WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bankası ... şubesinde babası ...ve ağabeyi davalı ... ile birlikte vadeli- vadesiz Amerikan doları hesapları açtıklarını, müşterek hesaplarda bilinen toplam dolar miktarının 837.561,28 USD olduğunu, söz konusu hesaplardan davalı dışında diğer ortak hesap sahiplerinin hiç para çekmediğini, babalarının ortak hesaplardan hiç para çekmeden vefat ettiğini, davacıya toplam 837.561,28 USD'nin 1/2'si olan 418.780,64 USD düştüğünü, davacı tarafından söz konusu 418.780,64 USD alacağın yalnızca 50.000,00 USD'lik kısmı talepli açılan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/298 Esas numaralı dosyasında 13.10.2010 tarihinde davanın kabulüne karar verilerek fazlaya dair haklarının saklı tutulduğunu, bu karara göre alacağının 368.780,64 USD olduğunu ileri sürerek; fazlaya ait alacak hakları, dava öncesi faiz hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 368.780,64 USD'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/535 Esas KARAR NO : 2021/846 DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 20/08/2020 KARAR TARİHİ : 30/09/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Bakırköy ..... Asliye Ticaret Mahkemesinin ...... Esas sayılı dosyasından verilen 01.07.2020 tarihli “davalının konkordato projesinin tasdikine ilişkin” kararın 9.maddesi ve İİK md.308/b gereği müvekkili banka tarafından davalıya kullandırılan Sevk Sonrası Reeskont Kredisinden kaynaklanan toplam 433.315,31 ABD Doları karşılığı 2.721.826,78 Türk Lirası (Kesin mühlet tarihi olan 17.09.2018 tarihli TCMB USD Efektif Satış Kuru doğrultusunda, 1 USD-6,2814 TL.) alacağı ve müvekkili banka'nın Ankara Etimesgut ...... Noterliği ........

      Davacılar vekili 24.06.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile; murisin vasiyetname ile ve taşınmaz ile bankadaki birikimini muvazaalı yolla devretmesi nedeniyle davacıların yasal miras ve saklı payları için davasını “tenkis olarak ıslah etmiştir.” Davalı vekili cevabında; iptal sebeplerinin gerçekleşmediğini, bankadaki hesaptan para çekilmesinin vekaletname uyarınca yapılıp, muvazaa bulunmadığını savunarak davanın ve birleşen davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; TMK'nun 557. maddesinde sayılan iptal sebeplerinin hiçbirinin gerçekleşmediği, birleşen dosyada ise dinlenen tanık beyanlarına göre murisin iradesinde sakatlık ve muvazaanın ispatlanamadığı, davacı vekili davasını ıslah ile tenkis davası olarak değiştirmiş ise de, TMK'nun 571. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin dava ve birleşen dava yönünden geçtiği gerekçe gösterilerek, dava ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 17/05/2016 gün ve 2015/200-2016/235 sayılı kararı bozan Daire'nin 25/04/2018 gün ve 2016/10659-2018/3116 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadaki hesabı incelendiğinde 18.11.2009 tarihinde 49.250 TL'sinin olduğunun görüleceğini, bu tarihten sonra müvekkilinin toplam 9.000 TL'yi hesaptan çektiğini, davalı banka personelinin suistimalleri sonucunda hesapların boşaltılması hakkında açılan soruşturmanın akabinde müvekkilinin hesabında olması gereken 40.000 TL'nin hesapta bulunmadığının anlaşıldığını ileri sürerek şimdilik 10.000 TL'nin 18.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli ticari kredilere uygulanan...

          Davanın, sigortalının vefatı sonrası, müteveffanın hesabına yatırılan aylıkların davalı bankadaki hesaptan çekilmesinden, bu şekilde davalı Banka ile davacı Kurum arasındaki protokole aykırı davranıştan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınması gereken bir husustur. İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 506 sayılı Kanunun 134. maddesi bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini hükme bağlamıştır. Somut olayda; uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca davada uyuşmazlığın çözümünde 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulama yeri olmadığı gibi, uyuşmazlığın bu Kanundan doğduğunu ortaya koyacak başkaca bir hüküm de mevcut değildir....

            Davanın, sigortalının vefatı sonrası, müteveffanın hesabına yatırılan aylıkların davalı bankadaki hesaptan çekilmesinden, bu şekilde davalı Banka ile davacı Kurum arasındaki protokole aykırı davranıştan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, Mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınması gereken bir husustur. İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 506 sayılı Kanunun 134. maddesi bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini hükme bağlamıştır. Somut olayda; uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca davada uyuşmazlığın çözümünde 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulama yeri olmadığı gibi, uyuşmazlığın bu Kanundan doğduğunu ortaya koyacak başkaca bir hüküm de mevcut değildir....

              Davanın, sigortalının vefatı sonrası, müteveffanın hesabına yatırılan aylıkların davalı bankadaki hesaptan çekilmesinden, bu şekilde davalı Banka ile davacı Kurum arasındaki protokole aykırı davranıştan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, Mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınması gereken bir husustur. İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 506 sayılı Kanunun 134. maddesi bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini hükme bağlamıştır. Somut olayda; uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca davada uyuşmazlığın çözümünde 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulama yeri olmadığı gibi, uyuşmazlığın bu Kanundan doğduğunu ortaya koyacak başkaca bir hüküm de mevcut değildir....

                nin mirasçısı olup, ağır hasta olduğu ve fiil ehliyetinin bulunmadığı bir dönemde murisin hesabından para çekilmiş gibi işlem yapıldığını, para çekme işlemlerindeki imzanın murise ait olmadığını ve bankanın bu işlemden sorumlu olduğunu ileri sürerek, vadesiz hesaptan nakit olarak çekildiği belirtilen 82.463,00 TL'den müvekkilinin miras hissesine isabet eden 10.307,00 TL'nin işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; Bankadaki işlemlerin murisin fiil ehliyetini haiz olduğu bir dönemde usulüne uygun bir şekilde yerine getirildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; muris ......

                  ... numaralı hesaptan 9.914,38 TL, ......

                    Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14.04.2011 gün ve 2010/750-2011/176 sayılı kararı onayan Daire’nin 19.11.2012 gün ve 2011/11976-2012/18432 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin bilgisi ve talimatı dışında telefon bankacılığı aracılığıyla davalı bankadaki kredi kartı hesabından 5.000 TL nakit avansın kendisine ait kredili mevduat hesabına yatırıldığını, kredili mevduat hesabına aktarılan bu paranın, hesapta kendisine ait mevcut 963,18 TL’nin ve hesaptan kredi olarak kullanılan 8.079,32 TL olmak üzere 14.000 TL’nin ...isimli tanımadığı şahıs adına havale yapıldığı, bir telefon hattına da 36,50 TL kontör yüklendiğini, bankanın güvenlik önlemlerini almaması...

                      UYAP Entegrasyonu