Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, takibe dayanak belgenin araç alım-satımından kaynaklanan unsurları eksik bir bono olduğunu, kendilerinin ibraz ettiği 12.07.2003 tarihli harici sözleşmenin eki olduğunu,araç satımı noterde yapılmadığı için geçersiz olduğunu,davacının bu sözleşmede imzası olmasa da yazılar davacının eli ürünü olduğundan yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu,asıl sözleşmenin geçersiz olmasının ferilerini de geçersiz kılacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, takip dayanağı belgenin adi senet olduğu, ancak davacının bu senedi hangi nedenle elinde bulundurduğunun anlaşılamadığı,davacının bu belge ile takip yapma hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, 12.07.2003 tarihli belgeye dayanarak davalı aleyhine başlattığı takibe yönelik itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....

    . - K A R A R - Davacı vekili, dava dilekçesinde davacı şirket ile davalı borçlu arasında mal ve hizmet alım satımından doğan ticari ilişki neticesinde davacı şirket tarafından davalı borçluya mallar verildiğini, malların bedelinin ödenmediğini, mal alım satımından kaynaklanan cari hesaptan doğan alacağa istinaden ...1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/266 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, borçlu tarafından yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili icra takibine dayanak olduğu anlaşılan cari hesap sözleşmesini ve ticari ilişkiyi kabul etmediklerini, davalı borçlunun borcunun bulunmadığını bildirerek davanın reddine ve %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

      Karar sayılı karar ile "Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık 6102 TTK’nın 4. maddesi gereğince mutlak ticari işlerden olan bonodan kaynaklanmakta ise de, taraflar arasında araç alım satımına yönelik temel ilişki bulunmaktadır. Davacı, menfi tespite konu bononun araç alımı nedeniyle verildiğini, davalı da araç alım satımından kaynaklanan akdi ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Davacı, ticari ve mesleki amaçlarla hareket etmeyip tüketici, davalının ise ticari ve mesleki amaçla, araç alım satımı ile iştigal eden galerici olduğu, tarafların bu sıfatlarına ve dava konusu alacağın dayanağı araç alım satım işleminin 6502 sayılı Kanun’un 3. maddesi kapsamında bir tüketici işlemi olduğundan ve tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli bulunduğundan eldeki davaya bakmakla görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir....

        a araç sattığı, bu araç satımından dolayı 1.500 TL alacağının olduğu, aralarındaki ihtilaftan dolayı, her iki sanığın müştekiye ait evin yanına gelerek ikametin camlarını kırıp yanar vaziyetteki bez parçasını müştekinin evinin içerisine attıkları, attıkları yanar vaziyetteki bez parçasının evin içerisinde bulunan müştekinin yatağının üzerine düştüğü, çıkan yangında yatağın zarar gördüğü böylece sanıkların fikir ve eylem birlikteliği ile yakarak mala zarar verme suçunu işledikleri iddia olunan olayda ; Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA, 16.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Mahkemece yapılacak iş, dava konusu araca ilişkin edinme ve varsa devir tarihlerini gösterir dayanak evrakları bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına alınması, karşı dava dilekçesinde araç alımında davalı kadının eski aracının satımından gelen 5.000,00 TL kişisel mal niteliğinde paranın kullanıldığına dair kabul de dikkate alınarak kanuni düzenlemeler ve Dairenin yerleşmiş ilke ve esaslarına uygun şekilde karşı davacının katılma alacağı hesaplanmalıdır. Anılan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni yapılmıştır....

            alım satımından kaynaklanan 9.000 TL'lik borcuna karşılık katılan ...'...

              . - K A R A R - Dava, çatı kaplama vidaları satımından kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan çatı vidaları satın aldığını, ancak montajdan sonra malzemeler ayıplı olduğundan 300 adedinin koptuğunu ve iade takası ile gönderdiklerini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin asıl alacak olan 3.268 YTL ile işlemiş faiz olan 174,29 YTL üzerinden devamına, davalıdan asıl alacağın %40 'ı oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                - K A R A R - Davacı vekili, davalı aleyhine menkul eşya satımından kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibine girişildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının alacaklı olduğunu yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının icra takibine yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 1.535.00 YTL asıl alacak ve 182.46 YTL gecikme faizi üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, mal satımından kaynaklanan 50.000 TL alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu alacağa ilişkin çekin zamanaşımına uğradığı, davacının açmış olduğu davada temel ilişkiye dayandığı, temel ilişkinin ispatı için sunduğu faturaların dava dışı ... Tuğla San. ve Tic. Ltd.Şti. adına kesildiği, ilgili şirketin ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğundan davalıların davada taraf sıfatının bulunmadığı gerekçeleriyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    Ancak; Sanıklar ... ve ... ...’in gasp edildiklerini beyan etmeleri üzerine bu hususta tutanak tutulup mağdurların aracı durdurularak haklarında işlem yapıldığı sırada sanıkların verdiği ilk ifadelerinde “alkolün de etkisiyle, tartışma sonrası mağdurların bırakıp gitmelerine sinirlenerek yakalanmaları için gasp edildikleri yönde ifade verdiklerini” beyan etmeleri karşısında; sanıklarla mağdurlar arasında altın alım satımından kaynaklanan bir alacak borç ilişkisinin bulunup bulmadığı şayet varsa ilişkilerinin boyutu netleştirilerek eylemlerinin iftira suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılarak sanıkların hukuksal durumlarının tespiti gerekirken yetersiz kovuşturmayla hüküm kurulması, Yasaya aykırı ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

                      UYAP Entegrasyonu