Ancak; Hükümde gecikme tazminatı için asıl alacak miktarı üzerinden karar verilmesi gerekirken, asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı üzerinden hüküm verilmesi doğru değilse de (takip talebi dikkate alınarak), bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1.fıkrasının dördüncü satırında yer alan "takibin bu miktarlar üzerinden devamına" cümlesinden sonra gelmek üzere "asıl alacak üzerinden gecikme tazminatı ve yasal faiz ile %40 oranında icra inkar tazminatının da davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine" şeklinde yazılması suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalılara iadesine, 26.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/213 Esas KARAR NO : 2024/33 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/01/2023 KARAR TARİHİ : 15/01/2024 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarındaki sözleşme gereği bütün bedellerin ödendiğini, taşınmazın teslim tarihinin ... olmasına rağmen teslimin yapılmadığını, her ne kadar sözleşme ile davalıya teslimi 180 gün erteleme olanağı verilmiş gözükse de bu hükmün müvekkilleri açısından geçersiz olduğunu, sözleşme kapsamında gecikme halinde gecikme bedelinin istenebileceğinin hüküm altına alındığını, bu hükmün cezai şart olarak kabul edilmesi halinde, cezai şart ve kira kaybı tazminatının; gecikme tazminatı olarak kabul edilmesi halinde gecikme tazminatı olarak davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili davaya cevap vermemiştir....
Eldeki davada davacı arsa sabinin gecikme tazminatını istemekte haklı olması nedeniyle borçlu itirazında haksız ise de alacağın varlığı ile miktarı davalı yüklenicinin gecikmede kusurlu olup olmadığı da araştırılarak yargılama sonucunda belirlendiğinden likid değildir. Bu durumda mahkemece ihtarnamenin tebliğ edilip davalının temerrüde düşürüldüğü 14.06.2007 tarihine kadar muaccel hale gelen gecikme tazminatı miktarı üzerinden ve bu tarihten 02.11.2007 icra takip tarihine kadar istenebilecek işlemiş faiz hesap ettirilerek 22.500 USD asıl alacak ve hesaplanacak işlemiş faiz toplamı üzerinden itirazın iptâline, alacak likid olmadığından koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi yerine bu hususlar gözden kaçırılarak eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, ortak gider alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacının davalı aleyhine başlatığı icra takibinde 6955,00 TL asıl alacak, 946,00 TL işlemiş faiz, 8236,05 gecikme faizi ile toplam 16.137,09 TL'nin tahsili istendiği, borçlu davalının itirazında 3090 TL asıl alacak ve ferileri yönünden takibi kabul ettiği, kalan miktar üzerinden takibin durmasını talep ettiği ve İcra Müdürlüğü'nün 15.12.2010 tarihli kararı ile takibin 7176,01 TL üzerinden devamına, kalan kısım için takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali istemi üzerine mahkemece 6145,98 TL asıl, 7030,51 TL gecikme tazminatı 1223,06 TL işlemiş faiz...
Faiz ve KDV'ye ilişkin istinaf başvurusu yönünden; Davacı takip talebinde ve eldeki davada gecikme zammı ve gecikme zammının KDV' sini talep etmiş ise de; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2014/6685 E., 2014/13013 Karar nolu ilamında "kaçak kullanımda gecikme zammı olmaz. Gecikme zammında bir zaman unsuru bulunmadığından faiz karakteri yoktur. Gecikme zammı faiz niteliğinde olmadığı gibi faiz benzeri olarak da kabul edilemez. Sözleşmelerde kararlaştırılan gecikme zammı hukuki niteliği itibariyle bir borcun gününde ödenmemesi halinde alacaklının gecikme zammı süresince borçluya tanıdığı vade karşılığı belirli bir oranda borca yapılan ilave niteliğindedir. Gecikme zammı gecikme faizi değildir. Gecikme zammında da bir para borcunun geç ödenmesi bahis konusudur. Gecikme faiz talebinde bulunabilmek için borçluyu temerrüde düşürmek gerektiği halde, gecikme zammında buna lüzum yoktur....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif üyesi olan davalının takip tarihi itibariyle 11.500,00 TL aidat borcu ve 6.775,00 TL gecikme tazminatı borcu olduğu, takibe haksız olarak itiraz ettiği gerekçesiyle, itirazın kısmen iptali ile takibin 11.000,00 TL asıl alacak, 6.775,00 TL gecikme tazminatı yönünden devamına, asıl alacak olan 11.000,00 TL'nin % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava aidat borcunun bulunmaması nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip 11.000,00 TL asıl alacak, 7.665,25 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 18.661,25 TL üzerinden açılmış, borçlunun takibin tümüne itiraz etmesi üzerine bu dava asıl alacak üzerinden harcı yatırılarak açılmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Alacaklı apartman yönetimi yakıt alacağı olarak 3.900,00 TL asıl 1.573,65 TL gecikme tazminatı; binanın ısınma sisteminin değiştirilmesi kapsamında ısı payölçer sistemi kurulması için toplanmasına karar verilen ısı payölçer sistem aidatı olarak 812,00 TL asıl, 484,86 TL gecikme tazminatı; dış bahçe duvarlarının yapılması, apartman girişlerinin yeniden yapımı, trabzanların değiştirilmesi gibi bakım giderlerinin karşılanması için fon adı altında toplanmasına karar verilen aidat olarak 650,00 TL asıl 327,10 TL gecikme tazminatı olmak üzere toplam 5.362,00 TL asıl, 2.385,61 TL gecikme tazminatının tahsili için başlattığı icra takibine borçlunun yaptığı itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
-TL gecikme tazminatının 498,82.-TL, 2008 yılı aidat borcunun 432,20.-TL, gecikme tazminatının 140,40.-TL olmak üzere toplam 2.276,30.-TL asıl alacak takip tarihine kadar Kat Mülkiyeti Kanununun 20. Maddesi uyarınca aylık %10 ve Kasım 2007 tarihinden itibaren ise aylık %5 oranı üzerinden işlemiş 6.024,45.-TL gecikme tazminatı olmak üzere toplam 8.300,75.-TL borcunun olduğu bildirilmiştir....
Ancak; Davaya konu icra takibinde asıl alacak ve aylık %10 gecikme tazminatı istenilmiştir. Yargıtay uygulamalarında Kat Mülkiyeti Yasasının 20.maddesinde öngörülen gecikme tazminatının uygulanabilmesi için borçlu malikin, bu konuda alınan kat malikleri kurulu kararına bizzat katılması, katılmamışsa kararın yada yöntemince düzenlenmiş işletme projesinin kendisine tebliğ edilmesi veya başka bir surette borçtan haberdar olması gerekir. Takipten veya davadan önce borcu öğrenmemiş olması halinde ise icra ödeme emrinin veya dava dilekçesinin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren gecikme tazminatından sorumlu tutulabileceği kabul edilmektedir....
Bu durum karşısında bilirkişi raporunda hesaplanan 900.000.000 TL. asıl alacak ve bu miktara ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 09.06.2004 tarihinden itibaren gecikme tazminatı yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan borcun ait olduğu aydan itibaren gecikme tazminatının hesaplanıp buna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....