DAVA Davacı vekili; davacı ile davalı arasında 01.09.2012 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca davacının kendisinden talep edilen sermaye tutarını ödediğini ve davalıca işletilen kuruyemiş dükkanına ortak olduğunu, sözleşmenin kurulmasından itibaren davalı tarafından davacıya kar payı vb. herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı tarafından keşide edilen 09.05.2018 tarihli ihtarname ile ortaklığın feshi ile hak ettiği alacağın davalıdan talep edildiğini, ihtara rağmen davalıca herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafından keşide edilen 18.05.2018 tarihli cevabi ihtarname ile ortaklık ilişkisinin inkar edildiğini, yönetici ortak olan davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, ortaklığın konumu ve faaliyet alanı dikkate alındığında zarar etmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek; adi ortaklığın haklı nedenle feshine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ortaklığın tasfiyesi ile davacıya ödenmesi gereken geçmişe dönük kar payı alacağı...
Bilirkişi raporunda; Davalı ...’nun dava konusu olan adi ortaklıkta % 50 oranında hissesinin olduğu, Davalı ...’nun ortağı olduğu adi ortaklığın yaptığı inşaatlardan, piyasa rayiçlerine göre ortaklığın sona erdiği ... tarihi itibariyle elde edilen net kar tutarının 870.563,93.-TL. olduğu, Ortaklığa ait ticari defter kayıtları ile piyasa rayiçlerine göre tespit edilen net kar tutarların birlikte değerlendirilmesi ile ortaklığın sona erdiği 21.10.2006...tarihi itibariyle ortaklığın öz sermayesinin 895.563,93.-TL. olduğu, Dava konusu adi ortaklığın ticari defterlerindeki ortak ...’nun adi ortaklıktan olan 224.975,00.-TL. tutarındaki alacak kaydının; Kabul edilmesi durumunda, davalı ...’nun adi ortaklıktan alacağı hisse payının 335.294.46.-TL. olduğu, Kabul edilmemesi durumunda, davalı ...’nun adi ortaklıktan alacağı hisse payının 447.781,96.-TL. olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılamada sonuç olarak, borçlu ...'...
-TL olduğu gerekçesiyle; davacı tarafın kar payı ödeme talebi ispat edilemediğinden reddine, ortaklık sermaye payına yönelik talebin ise kısmen kabulü ile 17.570,00’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dava konusu uyuşmazlık; adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için, taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 27.6.2002 tarihinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi ile dava konusu lokantanın %25 ine ortak olduğunu,kalan hissenin ve yönetici ortağın davalı olduğunu,kendisine kar payı ödenmediği gibi yaptırdığı tesbit sonucu kötü idare edilerek zarar ettiğinin tesbit edildiğinin anlaşıldığını bildirerek, öncelikle yönetici ortak olarak kendisinin atanmasını,üç yıllık kar payına mahsuben şimdilik 10.000 YTL nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, taraflar arasında imzalanan 4.4.2004 tarihli fesih sözleşmesi ile adi ortaklığın feshine karar verildiğini, ayrıca fesih şeklinin de gösterildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
da çalışması nedeniyle işin davalı tarafından yürütüldüğünü, davalının ortaklıkla ilgili hesap vermemesi nedeniyle 2006 yılında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine tespit için müracaat ettiğini, ancak davalı ile sulh olmaları nedeniyle tespite gidilmediğini, sonrasında davalının hesap vermeye yanaşmaması nedeniyle 21.09.2012 tarihinde ihtarname gönderdiğini, davalının işletmeden kar edilmediğini bildirdiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, elde edilen ürün bedelleri ile kar payından şimdilik 40.000 TL'nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 15.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 440.000 TL'ye artırmıştır....
Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile alacak talebine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. İhtilaf halinde, bu ortaklığın var olduğunu ileri süren kişi iddiasını HMK'nın 200. maddesi gereğince senetle ispat etmelidir. Somut olay incelendiğinde; davacı, davalı ile esaslı noktalarda uyuşarak kurdukları adi ortaklığın faaliyet gösterdiğini ileri sürmüş, davalı ise adi ortaklığın varlığını inkar etmiştir. Bu halde, davacı davasını dayandırdığı adi ortaklığın varlığını ispatla yükümlüdür. Ne var ki, davacı, dayandığı adi ortaklığın varlığını, kesin deliller ile ispat edememiş, davacı tarafça teklif edilen yemin gereği davalı ortak olmadıklarına dair yemin etmiştir....
Davalı vekili cevabında, davalının ortaklığa sermaye koyma borcunun olmadığı, taşınmazın mülkiyetinin değil kullanımının tahsis edildiği, tesisin kar etmesine rağmen davacının kar vermemek için hileli yollara başvurduğunu belirterek, davacının tüm taleplerinin reddini, haklı sebeple fesih oluştuğundan tesislerin kendilerine bırakılmasını belirtmiş, "birleşen davada" ise; kar mahrumiyeti ve cezai şartın tahsilini talep etmiştir. Mahkemece; birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Asıl davanın ise; davacı ... ortaklık sözleşmesinin tarafı olmadığından aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davasının reddine karar verilmiş, davacı ........ Tic. San. Ltd....
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; TBK 639 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın haklı sebeple fesih ve tasfiyesi ile tasfiye payının ödenmesi adi ortaklığın konusunu teşkil eden inşaat sözleşmesi uyarınca elde edilen bağımsız bölümlerin adi ortaklık kapsamında el birliği mülkiyetinin korunarak tasfiye payı oranında taşınmazların taraflara devri, adi ortaklığa verilen---- tasfiyede dikkate alınarak davacıya ödenmesi, kar paylarının hesaplanıp ödenmesi istemlerine ilişkindir....
Mahkemece, taraflar arasındaki ilişki de irdelenmek suretiyle davacı tarafın varsa talep edebileceği alacak miktarı ile bu alacağın dosyadaki defterlerdeki durumu, defterlerin yöntemine uygun tutulup tutulmadığı da belirtilmek üzere rapor düzenlenmesi için dosya SMMM bilirkişi ve makina mühendisi bilirkişiye tevdii edilmiş, sunulan rapor hükme elverişli bulunarak, davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu konusunda ihtilaf yoktur. İhtilaf, davacının alacak talebinin neye ilişkin olduğu noktasında toplanmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar....
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davaya konu sözleşmenin iş sözleşmesi olmadığı, kar payı ortaklık sözleşmesi olduğunu,tellallık sözleşmesi olarak değerlendirilebileceğini, iş sözleşmesi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, görevsizlik kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava adi ortaklık kar payı alacak talebine ilişkindir. Dosyaya sunulan ve tercümesi yapılmış sözleşme başlıklı belgede herbir ortağın ortaklık hissesi belirtilmiş,davacı hissenin ise %10 olarak yazıldığı anlaşılmıştır. Dava adi ortaklık iddiasına dayalı kar payı alacağının tahsiline yönelik olmakla,davacının bir süre SGK lı çalışan olmasının ,davada talep edilen kar payı alacağı yönünden davanın iş mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Kaldı ki işçilik alacağı talep edilmemiştir....