Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması (TMK m.194) ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına ilişkin eldeki davada, re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK m.355) yapılan inceleme sonucunda; Türk Medeni Kanunu madde 194. hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile konutu şerhi konulması K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK'nun 194/1. maddesine dayalı aile konutu üzerindeki ipoteğin ve şerhin kaldırılmasına ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 14.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Hukuk (Aile) Hakimliğince verilen 29.02.2012 gün ve 449-104 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık aile konutu olan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konması istemine ilişkin olup ayrıca Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı bulunduğundan, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 2.Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 2.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 03.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile konutu şerhi konulması K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile konutu şerhinin terkini K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK'nun 194. maddesi gereğince aile konutu olduğu iddiası ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfının tapu kaydında tarla olarak gözüktüğü husus da nazara alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce yeniden keşif yapılıp, ipotek tesis tarihlerinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            ipoteğin, diğer eşin rızası bulunmadan tesis edilmiş olunması nedeni ile aile konutu olarak kullanılan alan ile sınırlı olmak üzere kaldırılması ve üzerine aile konutu şerhi konulması gerektiği kanaatine varılmış olup, buna ilişkin aşağıda belirtildiği üzere hüküm kurulmuştur."...

            GEREKÇE: Dava; aile konutu olduğu belirtilen taşınmazlar üzerine malik olmayan eşin açık muvafakatı alınmadığı iddiası ile konulan ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince, "dava konusu taşınmazlardan 2 nolu bağımsız bölümün 2011 yılından itibaren aile konutu olup 4 nolu bağımsız bölümün ise kiraya verildiği, buna göre hangi taşınmazın aile konutu olduğu anlaşılamadığı gibi 2011 yılından beri tarafların oturduğu 4 nolu bağımsız bölümün aile konutu olarak kabul edilmesi halinde dahi davacının ipotek tesis işlemine sonradan yazılı muvafakatname verdiği davacının davalı banka görevlisi tarafından yanıltıldığı iddiasını ispat edemediği" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194)....

            Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfıda dikkate alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

              Davanın aile konutu olan bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması suretiyle kabulüne karar verildiğine göre dosyada bulunan bilirkişi raporları da dikkate alınarak aile konutu olarak kullanılan ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilen katın değeri üzerinden nispi karar ilam harcı, nispi vekalet ücreti ve yargılama giderine (oranlama yapılarak) hükmedilmesi" gerekçesiyle bozulmasına, tarafların bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümler yönünden ise onanmasına karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dairemizce Yargıtay bozma ilamı üzerine duruşma açılıp duruşmada Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu