Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4/1. maddesinde “Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru veya evliliğin mahkeme kararı ile sona ermesi halinde kararı veren mahkeme, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirlediği mahkemeye durumu derhal bildirir. Mahkeme, belirleyeceği süre içinde, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister.”...
Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4/1. maddesine göre, “Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru veya evliliğin mahkeme kararı ile sona ermesi halinde kararı veren mahkeme, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirlediği mahkemeye durumu derhal bildirir. Mahkeme, belirleyeceği süre içinde, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister.”...
Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4/1. maddesinde “Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru veya evliliğin mahkeme kararı ile sona ermesi halinde kararı veren mahkeme, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri aile mahkemesine, yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun belirlediği mahkemeye durumu derhal bildirir. Mahkeme, belirleyeceği süre içinde, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister.”...
Bu bakımdan istek olsun ya da olmasın sağ kalan davacı eşe ait miras payının katılma alacağından düşürülmesi; katılma alacağına hakim olan ilkeler ile miras hukukuna hakim olan ilkelere aykırı düşer. O halde, öncelikle davacının katılma alacağının terekenin öncelikli borcu olarak terekeden ödenmesi, ondan sonra mirasçıların kalan net terekeyi aralarında miras payları oranında paylaşmaları gerekecektir. Davacının terekeye olan borcu ancak, terekenin tasfiyesi sırasında gözönünde bulundurulmalı ve terekeye olan borcu miras payından düşürüldükten sonra kalan miras payı varsa kendisine ödenmelidir. Öte yandan, mirasçıların birbirlerine karşı rücu davasını açarak alacaklarını tahsil etmeleri de mümkündür. Tüm bu açıklamalar sonunda Mahkemece tereke borcu ve miras payı dikkate alınmaksızın açıklanan Daire görüşüne uygun şekilde artık değerin yarısı oranında katılma alacağına hükmedilmesi usul bakımından doğru olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile) Taraflar arasındaki velayetin kaldırılması ve vasi tayini istemine ilişkin davada İnegöl Asliye Hukuk (Aile) ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dilekçesinde oğlunun öldüğünü, gelininin başka birisiyle evlendiğini belirtip, torunu ... ...'e vasi tayin edilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından, 1998 doğumlu ... ...'in babasının 2000 yılında öldüğü, velayetin anne Hamiye ...'de bulunduğu anlaşılmaktadır. T.M.Y.'nın 336/son maddesine göre, vesayet anne babadan birinin ölümü halinde sağ kalan eşe aittir hükmü yeralmaktadır....
TMK'nın 240. maddesine dayalı ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan aile konutunun özgülenmesi, olmadığı takdirde katkı payı alacağı isteğine ilişkin davalarda da, ölenin son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. (Yargıtay 8. HD'nin 28/12/2016 tarih ve 2015/9724 Esas, 2016/17525 Karar) Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Yetkili mahkeme belirlenirken de, dava tarihindeki yerleşim yeri esas alınır. (HMK m. 6) Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir (TMK m. 19/1). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 7/1- g maddesine göre; kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunması zorunludur. Bu kanuna dayanılarak çıkartılan Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1. maddesine göre, yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişinin yazılı beyanı esas alınır. Adres beyan formundaki bildirimler aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir....
Dava, velayet hakkına sahip.... ölümü sebebi ile Türk Medeni Kanununun 404.maddesi gereği çocukların vesayet altına alınması istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; çocukların anne ve babası ....13.07.2001 tarihinde evlenmişler, bu evlilikten 2002 doğumlu Yasemin, 2003 doğumlu Yasin ile 2005 doğumlu ... dünyaya gelmiştir.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2017 gün ve 2007/21-32 sayılı ilamı ile boşanmaları üzerine çocukların velayeti de 24.01.2015 tarihinde ölen İsmail'e bırakılmıştır. Türk Medeni Kanununun 336.maddesine göre boşanma halinde velayet çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olup velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen sağ eşe velayet davası açma imkanı verilip bu davanın sonucuna göre karar verilmelidir....
Aile Mahkemesi’nce, velayeti askıda kalan küçüklerin mernis kaydının "Durali Alıç Mahallesi, 994 Sokak, No:8 İç Kapı No:6 Mamak/ Ankara" olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Ankara 24. Aile Mahkemesi’nce, baba ...'un yerleşim yeri adresinin "Cemil Meriç Mahallesi, Eylül Sokak, No:2/1 Ümraniye-İstanbul" olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanunu'nun 21. maddesi gereğince velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeri olduğu gibi Türk Medenî Kanunu'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi gereğince de sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir hükümleri dikkate alındığında somut olayda mallarının korunması istenen küçüklerin velayetinin annelerine verildiği annelerinin vefat ettiği anlaşıldığından, bu halde, yetkili mahkeme velayeti kullanma hakkına sahip babanın yerleşim yeri mahkemesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki aile konutunda miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30.01.2018 gün ve 2015/7452 Esas- 2018/707 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R HUMK’nun 440/III-2 maddesine göre, istisnaları hariç olmak üzere, sulh hukuk mahkemesi kararları karar düzeltmeye tabi değildir. Bu dava da yasanın öngördüğü istisnalardan olmadığına göre karar düzeltme istemi incelenemez....
Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında eşlerin birlikte yaşadığı konut varsa sağ eş, bunlar üzerinde haklı sebeplerin varlığı durumunda, kendisine miras payına mahsuben oturma hakkı tanınmasını isteyebilir.(TMK. m. 652/2) Davacı sağ kalan eşin Türk Medeni Kanununun 652/2 maddesine dayanan oturma hakkı istemine yönelik davasında mirasçıların özgülenme değeri üzerinde uyuşmazlarsa değer belirlenmesini Türk Medeni Kanununun 658. madde gereğince sulh hukuk mahkemesi tarafından gerçekleştirileceği şeklindeki düzenleme karşısında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde bulundurulur. Bu yön gözetilmeden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ....