Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınma dan, davalılardan banka yararına ipotek verildiğinden bahisle ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m. 194) Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz (TMK m.194/1)....

AİLE KONUTU ŞERHİNİN KALDIRILMASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 194 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 73 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, mülkiyeti kendisine ait olan 3549 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan (18) nolu dairenin tapu kütüğüne; Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesi gereğince konulmuş bulunan "aile konutu" şerhinin konutun bu niteliğini kaybettiğini ileri sürerek terkinine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; talep, "değişik işler" defterine kaydedilerek, davalıya tebligat yapılmaksızın ve duruşma açılmaksızın; isteğin kabulüne davacıya ait taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş; kararı davalı temyiz etmiştir. Davacı kocanın açtığı boşanma davası reddedilmiş karar 15.9.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Evlilik devam etmektedir....

    İcra Müdürlüğünün ...esas sayılı dosya numarasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın iddialarının son derece yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın aile konutu üzerinde eş muvafakati alınmaksızın tesis edilen ipoteğin terkini talebiyle Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, oysa ki aile konutuna konulan ipoteğin kaldırılması ve gayrimenkulün kaydına aile konutu şerhi konulması talepli davalarda görevli mahkemenin Aile Mahkemeleri olduğunu belirterek, görev itirazında bulunmuştur. Dava; taşınmaz malikinin eşi olan davacının aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması istemiyle açmış olduğu dava niteliğindedir. Davanın yasal dayanağını 4721 sayılı TMK'nın 194.maddesi oluşturmaktadır. TMK 194.maddesine göre; "Eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini fehedemez. Aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz."...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:''Yapılan açıklamalar, ilgili kanun hükümleri, anılan yargıtay içtihatları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu bağımsız bölüm üzerinde ipotek tesis edildiğinde aile konutu şerhi bulunmadığı, ancak yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, konutun aile konutu olduğuna kanaat getirilmiş olup tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konutun aile konutu özelliğini taşıdığı, dava konusu taşınmaza şerh konulmasa dahi aile konutu olduğu, diğer söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu değil, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabildiği, bu nedenle de aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerhin "kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşıdığı; davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranarak ipotek koydurduğu evin aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığına yönelik bir tespit yapmadığı, ipotek konurken işlem sırasında davalı banka tarafından davacı eşin açık rızasının alındığı da ispatlanamadığı anlaşıldığından...

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; davalı bankanın taşınmazın aile konutu olup olmadığını araştırma yükümlülüğünün olduğunu, Tapu Müdürlüğü veyahut eksperler vasıtasıyla bu durumun araştırılabileceğinin, tanık beyanlarına göre taşınmazın aile konutu olduğunu, davacının başka taşınmazının bulunmadığını, reddedilen davada karşı tarafa maktu vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre; re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK 194. maddesine göre; eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz....

      TMK’nın 193. maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken, aynı Kanunun 194. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu vasfı bulunduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazda, malik olmayan eşin rızası alınmadan ipotek verildiğinden bahisle Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince, davalı şirket adına olan 1.12.2004 tarih, 3756 yevmiye ve 10.7.2009 tarih, 4042 yevmiye numaralı ipoteklerin iptaline ve tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre; “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz”. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikle yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davalı şirketin iyiniyetinin Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi uyarınca korunacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....

            Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutunu devredemeyeceği veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı, aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetlerinin sınırlandırıldığı, ipoteğin doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin açık rızasının şart olduğu, davalı banka tarafından davacının ipotek tesisine açık muvafakatının bulunduğu hususunun ispatlanamadığı, aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin geçersiz olduğu, geçersiz ipotek uyarınca yapılan takip ile davacının zararına sebebiyet verilecek şekilde taşınmazın cebri icra ile satıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü...

              taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebi yönünden yapılan incelemede ise 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü gereği kayıt maliki olmayan eşin tapu müdürlüğüne giderek taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep edebileceği, talebin tapu müdürlüğü tarafından reddedilmesi durumunda dava yolu ile talep edilebileceği, bu hususun dava şartı olduğu, somut olayda dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması amacıyla tapu müdürlüğüne başvuru yapılmadığı, bu yönde bir iddiada olmadığı, aile konutu şerhi konulması davası açmakta davacı kadının hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, aile konutu şerhi konulması davası yönünden ise davanın usulden reddine karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu