Davalı ... vekili tarafından hükmün istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; dava konusu taşınmazın ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu olmadığı gerekçesiyle, davalı ... vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. 2. 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre; “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu vasfı bulunduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....
in aile konutu olarak kullanılan müşterek kazanç ve katkı ile satın alınmış konutun, muvazaalı şekilde ... isimli akrabasına satmış gibi gösterip, yine bu şahsında ardından ... isimli şahsa satmış gibi tapuda işlemler yaptığını bu nedenle konutun aile konutu olması nedeniyle muvazaalı satışın iptaline, tapuda aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ettiği, davasına dayanak olarak TMK'nın 194. maddesindeki aile konutu düzenlenmesine dayandığı gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamında ... Aile Mahkemesince verilen karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesince 26.11.2012 tarihli ilam ile bozulmuştur. Somut olayda, davacı, aile konutu olmasına rağmen muvazalı bir şekilde davacının eşi ...'in elden çıkarmış olduğu ...Bulvarı ... Sitesi C Blok Kat:4 No.11 ... adresinde bulunan taşınmazın davalı ... üzerinde bulunan tapusunun iptali ile... adına tescili ile taşınmaz üzerine aile konutu şerhinin konulmasını talep ve dava etmiştir....
C blok no: 10/12 Yunusemre Manisa adresinde bulunan, tarafların evlilik birliği içerisinde aile konutu olarak kullanılan taşınmazın aile konutu vasfını uzun zaman önce yitirdiğini, davalının darp gerekçesiyle 01/02/2016 tarihinde müvekkili hakkında şikayetçi olarak evden uzaklaştırma kararı aldırdığını, müvekkilinin davalı hakkında Manisa 2. Aile Mahkemesinin 2016/171 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, davalının uzaklaştırma kararı süresi içerisinde aile konutuna büyük zarar vererek ayrıldığını, başka bir adreste yaşamaya başladığını, müvekkilinin bu taşınmazı başka bir şahsa kiraladığını, taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin müvekkilinin tasarruf yetkisini kısıtladığını belirterek, taşınmazın aile konutu niteliğini yitirdiğinin tespiti ile taşınmazın tapu kaydı üzerinde 04.02.2016 tarih 1865 yevmiye numaralı "aile konutudur" şerhinin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir....
C blok no: 10/12 Yunusemre Manisa adresinde bulunan, tarafların evlilik birliği içerisinde aile konutu olarak kullanılan taşınmazın aile konutu vasfını uzun zaman önce yitirdiğini, davalının darp gerekçesiyle 01/02/2016 tarihinde müvekkili hakkında şikayetçi olarak evden uzaklaştırma kararı aldırdığını, müvekkilinin davalı hakkında Manisa 2. Aile Mahkemesinin 2016/171 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, davalının uzaklaştırma kararı süresi içerisinde aile konutuna büyük zarar vererek ayrıldığını, başka bir adreste yaşamaya başladığını, müvekkilinin bu taşınmazı başka bir şahsa kiraladığını, taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin müvekkilinin tasarruf yetkisini kısıtladığını belirterek, taşınmazın aile konutu niteliğini yitirdiğinin tespiti ile taşınmazın tapu kaydı üzerinde 04.02.2016 tarih 1865 yevmiye numaralı "aile konutudur" şerhinin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemenin 28.06.2021 tarih ve 2020/1124 Esas, 2021/872 Karar sayılı kararı ile, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydına, davacının talebi ile aile konutu şerhi konulduğu ancak davacının bu iradesini, 20.08.2020 tarihli talebi ile değiştirdiği, aile konutu niteliğindeki taşınmazın üzerinde tasarruf yapılmasına aile konutu şerhinin kaldırılması talebi ile rıza gösterdiği, buna göre yasada aile konutunun devri için vurgulanan eşin rızasının, bu tarihte sağlanmış olduğu, davacı eşin, tapu müdürlüğüne başvurarak aile konutu şerhini rızası ile kaldırmasından sonra, taşınmazın devredilmesi üzerine, yeniden bu taşınmazın aile konutu vasfında olduğundan bahisle, devrinin iptal edilmesini talep etmesinin, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin açıkladığı hususa uygun olmadığı gibi, dürüstlük kuralı ile de izah edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz,” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahî aile konutudur. Eş söyleyişle, şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR : 1- Türkiye Halk Bankası A.Ş. 2- ... DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması ve Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalı banka lehine verilen aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir....
TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir. Bu sebeple taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Bu durumda; Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi uyarınca malik olan eş tarafından diğer eşin açık rızası alınmadan aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması durumunda yapılan bu işlemin “geçerli” kabul edilemeyeceği emredici hüküm gereğidir. Diğer eşin geçerli olmayan işlemin iptali için dava açabileceği kuşkusuzdur. Davaya konu gayrimenkul davacının eşi davalı Abdullah tarafından 24.02.2017 tarihinde edinilmiş, ipotek tesis işlemleri 05.02.2019 ve 05.03.2019 tarihlerinde yapılmış, aile konutu şerhi ise 24.05.2019 tarihinde konulmuştur. Dava konusu taşınmazın yapılan keşif, alınan tanık beyanı kapsamında aile konutu olarak özgülendiği tartışmasızdır....
Dava, TMK'nın 194 maddesi uyarınca aile konutuna konulan ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir Davacı kadın, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir....
Eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınması, boşanma veya ayrılık davası açılması veya başka bir sebeple ortak hayatın olanaksız hale gelmesi hali dahi konutun aile konutu vasfını ortadan kaldırmaz. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların, 12.01.1994 tarihinde evlendikleri ,işbu dava tarihi itibariyle evli oldukları ve dava konusu taşınmazın aile konutu konutu olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tarafların en son birlikte oturdukları konutun davaya konu edilen konut olması karşısında; aile konutu olma şartları gerçekleşmiştir. Taraflar arasında boşanma davasının bulunması dava konusu taşınmazın aile konutu vasfını ortadan kaldırmaz. Davacı erkek dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı değildir. Bu nedenle kendisini vekille temsil ettiren davalı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinden davacı erkeğin sorumlu tutulması gerekmektedir....