Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucu; TMK.nun 240. maddesinde sağ kalan eş eski yaşantısını devam ettirebilmesi için ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek ve yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir denildiği, aynı maddenin 3. fıkrasında ise, " haklı sebeplerin varlığı halinde sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemi ile intifa veya oturma hakkı yerine konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir" hükmüne yer verildiği, TMK.nun 240/3. maddesinde belirtilen haklar olan intifa veya oturma hakkı ya da bunların yerine konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınması isteği sağ kalan eşe tanınmış olup, seçimlik hakkı sahip olan eş bunlardan birini seçebileceği, somut olayda dosyanın tümü itibariyle yapılan değerlendirmesinde; muris ile davacının muris ölünceye kadar evlilik birlikteliğine dava konusu taşınmaz üzerinde sürdürdükleri, davacının dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu olarak...

Sulh Hukuk Mahkemesinde 2018/732 Esas sayılı dosya ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eş olarak tarafına özgülenmesi gerektiği yönündeki beyanı üzerine mahkeme tarafından uyuşmazlığa konu Hasköy Mahallesi 4476 ada 6 parsel de kain taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile dava açması için tarafına süre verildiğini, Samsun ili Canik ilçesi Hasköy mahallesi 4476ada 6 nolu parselde bulunan taşınmazı muris Şükrü Soydemirci ile aile hayatı yaşadıkları sürece ve murisin vefat ettiği 14/10/2014 tarihine dek aile konutu olarak kullandıklarını belirterek söz konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir." SAVUNMA: "Davalılara tebligat yapılmış, davalılar İbrahim Canayakın,Yusuf Canayakın ve T12 cevap dilekçesi sunmamış duruşmalara da katılmamışlardır. T5 T3 03/10/2019 tarihli duruşmadaki beyanlarında ; Mağdur durumda olduklarını, haklarını istediklerini beyan etmişlerdir....

İkinci eşin sağ kalan eşe (davacı) verdiği desteğin, müteveffa destek eşe oranla daha fazla veya eşit olması halinde desteğin ölüm tarihi ile sağ kalan eşin (davacı) ikinci evlilik tarihi arasındaki dönem için destek tazminatına hükmedilmesi, sağ kalan eşin (davacı) ikinci eşinin müteveffa destek eşe oranla daha az destek olduğunun anlaşılması halinde ise ölüm ve ikinci evlilik tarihleri arasındaki dönem dışında, ayrıca müteveffa destek ile sağ kalan eşin (davacı) ikinci eşinin sağladığı destek arasındaki farkın hesaplanarak tazminata hükmedilmesi gerekmektedir....

    Aynı kanununun 612 maddesi gereği en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. En yakın yasal mirasçılardan maksat mirasbırakanın ölümünde doğrudan doğruya mirasçılık sıfatını kazanan mirasçılardır. Eş ve çocukların tamamının mirası reddetmeleri halinde murisin anne, babası ve kardeşleri ile torunları yasanın aradığı anlamda en yakın mirasçılardan kabul edilemez. .......TMK.nın 613 maddesinde ‘’Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer’’ hükmü yer almaktadır. Murisin çocuklarının tamamı mirası reddettiklerine göre bunların payı torunlarına değil sağ kalan eşe gececektir. (Yargıtay 14....

    Mirasçılık belgesinde mülkiyet hakkını tercih eden sağ eşin payının ¼ olduğu belirtilmiş olmasına rağmen miras payları gösterilirken sağ eşe 3/9 pay verildiği anlaşılmaktadır. Hatalı mirasçılık belgesine dayanılarak hüküm verilemez. Mahkemece söz konusu mirasçılık belgesinin iptali konusunda dava açmak üzere ilgili tarafa süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 02/07/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu'nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “Aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “Açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “Tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “Ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir....

        Aile Mahkemesince, müşterek çocukların velinin kolluk tarafından yapılan araştırma sonunda adreslerinin mahkememiz yetki sınırları içerisinde ikamet etmedikleri ve UYAP sorgulmasında MERNİS adreslerinin olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Hopa Asliye Hukuk (Aile mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince ise çocukların ve sağ kalan veli annenin yerleşim yerinin "..." olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı vermiştir. Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4/1. maddesinde “Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru veya evliliğin mahkeme kararı ile sona ermesi halinde kararı veren mahkeme, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirlediği mahkemeye durumu derhal bildirir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Çocuk mallarının korunmasına ilişkin olarak açılan davada ... 7. Aile Mahkemesi ile ... 9. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: Dava, TMK.’nun 352 ve devamı maddeleri uyarınca çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4/1. maddesinde “Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru veya evliliğin mahkeme kararı ile sona ermesi halinde kararı veren mahkeme, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirlediği mahkemeye durumu derhal bildirir....

            olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı vermiştir. ....Mahkemesi, talebe konu sağ kalan eşin ve müşterek çocuğun ikametgahının "...." adresinde olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı vermiştir. Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4/1. maddesinde “Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru veya evliliğin mahkeme kararı ile sona ermesi halinde kararı veren mahkeme, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hâkimler ve Savcılar Kurulunun belirlediği mahkemeye durumu derhal bildirir. Mahkeme, belirleyeceği süre içinde, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister.” hükmüne yer verilmiştir....

              Aile Mahkemesi , ....Aile Mahkemesi ve ....Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 352. Ve devamı maddeleri uyarınca açılan çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeri olduğu gibi Türk Medeni kanununun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 4. Maddesi uyarınca sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri mahkemesi etkilidir. Somut olayda mallarının korunması istenen çocuk ..., annesi ...'in 18.12.2011 Yılında öldüğü, evllilik dışı doğan çocuğun tanıma senedi ile babası ... tarafından tanındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda sağ olan babaya velayetin verilip verilemeyeceğinin öncelikle değerlendirilmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu