Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Olan kredinin son taksitinin tarihi 12.02.2019 tarihi olup, 11.02.2019 tarihinde murisler tarafından ödenip kapatıldığının belirtildiği, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda davaya konu hususlar gerekçeli, ayrıntılı olarak açıklanmış, raporların mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak, her ne kadar davacılar tarafından, murisleri tarafından çekilen kredide , murislerinin vefatı sonrasında ödenilen kredi bedellerinin hayat sigortası yenilenmediğinden bahisle davalı bankanın kusur olduğuna dayalı olarak alacak ve menfi tespit davası açılmış ise de kredi sözleşmesinde hayat sigortası yaptırılması hususunun zorunlu olmadığı,ihtiyari olduğu, davacı ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde hayat sigortası düzenlenmediği,ferdi koltuk kaza sigortası düzenlendiğinin tespit edildiği, kredi bağlantılı sigortalarda, kredi vadesi bitene kadar, hayat sigortasını yenileme sorumluluğunun krediyi kullanana ait olduğu yönetmelikle hüküm altına alınmış olduğundan,...

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/335 Esas KARAR NO :2021/856 DAVA:Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) DAVA TARİHİ:17/06/2019 KARAR TARİHİ:12/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin 17/06/2019 tarihli dilekçesini özetle; Davacıların Murisi ... ... Bankası ... şubesinden 25.08.2016 tarihinde ihtiyaç kredisi kullandığını, bankaca kredi sözleşmesi oluşturulurken muris ... ... A.Ş ye 25.08.2016 tarihinde sigorta poliçesi düzenlenerek 1.431,05 Tl sigorta primi tahsil edildiğini, muris kredi borçlarının bir kısmını ödediğini, ancak bakiye taksitleri ödemediğini, bu aşamada 05.06.2017 tarihinde murisin vefat ettiğini, Alacaklı banka kredi taksitlerinin ödenmesi için sigortaya baş vurmasına rağmen ödeme yapılmadığını, talebin reddedildiğini, alacaklı banka kredi taksitlerinin tahsili için ......

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Somut uyuşmazlıkta da davacının murisi ... ile davalı banka arasında Uzun Süreli Esnaf Hayat Sigortası Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacının murisi ...'ın ticari işletme yürütmediği ve tacir olmadığı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin ticari amaçla yapıldığı hususunda sözleşmede bir hüküm bulunmadığı, davacı vekilince poliçeden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla açılan icra takibine borçlu olmadıklarına ilişkin menfi tespit talep edilmiş ise de dosya içerisindeki sözleşmenin Uzun Süreli Esnaf Hayat Sigorta Poliçesi olduğu ve davacının ve murisinin de gerçek kişi olduğu ve 6502 sayılı yasanın 3/1 ve 49. md....

        Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralana aykırılık oluşturur. Bu nedenle, tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir....

          Hayat sigortası sözleşmesi, belli bir kişinin ölümü veya hayatta kalması halinde sigorta şirketinin lehtar olarak belirlenen kimseye sözleşmede öngörülen sigorta bedelini ödemesi esasına dayanmaktadır. Krediye bağlı hayat sigortası sözleşmesi ise, kredi alanın ölümü halinde bakiye kredi borcunun ödenmesini teminat altına alan özel bir hayat sigortası türüdür. Sözleşmenin kredi kuruluşu veya kredi borçlusu tarafından akdedilmesi önem taşımaksızın her iki halde de, “sigortalı” sıfatı kredi borçlusuna; “lehtar” sıfatı ise kredi kuruluşuna ait olmakta ve uygulamada, her iki ihtimalde de, prim borcu ek bir kredi sözleşmesi ile kredi borçlusundan tahsil edilmektedir....

