İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "davalının muris ile ortak hesabının bulunduğu, murisin 21.05.2017 tarihinde vefat ettiği, davalı tarafından ortak hesaptaki paranın tamamı 05.04.2017 tarihinde çekildiği, ortak hesaptaki paradan davalının miras hissesinden fazlasını almış olduğu, çekilen paranın murisin terekesinde mevcut olmadığı, davalının diğer mirasçı davacıya karşı miras hissesi oranında sorumlu olduğu" gerekçesiyle davanın kabulü ile 122.349,18 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
K A R A R Davacı, babası ...’in 03.01.2010 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak çocukları ... ve ... ile ikinci eşi olan davalının kaldığını, kendisinin İsviçre'de ikamet ettiğini ve çalıştığını, banka faizlerinin yüksek olması nedeniyle birikimlerini değerlendirmek amacıyla babası ile ortak hesaplar açıldığını, tek başına açtığı hesaplarda da babasına vekaletname verdiğini, 2000 ila 2005 yılının sonuna kadar devam eden ortak hesaplardan hiç para almadığını, babasının 2005 yılında ortak hesapları kapattığını, toplam paranın 700.000,00 TL olup bunun 350.000,00 TL’sinin kendisine ödenmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile davalının miras payına isabet eden toplam 100.000,00 TL'nin hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Cari hesaptan kaynaklanan alacak likit (bilinebilir, hesap edilebilir) nitelikte olduğundan davacı yararına İİK'nın 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu yöndeki talebin reddinde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/11611 sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile davacı tarafın 6.279,75 TL asıl alacağı olduğu anlaşıldığından takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, alacak cari hesaptan doğan bir alacak olup yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile tapuda Kayseri İli ......, İlçesi ......, mevkii 118 parsel, 1370 ada numarasında kayıtlı bulunan taşınmaz üzerindeki akaryakıt istasyonunun işletmesinin davalı şirkete verildiğini ancak davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranıp, almış olduğu mal bedellerini ve cari hesaptan kaynaklanan diğer borçlarını ödemediğini, mal bedellerine karşılık verdiği çek ve senetlerin karşılıksız çıktığını, davalı şirketin bayilik ilişkisi nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan 56.528.90 YTL tutarında borcu bulunduğunu iddia ederek 56.528.90 YTL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 32.000,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, ortak hesaptan kullanılan paranın iadesi yönünde başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu paranın aktarıldığı hesabın davacı ve davalıların murisi ...ın ortak hesabı olduğu, ... talimatı ile paranın bir başka hesaba havale edildiği ihtilafsızdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş ise de, duruşma için pul bulunmadığından ve HUMK.nun 438.maddesi gereğince koşulları oluşmadığından duruşma talebinin reddine karar verildi. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların kardeş olduklarını, ortak muris olan annelerinin 12.07.2011 tarihinde vefat ettiğini, murisin 07.07.2011 tarihinde kanser tedavisi için hastaneye yattığını, bu sırada bankadaki tüm parasını çekip davalı ...'ye (kendisini Tıp Fakültesi'nde tedavi ettirmesi amacıyla) verdiğini yanında refakatçi olarak kalan davacılardan ....'...
in eli ürünü olmadığını belirterek, müvekkili şirkete ait hesaptan sahte talimatlarla çıkışı yapılan mevduatlardan, belirsiz alacak davası niteliğinde, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL'sinin bankalarca uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/217 Esas KARAR NO : 2022/645 DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) DAVA TARİHİ : 30/11/2016 KARAR TARİHİ : 19/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi ...'nın 30/07/2016 tarihinde vefat ettiğini ve mirasçılarının müvekkili ile ..., ... olduğunu, murisin ölüm tarihinden 2 gün sonra murise ait olan ...bank ... Şubesindeki vadeli hesabından 150.000,00 TL'nin vadesiz hesabına hesap hareketi olduğunu ve 150.248,49 TL'nin muhtelif günlerde ...'...
Davalı ... vekili, dava konusu müşterek hesaptaki paranın müvekkilince çekildiğini davacının bildiğini ve miras paylaşım sözleşmesinin de buna göre imzalandığını, paranın tamamı üzerinde müvekkilinin tasarruf yetkisi bulunduğunu, davacının sözleşme imzalanırken bankadaki paradan haberdar olmadığı beyanının kötüniyetli olduğunu, sözleşmenin 10. ve 11. maddeleri nazara alındığında müvekkilinin müşterek hesaptan çektiği parada davacının hak talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı banka vekili, tarafların murisi ... ile davalı ...'in 13/08/2008 tarihinde müşterek hesap açtıklarını, davalı ...'in davaya konu parayı sözleşme uyarınca çektiğini, bankacılık sözleşmesinin 26. maddesinde müşterek hesapların düzenlendiğini, tarafların 20.04.2009 tarihinde miras taksim sözleşmesi imzalaması nedeniyle davacının alacak talebinde bulunmayacağını savunmuştur....