Eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınması, boşanma veya ayrılık davası açılması veya başka bir sebeple ortak hayatın olanaksız hale gelmesi hali dahi konutun aile konutu vasfını ortadan kaldırmaz. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların, 12.01.1994 tarihinde evlendikleri ,işbu dava tarihi itibariyle evli oldukları ve dava konusu taşınmazın aile konutu konutu olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tarafların en son birlikte oturdukları konutun davaya konu edilen konut olması karşısında; aile konutu olma şartları gerçekleşmiştir. Taraflar arasında boşanma davasının bulunması dava konusu taşınmazın aile konutu vasfını ortadan kaldırmaz. Davacı erkek dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı değildir. Bu nedenle kendisini vekille temsil ettiren davalı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinden davacı erkeğin sorumlu tutulması gerekmektedir....
Aile konutu TMK'nın 194. Maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek, veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Böylece kural olarak eşlerin birbirleri ve 3. Kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi TMK felsefesi içinde kabul edilmişken, aile konutu ile bu kurala ayrı bir istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. Düzenleme ile malik olmayan eşe aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmıştır. Huzurdaki davaya konu olayda davalı banka tarafından dava konusu taşınmazda ipotek tesisi için davacının muvafakatinin alma yönünde girişimleri olduğu göz önünde bulundurulduğunda dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğini bilmedikleri kabul edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından; aile konutu şerhi davasının kabulü ile her iki davaya yönelik yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkek tarafından aile konutu niteliğinde olduğu iddia ettiği taşınmazın davalı eski malik eşi tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine aykırı olacak şekilde diğer davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerine, davacının rızası alınmaksızın davalı banka (daha sonra davalı bankanın temliki nedeniyle davalı taraf ... olmuştur) lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve taşınmazın tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkin olup, mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde ipotekten önce aile konutu şerhinin bulunmadığı, ipotek alacaklısı bankanın kötüniyetli olduğunun ispatlanmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Dava konusu taşınmazın ipotek tarihi itibariyle aile konutu olduğu, taşınmaz üzerinde hak sahibi tarafından, Türk Medeni Kanununun l94/1. maddesi gereğince davacı eşin açık rızası alınmadan, ......
Davacı; eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine, davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını ve aile konutu şerhi konulmasını istemiş (TMK.ml94); mahkemece dava reddedilmiştir. Hükmün davacı koca tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 04.03.2014 tarih 2013/21777 esas, 2014/4613 karar sayılı ilamı ile hüküm, ipoteğin kaldırılması talebinin reddi yönünden onanmış, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, bu sebeple aile konutu şerhi konulması talebinin kabulü gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Davalı banka, karar düzeltme talep ederek, dava konusu taşınmazın cebri icra ile davalı bankaya ihale edildiğini ve şerh konulmasında hukuki yarar kalmadığını ve davanın konusuz kaldığını belirterek, bozma kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptal ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava konusu gayrimenkul 3041 ada 2 parselde kayıtlıdır ve tapu kaydında niteliği arsa olarak belirtilmiştir. Mahkemece yapılan keşifte, taşınmazın ... kat, zemin kat ve iki dükkan, ev ile normal kat ve terastan oluşan dört katlı bina olduğu belirlenmiştir. Mahkemece 4 katlı binanın karı-koca (davacı ve davalı) tarafından aile konutu olarak kullanılan bölümü tespit edilerek bu bölüme isabet eden arsa payının bulunup buna göre karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının aile konutu olarak değerlendirilip taşınmaz satışının iptaline ve taşınmazın tamamı üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Hukuk Dairesinin 2019/5110 esas 2019/8865 karar sayılı ilamında işaret edildiği üzre davacının, aile konutu şerhi konulması davasının dinlenilebilmesi için, tapu iptal tescil davasının kesinleşmesi gerekmektedir. Aksi takdirde aile konutu şerhi konulması davasının incelenmesi hukuken mümkün değildir. O halde aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın, tapu iptali ve tescil davasından tefrik edilip, ayrı bir esasa kaydedilmesi, tapu iptali ve tescil dosyasının bekletici mesele yapılıp, sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle aile konutu şerhi davası için dosyada tefrik kararı verilip tapu iptal tescil kararının bekletici mesele yapılması, oluşacak sonucuna göre aile konutu şerhi hakkında karar verilmesi için kararın sair yönler incelenmeksizin kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Konuyla ilgili mevzuat incelendiğinde; TMK'nın Aile Konutu başlığını düzenleyen 194. maddesi "Eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" şeklindedir. 4721 Sayılı TMK'nın 194/1. maddesi hükmü kapsamında aile konutu olarak özgülenen bir taşınmaza bu husustaki şerh “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri yasa koyucu tarafından zaten sınırlandırılmış olup bu sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi tescil edilmese bile o konutun aile konutu özelliğini kazanmadığı söylenemeyecektir. Başka bir ifadeyle, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza şerh konulduğu için taşınmaz aile konutu özelliği kazanmayıp, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir....
Aile Mahkemesi ise Asliye Hukuk Mahkemesince taraflara aile konutu ile ilgili hususun çözümü için süre verilmesi ve bu yolda açılacak davanın bekletici mesele yapılarak buna göre ihtilafın çözülmesi gerektiğini bildirerek, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava konusu taşınmazın 2/4 payı davalı ... adına tapuda kayıtlı olup 20.03.2006 tarihinde bu payla ilgili aile konutu şerhi işlenmiştir. Dava yolsuz tescile dayalı tapu ve tescile yöneliktir. Ancak iptali istenen payın tapu kaydına dava tarihinden önce TMK'nun 194. maddesi uyarınca “aile konutu” şerhinin konulduğu ve davalı ...'in evliliğinin dava tarihi itibariyle hukuken devam ettiği hususları sabittir. Bu davada aile konutuyla ilgili TMK'nun 194. maddesi hükümlerinin de tartışılması gerekeceğinden ve bu madde aile mahkemesinin görev alanında bulunduğundan dolayı uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Bakırköy 1.Aile Mahkemesi'nce, dava konusu taşınmazda, tapu iptali ve tescil talebinin mahiyeti itibariyle B.K.'nuna göre çözümleneceğinden, Aile Mahkemesinin görevine girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesi ise, evlilik birliğinin devamı sırasında aile konutu olduğu iddia olunan taşınmazın eşten mal kaçırmak amacıyla yapılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkin dava olduğu, tefrik kararınında yerinde olmadığı ve Aile Mahkemesinin görevine girdiğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacı, aile konutu olarak, halen oturmakta olduğunu iddia ettiği taşınmazın, danışıklı (muvazaalı) şekilde diğer eş tarafından üçüncü kişi diğer davalılar adına tescil ettirildiğini ileri sürerek tapunun iptaliyle 1/2 payının adına tescile karar verilmesini ve aile konutu şerhi konulmasını istemiştir....