Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin ...tarih ve ... yevmiye numaralı İhtarnamesinin düzenlendiğini ve "adi ortaklığı feshetmelerinin yeterli olmadığı, tasfiyesinin gerektiği bunun da ancak ortaklık amacına uygun şekilde tasfiye memuru atanarak, satışın yapılmasını müteakip ortaklık borçlarının ödenmesi ve karın da sözleşme koşullarında bölüşülmesi suretiyle mümkün olacağı" belirtilerek, tasfiye memuru adaylarının da bildirildiğini, ihtarda bildirilen üç gün içerisinde bir cevap verilmediğini, taraflar arasındaki hukuki sürecin irdelenmesi ile de görüleceği üzere taraftar arasında kurulmuş bir adi ortaklık olduğunu, adi ortaklık belgesinden sonra adi ortaklığın imza sirkülerinin düzenlendiğini, vaki fesih sebebiyle adi ortaklığın tasfiyesi sürecinin dava yolu ile başlatılmasının zorunlu hale geldiğini, dava sırasında görevlendirilecek tasfiye memurunun yapacağı işin taşınmazın satışını ve akabinde de sözleşme ve TBK hükümlerine göre taksimatının sağlanması olduğunu, davacının adi ortaklıktan ......

    konusunda anlaşamadıklarından Mahkeme tarafından Adi Ortaklığın faaliyet konusunda da uzman olan tasfiye görevlisi / görevlileri atanmasına, müvekkili ile davalı müflis şirket arasında imzalanan hisse devir ve ibra protokolleri uyarınca davalı müflis şirketin Adi Ortaklığa ilişkin hiçbir hak, alacak, kar payı, tasfiye payı ve sair isteminin bulunmadığı da dikkate alınarak Adi Ortaklığın yasal düzenlemelere uygun olarak tasfiyesine, huzurdaki davanın ......

      Bu nedenle, adi ortaklığı oluşturan şirketlerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri ve adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Halbuki dava adi ortaklığı oluşturanlardan .... tarafından açılmıştır. Davacının adi ortaklık şeklinde sözleşmeyi imzaladığı hususu nazara alınarak adi ortaklığı oluşturan .... davacı konumunda bulunduğundan, diğer adi ortak olan dava dışı ....’nin davaya katılmasının sağlanması konusunda işlemler yapılarak taraf teşkili sağlanarak bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır....

        nin tasfiye payı üzerinde ya da adi ortaklardan her ikisinin davalı bankaya böyle bir yetki vermeleri halinde işlem yapması gerektiğini, adi ortakların talimatı alınmaksızın doğrudan işlem yapılmak suretiyle adi ortaklığın parası üzerine bloke konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili T1 de davalı bankada hesabı bulunduğunu, şirket hesabında bulunan paraya yine adi ortaklardan birisi olduğu gerekçe gösterilmek kaydı ile kısmen bloke konulduğunu, adi ortaklığın tasfiye payı üzerinde işlem yapabilecek olan davalının ayrı bir tüzel kişiliğe sahip T1 hesabı üzerine doğrudan bloke koymasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin blokenin konulduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Zek-San İnş.Tic.ve San. Ltd. Şti.'...

        HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, adi ortaklık iddiasına dayalı tasfiye ve tescil/ alacak talebine ilişkindir. Davacılar ile davalıların murisi arasında adi ortaklık bulunduğu iddiası ile dava açılmış olup,davalı tarafça adi ortaklığın varlığı kabul edilmemiştir. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında, adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığı tasfiyesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik yönünden herhangi bir şekle tabi olmayıp, sözlü yapılan adi ortaklık sözleşmesi geçerli ise de; inkarı halinde, bu ortaklığın varolduğunu ileri süren kişinin bu ortaklığı, uygulanması gerekli HUMK'nun 287- 288 ve 290 maddeleri gereğince (yasal sınır aşıldığından) ispatı gerekir. Türk Medeni Kanunu madde 6 gereğince, "Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür."...

