Davacı Münevver vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; az yukarıda açıklandığı gibi, sağ eşinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı terekeye ait ödenmesi gereken borçtur. Buna göre; öncelikle terekeye ait bu borcun sağ eşe ödenmesi, daha sonra kalan miktar üzerinden yine sağ eşin TMK'nın 499. maddesine göre oluşan miras payının belirlenerek hem mal rejiminin tasfiyesinden, hem de miras payından kaynaklanan alacak miktarlarının toplamı belirlenerek davacının isteği hakkında bir karar verilmesi gerekirken; davacının miras hakkı gözardı edilerek, sadece davacı sağ eşin katılma alacağının gözönünde bulundurulup yazılı miktara hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
nun 611.maddesindeki düzenleme uyarınca miras kendilerine geçen torunlarının da mirası reddetmesi gerekir. TMK.'nun 613.maddesinin gerekçesinde "Birinci zümredekilerin mirası reddetmeleri halinde bunların paylarının sağ kalan eşe geçmesi esası kabul edilmiştir. Dar anlamda aile ve sağ kalan eşin mirasta daha fazla korunması yönündeki çağdaş eğilimlere uygun olarak, birinci zümrede yer alan ölenin altsoyunun tamamının mirası reddetmeleri halinde bu redden sağ kalan eşin yararlanması gerektiği, böyle bir redden miras bırakanın ikinci zümrede mirasçılarının yararlanmasının mantıklı olamayacağı düşünülmüştür." anlatımına yer verildiği görülmektedir. Bu anlatım miras hukukunun genel düzenlemesine uygun olarak birinci zümredekilerin mirası reddetmesi halinde, miras payının ikinci zümreye geçmeyip sağ kalan eşe geçeceğini öngörmekle mirasın sağ kalan eşe geçmesi için birinci zümrenin tamamının mirası reddetmesi gerektiğini desteklemektedir. Öte yandan, TMK.'...
Davalılar vekilinin TMK'nın 240. maddesi kapsamındaki istinafı hakkında; Türk Medeni Kanununun 240. maddesi; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında bulunan ev eşyası ve eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisinin katılma alacağı hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini; Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesi ise; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça TMK'nın 652. maddesi kapsamında miras haklarına mahsuben taşınmazla ilgili mülkiyet hakkı talebinde bulunduklarını, bu amaçla sulh hukuk mahkemesinde açtıkları davada, kendilerine eldeki davayı açmak üzere süre verildiğini bildirmiş olup, TMK'nın 240. maddesi kapsamında bir talep bulunmamaktadır....
TMK'nın 240. maddesine göre, mal rejimi ölüm nedeniyle sona erdiğinde, sağ kalan eşin bu rejimden kaynaklanan ayni hakkını düzenlemektedir. Yani edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasını öngörmektedir. TMK'nın 652. maddesinde ise, eşler arasındaki mal rejimi ne olursa olsun, sağ kalan eşin, tereke malları arasında yer alan konut veya konut eşyası üzerinde mirastan kaynaklanan ayni hakkını düzenlemektedir. TMK'nın 240. maddesi gereğince sağ kalan eşin, konut ve ev eşyası üzerinde ayni hak isteğinde bulunabilmesi için bazı koşulların varlığı aranmaktadır. Örneğin, eşler arasında katılma rejiminin bulunması, katılma rejiminin ölüm nedeniyle son bulması, sağ kalan eşin olması, sağ kalan eşin katılma alacağının doğması ve sağ kalan eşin ayni hak talep etmesi gibi koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir....
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TMK'nun 613.maddesi ne göre, altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payının sağ kalan eşe geçeceğini, yasal düzenlemenin açık ve emredici olduğunu, müteveffanın altsoy mirasçılarının tamamının mirası reddetmesi durumunda mirası reddeden altsoyun mirasçıların miras paylarının tamamının müteveffanın mirasçısı bulunan sağ kalan eşe geçeceğini, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 11.01.2017 sayılı ve 2016/7022 E, 2017/132 K....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.06.2008 (pzt.)...
Hukuk Dairesi 2015/18160 Esas, 2017/614 Karar sayılı ilamında; "...Türk Medeni Kanunu'nun 652. madddesinde yer alan tereke mallarından birinin mirasçılardan birine miras hakkına mahsuben özgülenmesi, paylaştırma niteliğinde olup, özgüleme kararı, o mal üzerindeki mirasçıların “elbirliği” şeklindeki ortaklığının izalesi sonucunu hasıl eder. O nedenle, Türk Medeni Kanunu'nun 652. madddesine dayananan isteklerde görevli mahkeme, paylaşma isteklerindeki görev kurallarına göre belirlenmelidir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. (TMK. md. 642) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ait davalarda sulh hukuk mahkemesi görevlidir..." şeklinde karar vermiştir. Karar içeriğinde belirtildiği şekilde mirasçılardan birinin miras hakkına mahsuben özgüleme talebinde bulunması mirasçılara ait malın paylaştırılması niteliğindedir....
Türk Medeni Kanununun 360 ve 361. maddesindeki koşullar gerçekleşmedikçe hakim, ana ve babanın çocuk mallarını kullanma ve bu mallar üzerindeki yönetim hakkına müdahale edemez ve bu sonucu doğuracak şekilde hüküm tesis edemez. Velayet hakkına sahip olan annenin çocuk mallarını tehlikeye soktuğuna dair bir iddia veya bu yönde dosyada bir delil ve olgu bulunmamaktadır. Bu yönde bir delil ve geçerli bir sebep yokken, küçüğe kanuni miras yoluyla intikal eden taşınmazdaki miras payının devir ve temlikini önleyici şekilde tedbir kararı verilmesi, velayet hakkına sahip olan ananın, az önce açıklanan kullanma ve yönetme hakkına müdahale niteliğindedir. Bu bakımdan miras payının devrinin önlenmesi yönünden verilen tedbir kararı yönünden hükmün bozulması gerekiyor ise de; bu husus, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilmesi gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir. Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz..." hükmüne yer verilmiştir. Aile konutu, resmi evli eşlerin birlikte seçtikleri ve ortak aile yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantılarını buna göre düzenlemeyi amaçladıkları konuttur (TMK'nun m. 186, HGK 28.09.2011 tarih, 2011/556 ....)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık; asıl davada tedbir nafakasının ve ortak konutun davalı eşe özgülenmesine dair ilamın kaldırılması ve başka bir konutun davalı eşe özgülenmesi, karşı dava ise tedbir nafakasının artırılması istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve karşı davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafça asıl davadaki istemler yönünden temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile değiştirilen 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 16.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......