Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan incelemede; davacı idare tarafından iş bu kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığı, dava konusu taşınmaz hakkında bu dava sırasında acele el koyma kararı gereğince mahkemece tespit edilen bedelin bankaya bloke edilerek acele el konulmasına karar verildiği görülmüştür. Taşınmaz malikleri tarafından ise acele kamulaştırma kararı için alınan encümen kararının ve kamulaştırma kararının iptali için idari yargı yoluna başvurularak davalar açıldığı ve acele el koymaya ilişkin encümen kararları ile kamulaştırma kararının iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    Mahkemece kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava konusu taşınmazlara ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 17.06.2011 tarihinde Mahkemece el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceği düşünülmeksizin acele el koyma tarihinden itibaren istenilen ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, 2-Tapu maliki ve dava açan kişi Esme Korkmaz olduğu halde, gerekçeli karar başlığında davacı olarak Alettin Korkmaz adının yazılması, Doğru görülmemiştir....

      Mahkemece kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava konusu taşınmazlara ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 17.06.2011 tarihinde Mahkemece el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceği düşünülmeksizin acele el koyma tarihinden itibaren istenilen ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, 2-Tapu maliki ve dava açan kişi Esme Korkmaz olduğu halde, gerekçeli karar başlığında davacı olarak A.. K.. adının yazılması, Doğru görülmemiştir....

        Davalıların idarenin teklif ettiği bedel üzerinden uzlaşmayı kabul etmesi nedeniyle, uzlaşılan bedelden acele el koyma dosyasında tespit edilen bedelin mahsubu sonrası kalan kısmın bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          Ancak; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, ...... ay içerisinde sonuçlandırılamayan davada, tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra kalan bedele yasal faiz işletilmesi gerektiği halde acele el koyma kararı ile tespit edilen bedel mahsup edilmeden yazılı şekilde faize hükmedilmesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan (bu bedele) ibaresinin hükümden çıkarılmasına, yerine (Tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra kalan 8.738,22 TL’ye) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının ...... irad kaydedilmesine, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Köyü 114 ada 31 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak zeminine değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur.Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında ... lehine irtifak hakkı tescil edildiği anlaşılmakla, önceki irtifak haklarından kaynaklanan değer düşüklüğü belirlenip taşınmaz değerinden indirilmesi gerekirken, bu konuda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2-Tespit edilen kamulaştırma bedeli acele el koyma bedelinden daha az olduğundan ve acele el koyma bedelinin tamamı dava tarihinden önce davacı idarece bankaya bloke edildiğinden, tespit edilen bedele faiz işletilmemesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Dava konusu taşınmaza ilişkin acele el koyma dosyası mahkemesinden getirtilip, dosya arasına alınıp değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/123 D.İş sayılı acele el koyma dosyasında davalı payı için tespit edilen 2.008,49 TL'nin davalı adına bankaya bloke edildiği anlaşılmış olmasına göre davalı payı için tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma dosyası ile belirlenen 2.008,49 TL'nin düşülerek aradaki fark miktarı olan 573,01 TL kamulaştırma bedeli için faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken tüm bedele faiz yürütülmesi doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinin hükümden çıkartılarak yerine "Tespit edilen 2.581,50 TL kamulaştırma bedeli ile acele el koyma dosyasında bloke edilen 2.008,49 TL arasındaki fark olan 573,01 TL kamulaştırma bedeline 4 aylık sürenin dolduğu tarih olan 16.07.2013 tarihinden karar tarihi olan 19.11.2013 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek...

                beyanının bulunmadığı, davacı idarenin ise dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin belirlenmesini istediği gözetildiğinde, tarafların bedel üzerinde anlaşmadıkları tespit edildiğinden, esasa girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, acele el koyma dosyasındaki bedel üzerinden kabul kararı verilmesi, 2-Dava konusu taşınmaza ilişkin acele el koyma dosyası mahkemesinden getirtilip, dosya arasına alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi, 3-Kabule göre de; a-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmaması, b-Mahkemece 30.03.2016 tarihli kararında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedildiği halde, daha sonra bu kararın tashihi ile vekalet ücretine hükmedilmemesi,Doğru görülmemiştir.Davacı idare vekili ve davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine...

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Arazi niteliğindeki taşınmaza fındık geliri doğrultusunda değer belirlenmesinde, taşınmaz üzerinde kuru tarım yapılması sebebi ile kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak tespitinde, taşınmazın niteliği, yüzölçümü, geometrik durumu ve ENH güzergahı nazara alındığında, değer düşüklüğü oranının üst hadden takdirinde, acele el koyma dosyası üzerinden ödenen bedelin mahsubu yapılarak hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır, ancak; -Davacı taraf tamamlama harcı yatırırken, acele el koyma dosyası üzerinden kendilerine ödenen bedeli de harca dahil ettiğinden, davanın kısmen kabulü kısmen de reddi kararı verilmesi gerekirken, acele el koyma bedeli dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmakla birlikte, bu yanılgılı uygulamanın giderilmesinin yargılamanın yenilenmesini gerektirmediği, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b(2) maddesi uyarınca hüküm fıkrasındaki bu eksikliğin istinaf aşamasında yeniden esas hakkında karar verilerek...

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Arazi niteliğindeki taşınmaza fındık geliri doğrultusunda değer belirlenmesinde, taşınmaz üzerinde kuru tarım yapılması sebebi ile kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak tespitinde, taşınmazın niteliği, yüzölçümü, geometrik durumu ve ENH güzergahı nazara alındığında, değer düşüklüğü oranının üst hadden takdirinde, acele el koyma dosyası üzerinden ödenen bedelin mahsubu yapılarak hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır, ancak; -Davacı taraf tamamlama harcı yatırırken, acele el koyma dosyası üzerinden kendilerine ödenen bedeli de harca dahil ettiğinden, davanın kısmen kabulü kısmen de reddi kararı verilmesi gerekirken, acele el koyma bedeli dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmakla birlikte, bu yanılgılı uygulamanın giderilmesinin yargılamanın yenilenmesini gerektirmediği, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b(2) maddesi uyarınca hüküm fıkrasındaki bu eksikliğin istinaf aşamasında yeniden esas hakkında karar verilerek...

                  UYAP Entegrasyonu