        Bu durumda, tasfiye işlemleri gerçekleştirilirken; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, tasfiye işlemi Türk Borçlar Kanunu’nun 642’nci madde ve devamı hükümlerine göre gerçekleştirilmelidir. BK ve TBK’nın adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin düzenlemeleri arasında tasfiye memuru ile ilgili hükümler dışında önemli bir farklılık bulunmamaktadır....

          giderleri ile varsa bunlara ait fatura ve harcama bilgileri gibi tarafların ortaklığın gelir ve gideri ile ilgili olduğunu düşündüğü tüm bilgi ve dayanak belgelerinin tasfiye heyetine ulaştırılması gerektiği, anılna bilgi ve dayanak belgelerin ulaştırılması durumunda tasfiye bilançosu hazırlanacağı ve tasfiye aşamalarının bundan sonra belirlenebileceği kanaati bildirilmiştir....

            Ortak girişimler birden fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından iş ortaklığı veya konsorsiyum olarak iki türlü oluşturulabilir. İş ortaklığı üyeleri hak ve sorumluluklarıyla işin tümünü birlikte yapmak üzere, konsorsiyum üyeleri ise hak ve sorumluluklarını ayırarak işin kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili kısımlarını yapmak üzere ortaklık yaparlar. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 520. maddesinde tanımlandığı üzere, adi ortaklık iki veya daha fazla kişinin ortak bir amacı gerçekleştirmek için güçlerini ve araçlarını birleştirmeye sözleşme uyarınca söz verdikleri bir şahıs birliğidir. Adi ortaklık gerçek kişiler arasında kurulabileceği gibi, bir veya daha çok kişi ile ticaret şirketi arasında da kurulabilir. İşte özellikle büyük inşaat işlerinde eserin ortaya çıkarılmasını üstlenmek üzere birden fazla yüklenicinin kurdukları adi ortaklığa konsorsiyum ortaklığı denilmektedir....

              TBK adi ortaklığın tasfiyesini düzenleyen 644. maddesinin 2. bendi "ortaklar tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilir bu konuda anlaşamamaları halinde ortaklardan her biri tasfiye görevlisinin hakim tarafından atanması isteminde bulunabilir" şeklinde düzenlenmiş olup davacı bu maddeye dayalı olarak HMK 389. maddesi uyarınca adi ortaklık için belirlediği kişinin kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Adi ortaklık;" iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amacı erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir". (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik yönünden herhangi bir şekle tabi olmayıp, sözlü yapılan adi ortaklık sözleşmesi geçerli ise de; inkarı halinde, bu ortaklığın varolduğunu ileri süren kişinin, bu ortaklığı, uygulanması gerekli HUMK'nun 287.-288. ve 290. maddeleri (HMK madde 200.) gereğince ispatı gerekir....

                Örneğin ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Somut olay yukarıdaki ilkeler ışığında incelendiğinde ; İlk derece mahkemesince yargılamada bilirkişi kurulu raporu alınmış,sözkonusu raporda ; davacı T2 Şti., davalı Gökkar İnşaat Ltd.Şti. ve davaya konu Adi Ortaklığın ticari defter ve belgeleri incelenerek , davacı T2 Şti.'nin kayıtlarında 31.12.2018 tarihi itibarıyla davalı Gökkar İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nden 159159.01.6002 kodlu hesapta 43.000,00 TL alacaklı ve davaya konu Gökkar-Globalsan Adi Ortaklığına 332.02 hesapta 2.280.787,63 TL borçlu olduğu,davaya konu Gökkar-Globalsan Adi Ortaklığının, davalı ortak Gökkar İnşaat Ltd. Şti. tarafından finanse edilmiş olduğu ve 31.12.2018 tarihi itibarıyla davalı Gökkar İnşaat Ltd. Şti.'nin davaya konu adi ortaklıktan 10.130.567,86 TL alacaklı olduğu, davaya konu Gökkar-Globalsan Adi Ortaklığının ticari defter kayıtlarından davacı T2 Şti.'...

                UYAP Entegrasyonu