Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Katılan adına sahte olarak düzenlenen abonelik sözleşmesinin sanık tarafından kullanıldığı iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın; suça konu abonelik sözleşmesinin, sözleşme üzerinde kodu bulunan 38490 nolu satış birimi tarafından düzenlendiğini beyan etmesi karşısında, 38490 nolu satış biriminin yetkilisinin suç tarihi itibariyle kim olduğu belirlenerek bilgisine başvurulup, abonelik sözleşmesi üzerindeki yazı ve imzanın bu şahıs/şahısların ya da sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi de yaptırıldıktan sonra, sübutu halinde eylemin, hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci...

    Ne var ki söz konusu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm tesisi ile davaya konu aboneliğin iptali talebinde davacının hukuki yararının bulunduğu, davalı tarafından yazılan müzekkere cevabı itibariyle davacı imzasını taşımadığı mahkeme kararı ile belirlenen abonelik sözleşmesinin iptal edilmediği anlaşılmakla, kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, abonelik sözleşmesinin iptaline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      YANIT : Davalı tarafından verilen yanıt dilekçesinde özetle; 22/08/2000 tarihinde Bodrum İlçe Emniyet müdürü olarak göreve başladığını, 04/01/2001 tarihinde ilişiğini keserek İstanbul'a taşındığını, abonelik adresinin lojman olduğunu, su abonelik sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığının tespitini ve sözleşmenin geçersiz sayılmasını talep ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin ilk karar dairemizin 2019/3323 esas-2021/1001 karar sayılı kararıyla'.... Dava konusu olan abonelik sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olup olmadığının araştırılması gerekmekte olup, abonelik sözleşmesindeki imza davalıya ait değil ise davalının fiilen kullandığı dönem dışındaki döneme ilişkin borçtan sorumlu tutulamayacağı açıktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/4499 E. 2016/6284 K.)...

      Somut olayda, davalının abonelik sözleşmesinin tarafı olmadığı, ayrıca abonelik sözleşmesi yapılan yerin ticarethane olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 4077 Sayılı Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nun 21., 22. ve 23. maddeleri gereğince Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        A.Ş’den farklı ayrı tüzel kişiliğe sahip olduğu, devlet veya kamu kurumlarının tekelinde bulunan bazı hizmetleri ve zaruri ihtiyaç maddeleri dağıtan kuruluşlarla bunları talep edenler arasında sözleşme yapma mecburiyeti bulunduğu, bu nedenle davalı kurumun elektrik enerjisi dağıtım tekelini elinde bulundurduğundan sözleşme yapması gerektiği, eski borçların abone olmayan davacı şirketten istenmesinin sözleşme yapma hürriyetine engel teşkil edeceği gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalı kurumun davacı şirketle abonelik sözleşmesi yapmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı vekili, abonelik tesis edilmesi istenilen fabrikanın gerçekte davacı tarafından işletilmediğini, ... A.Ş tarafından çalıştırıldığını, ancak ......

          Davalı, aboneliğin kurulu bulunduğu ... hanını müteahhit olarak kendisinin yapması nedeniyle abonelik sırasında kendi adına işlem yapıldığını, daha sonra her ... yeri için ayrıca abonelik tesis edilmeden ilk abonelik üzerinden su akışının sağlandığını, tahakkuk eden suyu kendisinin kullanmadığını, binadaki herkesin sorumlu olması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

            Teks.San.A.Ş'nin borcunu ödememesi nedeniyle elektriğin kesildiğini, müvekkilinin yeni abonelik talebinin davalı tarafından 18.5.2006 tarihli yazıl ile reddedildiğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, muarazanın meni ile aboneliğin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı yanca aynı konuda açılan davanın derdest olduğunu, önceki abonenin 22.5.2006 tarihinde aboneliğinin iptalini istemesi üzerine, müvekkili kurumca 19.6.2006 tarihli yazı ile davacıya abonelik için müracaat etmeleri gerektiğinin bildirildiğini, bu nedenle giderilmesi gereken bir muaraza bulunmadığını, davacının 3.7.2006 tarihine dek abonelik için müracaat etmediğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              Davalı vekili, davacı şirketle müvekkili arasında abonelik sözleşmesi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece taraflar arasında abonelik sözleşmesinin varlığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de dosya içerisinde bulunan 10.01.1986 tarihli sözleşmede abone "... ... ... Uluslararası Taşımacılık Ltd. Şti." olup, takip ve davada borçlu olarak "... ... ... Uluslararası Taşımacılık ve Tic. A.Ş." gösterilmiştir. Hal böyle olunca, davalı yanın husumet itirazı da gözetilerek her iki şirket yönünden araştırma ve inceleme yapılarak, aynı şirket olup olmadıkları, taraflar arasında abonelik ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenerek tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                Dava konusu binanın iskan belgesi için 12.11.2008 tarihinde başvurulmuş olduğu ancak henüz iskanın alınmadığı dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. maddeleri hükmüne göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir. Ne var ki; davadan önce yürürlüğe girmiş bulunan İmar Kanunu’na eklenen Ek Geçici madde 11. hükmü uyarınca, “bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar inşaat ruhsatı alınmış olması ve buna göre inşaat yapılması halinde, iskan verilmeyen ve alınmayan yapılara yol, su, elektrik, telefon vb. altyapı hizmetlerinin bir veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde ve teknik yönden oturulmasında engel bulunmayan yapılara kullanma izni alınıncaya kadar geçici abonelik 2009/8817-13141 yapılabileceği, bu halde elektrik ve su bağlanması abone için kazanılmış hak teşkil etmez....

                  Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın, 5809 sayılı Kanun'un 56/4. maddesi kapsamında "...işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi..." sıfatıyla, yine aynı maddede geçen "...Abonelik tesisi veya işlemi yapma, gerçeğe aykırı evrak düzenleme, değişiklik yapma ve bu evrakları kullanma..." seçimlik fiillerini işlediğinin ve sahte abonelik tesisi gerçekleştirdiğinin iddia edildiği kamu davasında, suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, adı geçen evrakta, değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden her hangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğu kabul edilebilecektir....

                    UYAP Entegrasyonu