Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunun 194. madde hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleşiyle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "kurucu" değil açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "emredici" niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "belirli olan" bir işlem için verilebilir....

GEREKÇE : Dava, aile konutu şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Aynı maddenin 3.fıkrasına göre; aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konut ile ilgili gerekli şerhin verilmesini Tapu Müdürlüğünden isteyebilir. Somut olayda; dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinde; Muğla ili, Ula ilçesi, 2133 parsel, zemin+1 (bağımsız bölüm No.1) dubleks mesken vasıflı, davacı adına tapuda kayıtlı taşınmaz üzerine davalı lehine 06/05/2014 tarih 981 yevmiye nolu resmi senetle aile konutu şerhi konulduğu, tarafların Muğla Aile Mahkemesinin 14/05/2015 tarih 2014/290 E. 2015/209 K. Sayılı ilam ile boşanmalarına karar verildiği, kararın boşanma yönünden 08/09/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

AİLE KONUTU ŞERHİTAPU İPTALİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 652 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 194 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 240 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 254 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş, yeni kanunda 194, 240, 254, 279 ve 652. maddelerde "aile konutu" adı altında yeni bir hukuki kavram getirmiştir. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi "eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez; aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandıramayacağını hükme bağlamıştır....

    Şöyle ki; Davacı koca dava dilekçesinde dava konusunu "ortak konut seçimi" olarak göstermesine karşın son istem bölümünde "Yozgat'ta bulunan konutun müşterek aile konutu olduğuna" karar verilmesini istemiştir. Açıklamalar bölümünde davalının "ortak konut" seçimine yanaşmadığı açıklanırken bir yandan da "eşler tüm anılarını bu evde geçirmiştir" açıklaması ile "aile konutu"na göndermede bulunmuştur. Aynı çelişkiyi aile mahkemesi hakimi de yaşamaktadır. Hakim gerekçesinde davanın TMK. m. 186 hükmüne göre "ortak konut seçiminden" kaynaklandığını açıklarken kararını farklı olarak TMK. m. 194 hükmüne göre "aile konutu seçiminden" kurmaktadır. Bilindiği üzere TMK. m. 186 hükmünde (ZGB 162) "eşlerin konutu" (eheliche VVohnung) buna karşılık TMK. m. 194 hükmünde (ZGB 169) ise "aile konutu" (Woh-nung der Familie) düzenlenmiştir. Söz konusu bu iki konut her zaman aynı anlamda değildir (Şükran ŞlPKA, Türk Medeni Kanunu'nda Aile Konutu ile İlgili İşlemlerde Diğer Eşin Rızası, TMK. m. 194, 2....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun, 194. maddesiyle aile konutu için getirilen sınırlama, kanundan doğan bir tasarruf yetkisi sınırlaması niteliğindedir. Taşınmazın tapu kütüğünde konutla ilgili bir şerh bulunmasa bile, bu konut üzerinde lehine ipotek tesis edilen şirket, konutun aile konutu olduğunu biliyor veya bilebilecek durumda ise, şerhin yokluğuna dayanarak iyiniyet iddiasında bulunamaz ve Türk Medeni Kanunun 1023. maddesinden yararlanamaz. Davalı şirket, ticaret şirketi olup, tacirdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması ve Tapu Kütüğüne Şerh Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafında temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava konusu taşınmazın "aile konutu" olduğu hususunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Taşınmaz üzerinde hak sahibi (koca) tarafından, Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesi gereğince davacı eşin açık rızası alınmadan, davalı banka lehine 09.03.2006 ve 04.11.2010 tarihlerinde ipotek tesis ettirildiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalı banka davacının kötüniyetli olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğundan haberdar olmadıklarını, tapuda aile konutu şerhi bulunmaması nedeni ile kazanımının korunması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı banka ticaret şirketi olup, tacirdir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerine, davacının rızası alınmadan davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin olup, mahkemece, "dava konusu taşınmazın tapu kaydında, ipotekten önce "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerhin bulunmadığı, davalı bankanın kötüniyetli olduğunun ispatlanmadığı" gerekçesiyle istek reddedilmiştir. Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, taşınmaz üzerinde hak sahibi (koca) tarafından, Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi gereğince davacı eşin açık rızası alınmadan, davalı banka lehine 25.08.2005 tarihinde ipotek tesis ettirildiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır....

            bulunduğunu, müvekkilinin rızasının alınmadığını belirterek dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanılan bölümü ile sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına, tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini istemiştir....

            Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğindeki bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "açık rızası bulunmadan" davalı şirket lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, davalı şirket ise dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, şirketin iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacının ipoteğe açık rızası bulunmadığı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutun devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da' eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır....

            Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu'nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları smırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu devredemez. Bu işlem "Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak da verilebilir....

              UYAP Entegrasyonu