Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira, bu iddia ve gerekçeler yasal dayanağı olmayan davayı kabul edilebilir hale getirmediği gibi, açılacak alacak ve tazminat davaları ile birlikte İİK’nun 264/1 maddesine göre istenecek ve mahkemece kabul edilecek ihtiyati haciz kararı ile yukarda ileri sürülen muhtemel tehlikede ortadan kaldırılabilir. Her şeye rağmen İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

    Tazminat ve rücu istemli davalarının, kusur oranlarının ve tazminat miktarının belirsizliği nedeni ile belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece, Bağ-Kur sigortalısı ....’un hak sahiplerine ödenen gelir nedeniyle Kurum zararının belirsiz alacak davası olarak açabileceğinin gözetilmesi ve esasa girilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekitirir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19/06/2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

      İş kazası nedeniyle tazminat ve rücu istemli davalarının, kusur oranlarının ve tazminat miktarının belirsizliği nedeni ile belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece: davalının eylemi sonucu kasten öldürülen Tarım Bağ-Kur sigortalısı Ş...A...’un hak sahiplerine ödenen gelir ve cenaze yardımlarından oluşan Kurum zararının belirsiz alacak davası olarak açabileceğinin gözetilmesi ve esasa girilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekitirir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasında Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, trafik kazası nedeniyle, destekten yoksun kalma tazminatının dava dışı sürücünün sigortacısından poliçe bedeli oranında tahsili istemine ilişkindir. ...Sulh Hukuk Mahkemesince, 24/01/2012 tarihli bilirkişi raporuna göre tazminat miktarının 75.045,21-TL olarak hesaplandığı, alacak miktarının tamamının çekişmeli olması nedeniyle belirlenen miktarın görev sınırının üzerinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın alacağın son kısmına ilişkin olduğu ve görevin belirlenmesinde bu kısma bakılacağını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 sayılı HUMK.'...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/09/2007 gününde verilen dilekçe ile alacak ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın alacak istemi bakımından kısmen kabulüne, manevi tazminat istemi bakımından reddine dair verilen 24/06/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

            DAVANIN KONUSU : Alacak, Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 14.10.2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 14.10.2021 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemlerine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı yanca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı tarafça eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemli davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar karşı davılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, dosyanın incelenmesinde istinaf başvuru ve karar harcının yatırılmadığı anlaşılmıştır. İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının verdiği zarardan dolayı müvekkilinin açtığı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100 TL maddi, 4.000 TL manevi tazminat ödenmesinin hüküm altına alındığı ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini iddia ederek saklı tutulan 6.160 TL maddi tazminatın 17.10.2003 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, ... 2....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak, tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak ve tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağı ve hor kullanma tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesi ile kira alacağı ve hor kullanma tazminatının tahsilini talep etmiş,davalı vekili, davalının yerleşim yerinin Kadıköy olduğunu ve kira sözleşmesi ile ... Mahkemelerinin yetkilendirildiğini belirterek yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili (...) ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Taraflar arasında 01/05/2009 başlangıç tarihli, onbeş yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....

                  Mahkemece alacak isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava dilekçesindeki manevi tazminat istemi ilk olarak mahkemenin 06.06.2013 tarih ve 2012/222 Esas, 2013/216 Karar sayılı hükmüyle reddolunmuş, davacı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazları reddedilerek bu alacak kalemi bakımından karar kesinleşmiştir. Anılan kararda reddolunan manevi tazminat istemi için vekille temsil olunan davalı yan lehine 440,00 TL vekâlet ücreti taktir edilmiş ve bu miktar davacı yararına kazanılmış hak oluşturmuştur. Bu nedenle davalı yararına anılan miktar aşılarak 1.890,00 TL vekâlet ücreti taktir edilmesi hatalı olmuştur....

                    Davacı bankanın istemi, asıl alacak tutarı ile bu tutara dava tarihine kadar işlemiş olan faiz tutarının dava tarihinden itibaren reeskont faiz ile birlikte ödetilmesine ilişkindir. Mahkemece, davalının sorumlu olduğu asıl alacak bölümünün dava tarihine kadar işlemiş faiz istemi yönünden hüküm kurulmaksızın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmiş iken dairemizin yukarıda anılan düzelterek onama ilamında, asıl alacak bölümüne dava tarihine kadar işlemiş faiz istemi olduğu gözden kaçırılarak faiz isteminin dava tarihinden itibaren olduğu gerekçesi ile hüküm fıkrasındaki olay tarihinden ibaresinin dava tarihinden olarak düzeltilmesi doğru olmamış, Dairemizin 28/02/2012 gün ve 2011/675-2012/3051 Esas-Karar sayılı düzelterek onama ilamı kaldırılarak mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu