Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Dava konusu istek tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmeli ve buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

Buna göre; 1-İhtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir. (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33) İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir. 2-İhtiyati tedbir, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir....

    III- MAHKEME KARARI A-İLK DERECE MAHKEME KARARI Davacının davasının kabulü ile, Davalının % 90 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan sigortalıya bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 90.923,55 TL, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı isteyebileceğinin 93,44 alacağının ve yapılan tedavi masraflarından kaynaklı isteyebileceği alacağının 2.420,61 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; Sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 2.700,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, Sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak olarak 50,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren, Kurum tarafından yapılan tedavi masraflarından kaynaklı alacak olarak 250,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Tarafların istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, IV- TEMYİZ...

      tedbirinden olan yakalama kararı çıkartılması ve mağdurun yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı verilmiş olması nedeniyle sanık hakkında tayin olunan cezanın TCK'nın 267/3. maddesi uyarınca artırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

        İhtiyati tedbir ile ihtiyati haciz farklı geçici hukuki koruma müesseseleridir. İhtiyati tedbir, genelde dava konusunun el değiştirmesine engel olurken, ihtiyati haciz alacağı teminat altına almaktadır. İhtiyati haciz talebi yönünden alacak davası bulunması ve ifanın herhangi bir nedenle imkansız hale gelmesi durumunda bu hakkını kullanmak istediğine ilişkin istemi değerlendirilerek ödeme iddiaları da gözetilerek dava değeri olarak ileri sürülen alacakları yönünden ihtiyati haciz talep hakları bulunmaktadır. İhtiyati haciz geçici koruma önlemi olup yargılama ile kesinleşmiş bir alacağın varlığı aranmayıp İİK 257.maddesindeki koşulların bulunması halinde ya da İİK'nun 258.maddesinde açıklandığı üzere kanaat getirecek deliller sunulması yeterlidir. İİK'nin 257. maddesinde ihtiyati haczin koşulları sayılmıştır. Buna göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacak muaccel olmalı ve rehinle temin edilmemiş olmalıdır....

        Geçici ödeme, haksız fiil sebebi ile meydana gelen zararın karşılanması için açılan tazminat davalarında hükmedilen ve yargılama sonucunda hükmedilecek zarara mahsuben yapılan bir ödemedir. Ön ödeme geçici bir karardır. Bu geçici ödemenin miktarı, geçici ödemeler ne HMK'da düzenlenmiş olan ihtiyati tedbir niteliğindedir, ne de İİK'da düzenlenmiş olan ihtiyati haciz niteliğindedir. Tam tersine aynı ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi ayrı bir geçici hukuki bir koruma türüdür. Geçici ödemelerin TBK'da düzenlenmiş olan diğer geçici hukuki korumalardan biri olması sebebi ile, geçici ödeme kararları bir ara karar mahiyetindir. Bu sebeple de mahkeme iş bu ara kararı ile yargılama sonuçlanmadan önce her zaman dönebilir. Çünkü mahkemenin vermiş olduğu ara kararlar ile kural olarak taraflardan birisi lehine herhangi bir usulü kazanılmış hak oluşmaz. Yine, geçici ödeme ara kararı yargılamayı sona erdirmediği için bu karara karşı doğrudan kanun yoluna gidilmesi de mümkün değildir....

        iş göremezlik giderleri, geçici bakıcı giderleri, rapor bedeli, cenaze giderleri, ulaşım, yol ve yemek giderleri vb. gibi her ne ad altında olursa olsun anılan bu giderlerden sorumluluğunun bulunmadığını, davacı yanın dava dilekçesinde kazadan kaynaklı olarak sürekli olarak malul kaldığı yönündeki iddiaların hukuki dayanaktan yoksun soyut iddialar olduğunu, davacı yanın kazadan kaynaklı maluliyetinin oluşup oluşmadığının, oluşmuş ise oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3....

          Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, 4- İstinaf İncelemesi duruşmalı yapılmadığından davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 5- İşbu kesin kararın hukuki bilgilendirme hakkı kapsamında taraflara İLK DERECE MAHKEMESİNCE TEBLİĞİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile olmak üzere geçici hukuki koruma kararı olduğundan HMK.nun 362/(1)-f.maddesi itibariyle kesin olarak karar verildi....

          Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK'nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanun da açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Örneğin, bir alacak davasında taraflardan biri bir sözleşmenin varlığına dayanıyorsa hakim bu sözleşmenin varlığı konusunda (mevcut ispat yükü ve delil kuralları çerçevesinde) tam bir kanaate sahip olmalıdır. Yani, zayıf veya kuvvetli bir ihtimal, karar vermek için yeterli değildir. Sözleşmenin varlığı konusunda tam kanaat uyanmazsa o zaman ispat yükü kendisine düşen tarafın aleyhine bir karar verilmesi gerekir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Muvazaalı Tasarrufun İptali istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir, mahkeme tarafından asıl hukuki korunma talebi (dava) hakkında kesin hüküm verilinceye kadar devam eden, tarafların durumlarında ya da dava konusu hak veya şeyde meydana gelebilecek zararları önleme amacına hizmet eden, geçici nitelikte bir hukuki korumadır. İhtiyati tedbirin amacı, asıl hukuki korunma talebinin sonucunu güvence altına almaktır. İhtiyati tedbir kararı ancak “uyuşmazlık konusu şey hakkında” verilebilir. Bunun anlamı, ihtiyati tedbirin ancak dava konusu hakkında veya diğer yargılama türlerinin konusunu oluşturan şeyler veya hak bakımından verilebilmesidir. İhtiyati haciz, para alacaklarının tahsilini güvence altına almak amacıyla öngörülmüş özel bir geçici hukuki koruma tedbiridir. İhtiyati haciz bir ihtiyati tedbir değildir; ihtiyati hacizle ihtiyati tedbirin konusu, şartları ve sonuçları birbirinden tamamen farklıdır....

          UYAP Entegrasyonu