düzenlendiği, Cemil Bakır'ın 09/08/2014 tarihinde vefat ettiği, murisin kredi kullanması ve hayat sigortası poliçesi düzenlenmesi aşamasında imzalamış olduğu sağlık beyan formunda, sağlık durumu ile ilgili kendisine yönlendirilen kendisinde kanser hastalığı olup olmadığı ile ilgili sorulara ''hayır'' cevabını vermiş olduğu anlaşılmıştır....

            UYAP Entegrasyonu