Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

hükmünde açıkça tescilden bahsedildiği ve acele el koyma kararı ile birlikte tescil kararı verilemediği için taşınmazın boşaltılması talebinin bu aşamada mümkün olmadığını beyan ederek hukuka aykırı 02/11/2020 tarihli tahliye emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

hükmünde açıkça tescilden bahsedildiği ve acele el koyma kararı ile birlikte tescil kararı verilemediği için taşınmazın boşaltılması talebinin bu aşamada mümkün olmadığını beyan ederek hukuka aykırı 02/11/2020 tarihli tahliye emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

hükmünde açıkça tescilden bahsedildiği ve acele el koyma kararı ile birlikte tescil kararı verilemediği için taşınmazın boşaltılması talebinin bu aşamada mümkün olmadığını beyan ederek hukuka aykırı 02/11/2020 tarihli tahliye emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

el koyma dosyasında depo edilen miktardan fazla olan bölüm yani fark bedel bloke ettirilerek idarenin hazırladığı ayrı bir kıymet takdir raporu olmadığı nazara alınıp acele el koyma dosyasında depo edilerek ödenmesine karar verilen miktardan fazla olan bölümün karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmesine dair karar verilmesi uygun bulunmuştur....

Asliye Hukuk Mahkemesince acele el koyma kararı alındığını, taşınmaza el atıldığını ancak davalı idare tarafından Kamulaştırma kanunu 10. maddesi uyarınca bedel tespiti ve tescil davası açılmadığını belirterek; taşınmazın idare tarafından yol olarak ayrılması nedeniyle mağdur durumda olduklarını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL'nin taşınmaza el atıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 05/05/20017 tarih ve 2017/192 sayılı kamu yararına göre idare tarafından kamulaştırma işlemlerinin yapıldığını, yapılan işlemin yasal dayanağı olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin idarenin acele el koyma talep ettiğini, mahkemece el koyma kararı verildiğini, haksız el atmadan bahsedilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

tapusunun iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi uyarınca tapudan terkini yerine, Hazine adına tesciline karar verilmesi, 4) Hükme esas alınan bilirkişi raporunun acele el koyma dosyasındaki raporu düzenleyen bilirkişi kurulunca rapor düzenlenmesi, 5) Dava konusu taşınmazın acele el koyma kararından sonra davalı adına bankaya bloke edilen bedelin, tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsup edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, acele el koyma kararından sonra davalı adına bankaya bloke edilen miktarın tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsubundan sonra kalan fark bedele 22.09.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmemiş olması, 6) Kabule göre de, davada hüküm altına alınan miktar üzerinden maktu vekâlet ücretini geçmemek üzere karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi gereğince...

    tapusunun iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi uyarınca tapudan terkini yerine, Hazine adına tesciline karar verilmesi, 4) Hükme esas alınan bilirkişi raporunun acele el koyma dosyasındaki raporu düzenleyen bilirkişi kurulunca rapor düzenlenmesi, 5) Dava konusu taşınmazın acele el koyma kararından sonra davalı adına bankaya bloke edilen bedelin, tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsup edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 6) Davada hüküm altına alınan miktar üzerinden maktu vekâlet ücretini geçmemek üzere karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi gereğince hesaplanacak nisbi vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken fazla avukatlık ücretine hükmedilmiş olması, Doğru olmadığı gibi, 7) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, acele el koyma kararından sonra davalı adına bankaya bloke edilen miktarın tespit edilen...

      Ancak, 1)Dava konusu taşınmazın acele el koyma kararından sonra davalı taraf adına bankaya bloke edilen bedelin, tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsup edilerek fark bedelin ödenmesine karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması, 2)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12.maddesi gereğince maktu vekalet ücretini geçmemek üzere avukatlık ücreti tayin ve takdir edilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması, Doğru olmadığı gibi, 3)Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, acele el koyma dosyasında tespit edilen .../......

        davalı üzerindeki tapusunun iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi uyarınca tapudan terkini yerine, Hazine adına tesciline karar verilmesi, 4) Hükme esas alınan bilirkişi raporunun acele el koyma dosyasındaki raporu düzenleyen bilirkişi kurulunca rapor düzenlenmesi, 5) Dava konusu taşınmazın acele el koyma kararından sonra davalı adına bankaya bloke edilen bedelin, tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsup edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, acele el koyma kararından sonra davalı adına bankaya bloke edilen miktarın tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsubundan sonra kalan fark bedele 14.07.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmemiş olması, Doğru görülmemiştir....

          Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla yargılama sırasında acele el koyma kararı verildiğinden, acele el koyma kararıyla tespit edilen bedel davalılar adına bankaya yatırıldığına göre bu miktara dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin dolduğu tarihten acele el koyma kararı davalılara tebliğ edilmişse tebliğ tarihine kadar (daha önce ödeme yapılmamışsa), tebliğ yapılmamış ve ödeme yapılmışsa ödeme tarihine kadar...

            UYAP Entegrasyonu