Aile Mahkemesi'nin 2017/608 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açıldığını, müvekkilinin ayrı bir ev kiralamak zorunda kaldığını, müvekkilinin kişisel mallarından olan taşınmazın, evlilik birliğinde aile konutu olarak kullanıldığını, ancak daha sonra müvekkilinin o taşınmazdan kovulduğunu, haklı sebep olmaksızın davalı eşinin birlikte yaşamaktan kaçınması sebebiyle dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğini kaybettiğini belirterek, davanın kabulü ile müvekkili adına kayıtlı olan dava konusu taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukukî işlem özgürlüğü "aile birliğinin" korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. 5. Türk Medeni Kanunu’nun 194 üncü maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması ve Tapu Kütüğüne Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, mahkemece tespit edilerek tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiş ve bu yöndeki hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz üzerinde, hak sahibi (koca) tarafından davacı eşin açık rızası alınmadan ... A.Ş Iehine 27.04.2006 tarihinde ipotek tesis ettirildiği, bankanın da 28.10.2010 tarihinde davalı ... Yönetimi A.Ş'ne temlik ettiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır....
Daha sonra davacı, 27.10.2015 tarihli dilekçesiyle ipoteklerin kaldırılması yönündeki talebinden feragat etmiş ancak aile konutuna dayalı tapu iptal ve tescili ile dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması talepleri yönünden ise davalarına devam etmiştir. Mahkemece, davanın münhasıran aile konutu şerhi davası olduğu kanaati ve taşınmazın halen başkası adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermiştir. Mahkemece, davacının davası TMK 194. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davası ile aile konutu şerhi konulması davası olduğu dikkate alınmaksızın, münhasıran aile konutu şerhi konulması davası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/12/2020 NUMARASI : 2020/238 ESAS - 2020/236 KARAR DAVA KONUSU : AİLE KONUTU ŞERHİ KONULMASI (ÇEKİŞMELİ) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; evlilik süresince aile konutu olarak kullandıkları iki evlerinin olduğunu, davalı eşinin yaşadığı evden anlaşmazlıkları sebebiyle ayrı bulunduklarını, son bir yıldır ortak çocuğun yaşadığı diğer evde ikamet ettiğini, aile konutu olarak kullandıkları evi davalı eşin muavazaalı bir şekilde kendisinin ilk evliliğinden olan öz kızı T3 devrettiğini, taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğini ve bu nedenle iyi niyetli olmadığının açık olduğunu belirterek, taşınmazın davalılardan T3 adına olan kaydının iptali ve davalı eş adına tescili ile tapu kaydına aile konutu şerhinin verilmesini talep ve dava etmiştir...
'e yönelik taşınmaza aile konutu şerhi verilmesi ve taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti davasında ise taşınmazının malikinin diğer davalı eş ... olmadığından kayda şerh verilmeyeceği, konutun aile konutu olduğunun tespiti talebi hakkında davalı eş ...'in kabulü bulunduğu gerekçesiyle; davalı ... yönünden aile konutu tespiti davasının husumet dava şartı yokluğundan reddine, diğer davalı eş ... yönünden ise taşınmazın kaydına aile konutu şerhi verilmesi davasının reddine, aile konutu tespiti davasının ise kabulüne, davalı ... yararına maktu vekâlet ücretine, davalı ...'e yönelik dava nedeniyle davacı yararına maktu vekâlet ücretinin yarısı oranında vekâlet ücretine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Davacı kadın tarafından açılan aile konutu olarak kullanılan ve mülkiyeti davalılardan ...'na ait taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulması ve taşınmazın üzerine konulmuş olan ipoteğin kaldırılması davasının yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince; taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulmasına, ipoteğin kaldırılması davasının reddine hükmedilmiş ve hükme karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş, mahkemece, "...tarafların evli oldukları, tapu kayıtlarına göre davalının dava konusu taşınmazın maliki olduğu, taraflar arasında boşanma davasının derdest olduğu, davalının dava konusu müşterek konuttan uzaklaştırılmasına ve bu konutun davacı eş ve müşterek çocuğa tahsisine dair tedbir kararı verildiği, bu durumda dava konusu konutun aile konutu olma niteliği kalmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "aile birliğinin" korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. Öte yandan; TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir....
CEVAP 1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu ve kötü niyetle açıldığını, murisin 2017 yılında vefat ettiğini, mirasçıları olarak eşi ..., oğlu ..., kızı ..., ... ve ilk evliliğinden olan kızı müvekkil ... olduğunu, davacının diğer davalılar ile fikir birliği içerisinde olduğunu, bu davanın ikame edilmesinin sebebinin müvekkilinin yasal miras payını vermeme ve miras paylaşımını uzatma gayretinde olduklarını, evlililiğin ölüm ile sona erdiğinden davaya konu taşınmazın aile konutu olma özelliğini kaybettiğini, buna ilişkinin talebinin reddi gerektiğini, Mahkemece taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti halinde tapu kütüğüne aile konutu şerhinin konulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, söz konusu taşınmazın aile konutu olarak tespit edilmesinde haklı bir hukuki yarar bulunmadığından davacının tespit talebinin reddinin gerektiğini, Mahkeme tarafından aile konutu tespitine karar verilmesi halinde müvekkili, davacı ve diğer davalılar arasında devam etmekte...