İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 193 üncü ve 194 üncü maddesi, 652 nci maddesi. 3.Değerlendirme 1.Davacı vekili dava konusu taşınmazın miras hakkına mahsuben tarafına özgülenmesi için aile konutu olduğunun belirlenmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir. 2.4721 sayılı Kanun'un 652 nci maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmazın Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, Kadıköy'de bulunan taşınmazın ölen eşiyle birlikte oturdukları konut olduğunu, bu konutla ilgili olarak davalılardan ... tarafından "ortaklığın giderilmesi ve ecrimisil" davası açıldığını, kendisinin de, aynı taşınmazla ilgili "miras hakkına mahsuben taşınmazın mülkiyetinin kendisine özgülenmesi" için dava açtığını, taşınmazın "aile konutu" olduğunu ileri sürerek, konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş; mahkemece; davanın kabulü ile konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiş, kararı davalılardan ... temyiz etmiştir. Dava tespit isteğine ilişkindir (HMK. m. 106/1)....
Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 652 nci maddesine dayalı aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine yönelik talep yönünden görev hususu gözetilmeksizin işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. 3.4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebileceği; aynı maddenin üçüncü fıkrasında da haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabileceği düzenlenmiştir. 4.Öncelikle dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesine yönelik olup davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan ...'...
Hüküm, aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine ilişkin olup, Sulh mahkemesince verilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/lll – 1 ve 2 maddeleri gereğince; aynı yasanın 8. maddesinde gösterilen davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin kararlara karşı, karar düzeltme yoluna gidilemez. Dava, 440/lll-2. maddede ayrık tutulan davalardan da değildir. Bu itibarla inceleme olanağı bulunmayan karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açılanan sebeple karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 23.12.2013 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : TMK 240/3'e Dayalı Tapu İptali ve Tescil ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki TMK 240/3'e dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan ... ve davalılar ... ve müşterekleri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, müvekkili ile muris ...'nın 1996'da evlediklerini, ...'nın 2012'de vefat ettiğini, evlilik birliği içerisinde 2 nolu bağımsız bölüm ile bir adet araç edinilerek muris adına tescil edildiğini, 2 no'lu bağımsız bölümün aile konutu olduğunu açıklayarak sağ kalan eş davacının katılma alacağı hesap edilerek TMK 240. maddesine göre katılma alacağına mahsuben, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle aile konutu ve ev eşyaları üzerinde mülkiyet hakkı tanınması ve eski tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir....
Davacı, dava konusu konutun TMK'nun 652. maddesindeki haklarını kullanabilmek amacıyla, aile konutu olduğunun belirlenmesini talep etmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Evlilik ölüm ile sona erdiğinden dava tarihi itibariyle aile konutu vasfı kalmayan taşınmaza aile konutu şerhi konulamaz ise de davacının aile konutunun ve ev eşyasının kendisine özgülenmesine dair yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının varlığı tartışmasızdır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulü gerekmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) ve ... (...) Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, babaları ölen ve annelerinin velayeti altında bulunan küçüklerin araç ve taşınmazlar üzerindeki hisselerinin satışına izin verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nce; TMK'nun 336. maddesine göre ana ve babadan birinin ölümü halinde velayetin sağ kalan eşe ait olduğu, talebin küçüklere babalarından kalan taşınmaz ve araç üzerindeki hisselerinin eğitim ve diğer giderlerde kullanmak üzere satmak amacıyla izin verilmesine ilişkin olup görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.02.2013 gününde verilen dilekçe ile miras payına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.04.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras payına mahsuben mülkiyet hakkı verilmesi, mümkün olmadığı takdirde oturma hakkı verilmesi istemine ilişkindir. Davacı sağ eş, diğer mirasçılar aleyhine açtığı dava ile tereke malları arasında bulunan ve aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerinde miras hakkına mahsuben kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını istemiştir....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı tarafın aile konutunun miras hakkına mahsuben kendisine özgülenmesi davasının sonucunun beklenmesini savunduğunu, o davada yerin mülkiyetinin miras hissesine karşılık davalıya özgülenmesi durumunda, hükmün dava tarihi itibariyle sonuç doğuracağından bu davanın sonucunu etkileyeceğini, özgüleme davasının açılması durumunda bile davalının haksız işgal tazminatından sorumlu tutulamayacağını, aksi durumda ise intibadan men şartının gerçekleşme tarihi ile özgüleme davasının açılma tarihi arasında ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, aksi durumda ise intifadan men şartının gerçekleşme tarihi ile özgüleme davasının açılma tarihi arasında ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
nın vefatı sonrasında çocuk adına kayıtlı defteri tutulabilecek mal varlığı tespit edilemediğinden, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğü'nün 4. maddesi gereğince defter tutulmasına ve Türk Medeni Kanununun 360. maddesi gereğince önlem alınmasına yer olmadığına, velayet hakkı kendisinde bulunan sağ kalan eşe, velayet hakkı devam ettiği sürece küçük adına herhangi bir yolla intikal eden mal varlığı olduğu takdirde ise, defter tutulabilmesi için derhal mahkemeye müracaat etmesi gerektiğinin ihtarına ve müteveffa adına kayıtlı araçların kaydına uyap üzerinden çocuk 18 yaşını tamamlayana kadar başkasına rızai devri önleyecek şekilde tedbir konulmasına" karar verildiği, kararın veli ... tarafından, araçlar üzerine konulan tedbir yönünden temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Ana ve baba, velayetleri devam ettiği sürece, çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler. Kural olarak hesap ve güvence vermezler....