            Hayat sigortası sözleşmesi, belli bir kişinin ölümü veya hayatta kalması halinde sigorta şirketinin lehtar olarak belirlenen kimseye sözleşmede öngörülen sigorta bedelini ödemesi esasına dayanmaktadır. Krediye bağlı hayat sigortası sözleşmesi ise, kredi alanın ölümü halinde bakiye kredi borcunun ödenmesini teminat altına alan özel bir hayat sigortası türüdür. Sözleşmenin kredi kuruluşu veya kredi borçlusu tarafından akdedilmesi önem taşımaksızın her iki halde de, “sigortalı” sıfatı kredi borçlusuna; “lehtar” sıfatı ise kredi kuruluşuna ait olmakta ve uygulamada, her iki ihtimalde de, prim borcu ek bir kredi sözleşmesi ile kredi borçlusundan tahsil edilmektedir....

              Hayat sigortası sözleşmesi, belli bir kişinin ölümü veya hayatta kalması halinde sigorta şirketinin lehtar olarak belirlenen kimseye sözleşmede öngörülen sigorta bedelini ödemesi esasına dayanmaktadır. Krediye bağlı hayat sigortası sözleşmesi ise, kredi alanın ölümü halinde bakiye kredi borcunun ödenmesini teminat altına alan özel bir hayat sigortası türüdür. Sözleşmenin kredi kuruluşu veya kredi borçlusu tarafından akdedilmesi önem taşımaksızın her iki halde de, “sigortalı” sıfatı kredi borçlusuna; “lehtar” sıfatı ise kredi kuruluşuna ait olmakta ve uygulamada, her iki ihtimalde de, prim borcu ek bir kredi sözleşmesi ile kredi borçlusundan tahsil edilmektedir....

                Davacılar, murislerinin davalı bankadan konut kredisi kullandığını, murisleri tarafından hayat sigortası talep ve beyan formu düzenlendiğini murislerinin açıkça hayat sigortası yapılması hususunda talimat verdiğini ancak davalı bankanın ayıplı hizmet ve kusurlu davranışı sonucu hayat sigortasını yaptırmadığını bu nedenle dava tarihi itibarı ile bakiye kredi borcu miktarı olan 95.163,26 TL borçlu olmadıklarının tespiti ile, murislerinin vefat tarihinden dava tarihine kadar davalı bankaya ödenmiş olan 5.143,96 TL bedelin davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı banka, hayat sigortası yaptırılmasının kanunen zorunlu olmadığını, isteğe bağlı olduğunu, davacılarının murisinin en az maliyetle kredi kullanmak istemesi nedeniyle hayat sigortası yaptırmadığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, menfi tespit ve istirdat isteminin reddine karar verilmiştir....

                  CEVAP :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; Davacıların "Murisleri hayat sigortası yapılması talebinde bulunmasına rağmen hayat sigortası yapılmadığını" iddia etmiş iseler de bu iddianın kesinlikle doğru olmadığını, konut kredilerinde hayat sigortası yapılması zorunluluğu olmadığını, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un Sigorta Yaptırılmasına ilişkin 29....

                  Mahkemece,"... davalı bankadan yakın tarihte dava konusu krediye yakın miktarda çekilen krediler ve bunlar için hayat sigortası yaptırılıp yaptırılmadığı sorulduğu, gelen cevapta dava konusu kredilere yakın tarihlerde 118.600,00 TL ve 110.000,00 TL'lik krediler kullandırıldığı bu krediler için hayat sigortası yaptırıldığının anlaşıldığı, buna göre yakın dönemde yakın miktar ve şartlar içeren sözleşmelerin hepsi için hayat sigortası yaptırılıp bir kredi için yaptırılmaması kredi kullananın talebinin olmamasından ziyade bankanın bunu ihmal etmesi ihtimalini kuvvetlendirdiği, bankanın en azından bunu açıkça kayıt altına alıp doğacak risklerden murisi haberdar etmekle yükümlü olduğu, bu husus davalı bankanın yaptırılmayan hayat sigortası nedeniyle ödenmek zorunda kalınan kredi nedeniyle kusurunun olduğunu gösterdiği, diğer yandan murisin de kullandığı kredi için hayat sigortası sözleşmesi yaptırılıp yaptırılmadığını, prim tahsil edilip edilmediğini öğrenip takip etmekle yükümlü olduğu, murisin...

                    UYAP Entegrasyonu