Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hatta belirli süreli ortaklıklarda da sözleşmede belirtilen ortaklık süresinin bitmesinden önce haklı sebeple sözleşmenin feshi davası açmak olanaklıdır ( Şener, Oruç Hami, Adi Ortaklık, Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 482 ). Ortak tarafından ileri sürülen sebebin, ortaklığın sona erdirilmesine olanak sağlayacak derecede haklı olup olmadığının belirlenmesi mahkemenin takdirindedir. Ayrıca fesih talebinin mutlaka fesih istenmesi şeklinde açıkça olması zorunluluğu yoktur. Örneğin; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür....

    Adi Ortaklığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının 1998 yılı Mart ayından itibaren T.C. ... Eğitim İşleri Daire Başkanlığı - Eğitim İşler Müdürlüğüne bağlı olarak ...'un çeşitli ilçe ve semtlerinde faaliyet gösteren sanat ve meslek eğitimi kursları çalışanı olarak değişen alt işverenler nezdinde dekoratif ev aksesuarları ve ipek boyama usta öğreticisi olarak çalışmaya başladığını, son alt işverenin... Ltd. Şti. - ... Eğitim Ltd. Şti. Adi Ortaklığı olduğunu iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı... Ltd. Sti. - ... Eğitim Ltd. Şti....

      Davacı tarafın dilekçede açıkça fesih ve tasfiye talebi bulunmamaktadır. Ancak ,iddia ve teliplerin fesih ve tasfiyeyi kapsadığı değerlendirilmiştir. Mahkemece ,ara karar ile fesih kararı verilmemiş,tasfiye heyeti oluşturmuş ise de ,TBK'da öngörülen şekilde tasfiye yapıldığını söyleyebilmek mümkün değildir. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğranılan zararın veya kar payının talep edilmesi; aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

      Ortağın kişisel alacaklıları alacaklarından dolayı, adi ortaklığa ait hak ve alacaklar üzerine değil ancak tasfiye sonunda belirlenecek sermaye ve kar payına haciz koyabilirler. Davacının da hem takipte taraf hemde adi ortaklığın diğer paydaşı olmakla, dava açmakta hukuki menfaati mevcuttur. Somut olayda açıkça iş ortaklıkları hesaplarından kaynaklı olup da borçluya düşecek paylara ve hisselere haciz konulması istenmiş olmakla, BK hükümleri gereği, ancak tasfiye sonunda belirlenecek sermaye ve kar payına haciz konulabileceğinden davacının talebi yerindedir. Hal böyle olunca mahkemenin taleple ilgili mevcutlarla sınırlı olarak dosya üzerinden verdiği karar isabetsiz olmakla istinaf haklıdır....

      oldukları masraflar ve verdikleri sermaye iade edilmeli ve daha sonra ortaklara paylaştırılması gereken miktar belirlenmeli, tasfiye bu şekilde gerçekleştirilmelidir....

        Öte yandan davacı, davalı ve dava dışı .................... ile aralarında düzenlenen protokole göre, .................... adına bankadan 31.05.2006 tarihinde 60 ay vadeli ....000 TL tutarında kredi çekildiğini, bu parayı da davalı ile beraber ....................’a ödeneceğinin kararlaştırıldığını ve borcun teminatı olmak üzere dava dışı şahsa 32 adet 550 TL bono verdiğini ve bono bedellerini de icra takibi sonucunda ödediğini ileri sürerek davalı payına düşen bedelin de tahsilini istemişse de, bu talebinde adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi içerisinde, tasfiye hesabı yapılırken değerlendirilmesi gerekir. Davacının kredi borcunun teminat olmak üzere verdiği senetlerin tanzim tarihi ........2005 tarihli ve nakten kaydını içermekte olup, protokol ise ........2006 tarihlidir ve .................... tarafından davacı aleyhine girişilen icra takibi ise, davalı tarafından aracın satıldığı ....09.2007 tarihinden sonra, ....02.2009 tarihindedir....

          Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmünü içermekte olup; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerini dikkate alınmak suretiyle, 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin taraflar arasındaki adi ortaklığa uygulanması gerekecektir. Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen TBK'nın 639. maddesinin 7. bendinde ise, "Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla" ortaklığın sona ereceği belirtilmiştir. Adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi için ortaklık süresinin önemi bulunmamaktadır. Haklı sebeple fesih hakkı; mutlak ortaksal bir hak olup, bu hakkın ortaklık sözleşmesiyle sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması olanaksızdır....

            arz ve izahına nedelerine göre dava konusu adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 1.000,00 TL tasfiye payının müvekkiline ödenmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Birleşen dosyada ise davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 14/08/2017tarihinde adi ortaklık sözleşmesi aktedildiği ve ortaklığın feshi ve tasfiyesi 30/07/2018 tarihinde Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/240 E sayılı dosyası üzerinden dava edildiğini ve derdest olduğunu, davalının ortak bu fesih davasından önce Çorum 2....

            nin pilot ortak olarak gösterilmiş ve belirlenmiş olmasının, ihale makamı olan Karayolları Genel Müdürlüğü ile imzalanmış bulunan hizmet alım sözleşmesi için geçerli bir husus olup, adi ortaklığın bankacılık ile ilgili işlemlerle ilgili olarak almış olduğu özel bir yetkinin bulunmadığı, ihale makamı ile olan ilişkide pilot ortak olarak belirlenen davacı şirketin, adi ortaklık adına açılmış bulunan hesaptan diğer ortağın karşı çıkması halinde pilot ortak olduğunu ileri sürerek tek başına para çekmesi ve hesapla ilgili olarak tasarrufta bulunmasının mümkün olmayacağı, somut olayda; adi ortaklık adına açılan hesaptan adi ortaklığı oluşturan her iki şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili temsilcilerinin birbirinden farklı talimatlarla hesaptan işlem yapmak istedikleri ve adi ortaklığı oluşturan şirketler arasında çıkan ihtilaflar, yapılan suç duyuruları ile açılan davanın bulunduğu, bu durumda davalı bankanın söz konusu hesapla ilgili olarak adi ortaklığın müşterek yetki ile temsili esasını...

              Açıklanan bu hukuki olgular karşısında taraflar arasında adi oraklığın başladığı tarihten, fiilen sona erdiği tarihe kadar ortaklık tarafından yapılan işler, bu süre zarfında ortaklığın gelir ve gider durumu, aktif ve pasif mal varlığı belirlenmeli, ortaklığı yöneten ve idareci ortak olan davalıdan ortaklık hesabını gösterir hesap istenilmeli, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, bu şekilde belirlenen mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği taraflardan sorulmalı, tasfiyede anlaştıkları takdirde ona göre karar verilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu