Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, trafik kazası nedeniyle ölümden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup davacılar vekili dava dilekçesinde davacı ... için 4.400,00 TL ve davacı ... için 600,00 TL maddi tazminat talep etmiş, yargılama sırasında davacı ... için maddi tazminat talebini toplam 11.625,79 TL'ye yükseltmiştir. Somut olayda mahkemece hükmedilen maddi tazminata, dava edilen "4.400,00 TL"lik kısım için temerrüt tarihinden faiz işletilmesine karar verilmiş, ıslah edilen kısımla ilgili faiz yönünden davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde "(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir....

    İşte, tazminat davalarındaki başlangıçtaki belirsizlik ve bilinemezlik nedeniyle, davaya belirsiz alacak davası olarak başlanılması ve son aşamada (hüküm verilmeden önce) harcın tamamlatılması en doğru ve gerçekçi bir uygulama olacaktır. Böyle bir uygulama için yasal engeller bulunmamaktadır. Harç tamamlama işlemi bir ıslah olmadığı gibi yatırılan harç da bir ıslah harcı değildir. Bu sebeple belirsiz alacak davaları, ıslah dilekçesine muhtaç davalar değildir. Özellikle, ölüm ve bedensel zararlar nedeniyle açılan davalarda, tazminatın kesin miktarının, kanıtların toplanmasından, kusur ve hesap raporlarının verilmesinden sonra öğrenilebileceğinden bu gibi belirsiz alacak davasında dava değerinin artırılması (harç tamamlama işleminin) bir ıslah işlemi değildir. Aktüer raporunun alınmasından, yani zararın öğrenilmesinden itibaren tamamlama harcının yatırılması yeterli olup ayrıca ıslah dilekçesi verilmesine ihtiyaç bulunmamaktadır....

      Zira, bu iddia ve gerekçeler yasal dayanağı olmayan davayı kabul edilebilir hale getirmediği gibi, açılacak alacak ve tazminat davaları ile birlikte İİK nun 264/1 maddesine göre istenecek ve mahkemece kabul edilecek ihtiyati haciz kararı ile yukarda ileri sürülen muhtemel tehlikede ortadan kaldırılabilir. Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak-tazminat istemine ilişkin davada... Sulh Hukuk ile ... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kredi kartının usülsüz kullanımından kaynaklanan alacak-tazminat istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.’nın 25/II. maddesinde “iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; dosya içerisinde,... Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleştiğine ilişkin kayıt veya belgeye rastlanmadığı gibi bu kararın süresinde temyiz edildiği anlaşılmakla yargı yeri belirleme olanağı bulunmayan dosyanın, davanın niteliği gözetilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere Yüksek Yargıtay 19....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit-alacak-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dava, teminat amaçlı verilen bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti, birleşen dava ise davacılar sebze-meyve siparişi üzerine davalıya para gönderilmesine rağmen davalının malı göndermediği iddiasına dayalı alacak ve tazminat istemlerine ilişkindir. Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacılar tarafından usulüne uygun delillerle ispatlanamayan asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

            Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada Samsun 2. Aile ile 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, evlilik dışı birliktelikten kaynaklanan eşyaların iadesi ve tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ile davalılardan Y.. E..'in resmi nikah yapmadan birlikte yaşayıp ayrıldıkları, bu nedenle eşyaların iadesi ve tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. Aile mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri aile hukukunu ilgilendiren hususları kapsar. Somut olayda; davanın aile hukukunu ilgilendirmediği ve genel hükümlere dayalı alacak davası niteliğinde olduğu, nişanlanma ile de ilgisi bulunmadığı anlaşılmakla, davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Samsun 3....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, asıl alacak ve faiz olmak üzere toplam 1.385,33 TL. nın tahsili istemiyle dava açılmış, mahkemece davanın 1.051,16 TL. asıl alacak yönünden kabulü ile 334,17 TL. faiz alacağı yönünden reddine karar verilmiştir. Temyize konu karar, kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. HUMK.'nun 21.07.2014 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Kanun ile değişik 427/2.maddesi hükmüne göre miktar veya değeri hüküm tarihi itibariyle 1.820.-TL'sını geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesin olup, temyiz kabiliyeti yoktur. Olayımızda, dava konusu edilen tazminat tutarı 945....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak ve tazminat davasına dair karar, davalı-karşı davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Nispi harca tabi davalarda verilen esasa ilişkin hükümlerin temyizi sırasında, mahkeme kararında gösterilen nispi karar ve ilam harcının dörtte biri, temyiz harcı olarak peşin alınır. Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulu, Yasa uyarınca alınması gereken miktarda temyiz harcının temyiz edenden alınmış olup, olmadığını resen inceler. Harçlar Kanununun 32.maddesine göre, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz....

                    Somut olayda, dava konusu edilen tazminat Kasko-hasar bedelinden kaynaklı tazminata ilişkin olup davacı taraf belirsiz alacak olarak 100.TL üzerinden açtığı davada ekspertiz raporu ile davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtildiği üzere alacak tazminatının 97.789,43.TL olduğu sabit olduğu. Davacı tarafın alacak tazminatının belirli bir alacak olarak sabit olduğu, bu alacağa ilişkin davacı tarafından davalı şirkete, 97.789,43 TL fatura alacağının ödenmesi için ihtarname çıkartıldığı, buna rağmen davacı vekili tarafından ise şimdilik 100,00.TL üzerinden belirsiz alacak davası açıldığı, tazminat alacağı belirli olduğundan dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla, HMK.nun 114/1-h.bendine göre davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu