İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; bayilik sözleşmesinin 32. maddesi ile ariyet sözleşmesinin 20 ve 21. maddeleri gereğince, sözleşmenin sona ermesi halinde davacı bayiinin ariyet olarak kendisine teslim edilen tüm ekipmanları iade etmeyi, aksi halde fesih tarihindeki rayiç bedellerini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ariyet malzemeleri müvekkili şirkete teslim edilmediği gibi istasyonda bulunan sabit kıymet değerlerinin de ödenmediğini, davacı tarafından yalnızca kurumsal kimlik ile direk kasetinin söküldüğünü, bu nedenle iade edilmeyen ariyet ve sabit kıymet bedeli 87.286-TL+KDV olarak hesaplanarak davacının verdiği teminat mektubunun nakde çevrilerek davacının borcundan mahsup edildiğini, mahkemece ariyet malzemelerinin değerine ilişkin bir inceleme yapılmadığını,davacının alacak talebinin haksız olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Uyuşmazlık, LPG ikmal ve ariyet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi KARAR Dava, tacirler arası ariyet sözleşmesineden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup, kararın temyizen incelenme görevi 01.02.2014 tarihinden itibaren Yargıtay 15.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ:Dairemizin görevsizliğine aynı konuda 11, 19. ve 3. Hukuk Dairelerince de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığa GÖNDERİLMESİNE, 25.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki ariyet sözleşmesinin 2. maddesi uyarınca ariyet olarak alınan malların sözleşmenin feshi halinde iade yükümlülüğünün davacı şirkete ait olduğu, davalı tarafından dosyaya ibraz edilen 01.07.2011 tarihli teslim tutanağında davalıya teslim edilen ariyet mallarının neler olduğunun tek tek sayıldığı, tutanağın sonunda da yasal haklar saklı kalmak koşulu ile sökümün yapıldığı belirtilerek teslim alan davalı ... tarafından ve teslim eden ....., tarafından imzalandığı, bu durumda davacının ariyet malların sökümünün kendisi tarafından yapıldığı savunmasının ispatlanamadığı, davacının sökümün kendisi tarafından yapıldığına ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunamadığı, tutanak içeriğinden anlaşıldığı üzere davalı tarafından ariyet ve emanet olarak bırakılan mallar davacının malları bulundurduğu yerden davalı tarafından...
Ariyet olarak bırakılan menkuller yönünden talep edilen ihtiyati tedbirler yönünden uygulamada farklı kararlar verilmesi nedeniyle uyuşmazlığın giderilmesi için yapılan başvuru neticesinde Y.19.H.D 17/10/2019 tarih ve E: 2019/2981 -K: 2019/4812 sayılı kararı ile ariyet malların teslimine ilişkin davada davaya konu menkullerin teslimine ilişkin ihtiyati tedbirin hüküm soncuna yönelik olduğuna karar verilmiştir. Somut olayda taraflar arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin feshedildiği hususu ihtilafsızdır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ariyet olarak verilen demirbaşlarının sözleşmenin feshedilmesi halinde iade edileceği düzenlenmesi gereğince ariyet malların iadesi istemi ile açılan davada talep edilen tedbir hüküm sonucuna yönelik olup, işin esasınını çözecek ve hüküm sonucunu elde edecek şeklide tedbir kararı verilemeyeceğinden mahkemece tedbir talebinin reddine karar verilmesindesoncu itibarıyla doğrudur.Açıklanan nedenlerle HMK'nın 355....
den teslim almış oldukları ariyet ve ariyet emtiası bulunmadığını, davacı ile aralarında ariyet ile ilgili herhangi bir imzalanmış olan ariyet sözleşmesi, ariyet teslim tutanağı ve ariyet tutanağı olmadığını, davacı tarafında dava dilekçesi ve eklerinde bile ariyet ile belgeleri sunamadıklarını, davacı tarafın taraflarından istediği ariyetlerin tamamen asılsız olduğunu, bilirkişi incelemesi yapıldığında ortaya çıkacağını, davacı tarafın ariyet, ariyet emtiası ve ariyet rayiç bedel talebine tamamen itiraz ettiklerini, davacı taraf ile aralarında imzalanan sözleşmenin ...'da yapıldığını, bu nedenle yetkili mahkemenin ......
den teslim almış oldukları ariyet ve ariyet emtiası bulunmadığını, davacı ile aralarında ariyet ile ilgili herhangi bir imzalanmış olan ariyet sözleşmesi, ariyet teslim tutanağı ve ariyet tutanağı olmadığını, davacı tarafında dava dilekçesi ve eklerinde bile ariyet ile belgeleri sunamadıklarını, davacı tarafın taraflarından istediği ariyetlerin tamamen asılsız olduğunu, bilirkişi incelemesi yapıldığında ortaya çıkacağını, davacı tarafın ariyet, ariyet emtiası ve ariyet rayiç bedel talebine tamamen itiraz ettiklerini, davacı taraf ile aralarında imzalanan sözleşmenin ...'da yapıldığını, bu nedenle yetkili mahkemenin ......
DAVANIN KONUSU : Alacak KARAR TARİHİ : 14/06/2021 YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2021 Yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava, taraflar arasında akdedilen satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup, davalı tacir sıfatını haiz değildir. Benzer uyuşmazlıklarla ilgili olarak, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi davalı .......
Dava; taraflar arasındaki bayilik sözleşmeleri ve protokol kapsamında bayilik veren tarafından nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin istirdadı, birleşen dava ise sözleşmelerin haksız feshi nedeniyle cezai şart alacakları ile ariyet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili yönünde başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali talebine ilişkindir. Taraflar arasında 02.05.2013 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve eki niteliğinde 02.05.2013 tarihli protokol ile 02.05.2013 tarihli ariyet sözleşmesi ve 31.08.2016 tarihli otogaz bayilik sözleşmesi imzalandığı, bayilik sözleşmesinin 5 yıllık sürenin sonu olan 02.05.2018 tarihinde sona erdiği anlaşılmıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2019/525 Esas KARAR NO : 2022/251 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 18/10/2019 KARAR TARİHİ : 23/03/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 08.11.2017 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi, 17.10.2017 tarihli LPG bayilik sözleşmesi ve eklerine istinaden müvekkil şirketin bayii sıfatı ile ürün satım hakkına haiz olduğunu, sunduğu taahhütname kapsamında yıllık asgari mal satın alma taahhüdünde limiti dahilinde davalı şirket lehine müşterek ve müteselsil şahsen kefil olduğunu, söz konusu bayilik sözleşmeleri gereğince üzerine düşün tüm sorumluluklarını eksiksiz yerine getiren müvekkili şirketin davalının edim ve taahhütlerini yerine getireceği inancıyla davalının istasyonuna ariyet...