Bu halde adi ortaklık ile olan sözleşmeye göre yapacağı işler nedeniyle, adi ortaklık adına kendisine yapılan ödemelerin fazla olan kısmını adi ortaklığa ait hesaba gönderilmiş olan davalı iade borcunu yerine getirmiş durumdadır. Davacı, adi ortaklık adına yaptığı ve adi ortaklık hesabına iade edilen ödemleri, adi ortaklık içindeki talep haklarını kullanarak elde etme hakkına sahiptir. Davacının adi ortaklığın aktifine giren bu parayı ortaklık hakları kapsamında talep hakkı bulunduğu halde, adi ortaklığa karşı iade borcun yerine getiren davalıdan istemesini gerektiren başkaca bir yasal neden ise mevcut değildir....
Sözleşmenin yanlarından birisinin adi ortaklık olması halinde ise, adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığından, ortaklık adına açılacak davaların birlikte açılması, davayı açan ortağa sözleşmeden doğan hakların temlik edilmesi ya da açılan davaya muvafakat verilmesi gerekir. Somut olayda, davalı olarak gösterilen apartman yöneticiliğinin tüzel kişiliği yoktur. Yöneticilerin sözleşmeyi kat malikleri adına imzaladıklarına dair kat malikleri kurulu kararı olmadığı gibi sonradan icazet verildiği de ileri sürülmemiştir. Sözleşme ve ek protokol konusu iş Kat Mülkiyeti Yasası ve yönetim plânından kaynaklanan yöneticinin kat maliklerinin vekili sıfatıyla yapacağı işlerden değildir. Davada sözleşme ve ek protokolü imzalayan yöneticiler ile yapılan işten yararlanan kat malikleri hasım gösterilmemiştir. Zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan kat malikleri veya sözleşmede imzası bulunan şahısların sonradan davaya dahil edilmeleri mümkün değildir....
- K A R A R - Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacının yapmış olduğu ihale neticesinde davalılar .... San. Tic. Ltd. Şti., .... San. Tic. Ltd. Şti., .... İnş Taah. Tic. Ltd. Şti.’nin kurduğu adi ortaklık ile hizmet alımı sözleşmesi imzalanmış ve davacı bu adi ortaklık tarafından çalıştırılan dava dışı işçiye ödediği bir kısım işçilik alacaklarının bu davalılardan tahsilini istemiştir....
Sözkonusu protokol ile (Botaş, “Sivas CS-2 kompresör istasyonu” ile Azerbaycan-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Faz 3 projesi Hanak doğalgaz kompresör istasyonu ve Türkgözü doğalgaz ölçüm merkezi yapımı işi) iş ortaklığı konusunda yanlar arasında adi ortaklık (konsorsiyum) oluşturulmuştur. Protokolün başı (iş ortaklığı sözleşmesi) olarak yazıldığı gibi kapsamından da ortaklık ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı (ihtiyati haciz kararına itiraz eden) dahi itiraz dilekçesinde sözleşmenin konusunun iş ortaklığı olduğunu kabul etmektedir. Bu haliyle yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan ihtilafta temyiz incelemesini yapmak görevi Dairemize ait olmayıp Yüksek 13. Hukuk Dairesi’nin görev alanında kalmaktadır. Nevar ki aynı dairece de görevsizlik kararı verildiğinden oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığı’na gönderilmesi gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2022 NUMARASI : 2022/133 ESAS, 2022/215 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında kurulmuş olan adi ortaklığın tespiti ve tasfiyesi ile birlikte müvekkilinin söz konusu ortaklıkta sarf ettiği emek karşılığı ile elde edilen kar payından fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL'nin davalılardan alınarak müvekkiline verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı T2 duruşmaya gelerek açılan davanın reddini talep etmiştir. Davalı T6 duruşmaya gelerek açılan davayı kabul etmiştir. Davalı T4 duruşmaya gelerek açılan davanın reddini talep etmiştir. Davalı T3 duruşmaya gelerek açılan davanın reddini talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2022 NUMARASI : 2022/133 ESAS, 2022/215 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında kurulmuş olan adi ortaklığın tespiti ve tasfiyesi ile birlikte müvekkilinin söz konusu ortaklıkta sarf ettiği emek karşılığı ile elde edilen kar payından fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL'nin davalılardan alınarak müvekkiline verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı T2 duruşmaya gelerek açılan davanın reddini talep etmiştir. Davalı T6 duruşmaya gelerek açılan davayı kabul etmiştir. Davalı T4 duruşmaya gelerek açılan davanın reddini talep etmiştir. Davalı T3 duruşmaya gelerek açılan davanın reddini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (BİRLEŞTİRME KARARI) ESAS NO : 2024/197 Esas KARAR NO : 2024/212 DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/03/2024 KARAR TARİHİ : 07/03/2024 Yukarıda tarafları yazılan ve mahkememizin yukarıdaki Esasına kaydı yapılan dosyanın incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili,dava dilekçesi ile; Müvekkili Adi Ortaklığın, İzmir Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü Projesi'nin (Bayraklı Şehir Hastanesi) ana yüklenicisi olduğunu, ... İzmir Adi Ortaklığını oluşturan şirketlerin;... İnşaat Turizm Madencilik Enerji Üretim ve Tic. A.Ş. ile... Endüstri Tesisleri Üretim Ve Montaj A.Ş. olup işbu dava ... İzmir Adi Ortaklığı adına adi ortaklığı oluşturan şirketler tarafından açıldığını, İzmir Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü Projesi kapsamında Müvekkili Adi Ortaklık ile davalı taraf arasında 14.02.2023 Tarihli......
Davanın uyuşmazlık taraflar arasında akdedilen adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı sermaye olarak verildiği iddia olunan bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile adi ortaklık sözleşmesinin iptali ve hükümsüzlüğü istemine ilişkin olduğu görülmektedir. Davacının talebi bir bütün olarak gözetildiğinde adi ortaklığın fesih-tasfiyesi ve menfi tespit iddialarının birlikte değerlendirilmesi gerekeceğinden, sermaye olarak verilen bonolar sebebiyle borçlu olunup olunmadığının tespitinin adi ortaklığa ilişkin hükümler çerçevesinde yapılması uygun olacağından, adi ortaklık sözleşmelerinin ise Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmediği ve sözleşme taraflarının tacir olmadığı gözetildiğinde adi ortaklığa ilişkin ihtilafların çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu işbu davanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerekeceğinden görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Tire 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisine dayandığı, HMK'nın 4/a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında Sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Tire Sulh Hukuk Mahkemesi de, taraflar arasındaki sözleşmenin kira değil ortaklık sözleşmesi niteliğine olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir." hükmüne yer verilmiştir....
Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 620 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.(TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639. maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....