Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu duruma göre davalı idarenin alacaklı biriminin bulunduğu yer Çarşamba'dır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun'un uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde 6183 SK'nun 79/4 maddesi gereğince idarenin alacaklı biriminin bulunduğu yer genel mahkemesi yetkili olduğundan (Y. 17.HD'nin 2014/7217- 16410 E ve K sayılı kararı) uyuşmazlığın Çarşamba Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup yerel mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasının incelenmiş olması isabetsiz olup sair yönleri incelenmeksizin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- a (3) maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nun 353/1- a (3) maddesi gereğince ayrı ayrı KABULÜ ile Samsun 1....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı kamu borçlusu aynı zamanda müvekklinin çalışanı olan ... hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve müvekkiline anılan Yasanın 79. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak süresinde itiraz edilemediğini, kamu borçlusuna bir borçları olmadığından 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi gereğince borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; menfi tespit davasının süresinde açılmaması nedeniyle davacının temyiz itirazlarının reddine, dava reddedilmiş olduğundan 6183 sayılı Yasanın değişik 79/3. maddesi gereğince davalı yararına %10 tutarında tazminata hükmedilmesi gerekirken tazminat isteminin reddedilmiş olmasının yerinde olmadığı gereğine değinilmiştir....

      Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21- 623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.) Herhangi bir nedenle itiraz süresininin geçirilmesi halinde üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4)....

      Davalı vekili; dava şartlarının gerçekleşmediğini, davacıya 14/12/2012 tarihinde 28/11/2012 tarih ve 17703 sayılı haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, davacının 7 gün içerisinde itiraz etmemesi üzerine takibe başlandığını, borcun 04/12/2013 tarihinde gerçek borçlu tarafından ödendiğini, davacının hukuki bir yararının bulunmadığı, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davasının kabulü ile davacının ödenen bedelden borçlu olmadığının tespiti ile davacı tarafça ödenen 3.kişinin borcu olan 29.465,00 TL'nin 09/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir....

        nın kendisinden hiçbir alacağı olmadığını, 6183 sayılı yasanın 79/4. maddesinde belirtilen 7 günlük itiraz süresini kaçırdığını, bu sebeple kendisi hakkında sanki borçlu gibi davalı idarenin ödeme emri gönderdiğini, davalı idarenin ....için tarafına maaş haciz müzekkeresi gönderdiği tarihte amme borçlusuna borcunun bulunmadığının tesibiti ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istediği," şeklinde düzeltilmiş, 3.bendi " Mahkemece, 6183 sayılı yasanın 21. ve 79. maddesi ile 2004 sayılı yasanın 206. maddesinin 3. sırası ve 268. maddesi ile A seri ve 1 sıra numaları tahsilat genel tebliği gereği bahse konu maaş üzerinde hacizlerin bulunması durumunda davalı idarenin hacze iştirak etmesinin mümkün olduğu, bu hususun hacze iştirake herhangi bir engel teşkil etmediği, davacının bu sebeplerle kamu borçlusunun kendisine herhangi bir borcu olmadığını, kendisinde borç bulunmadığını ıspat edemediğinden bahisle davanın reddine, 6183 sayılı yasanın 79. maddesi uyarınaca davaya konu alacak miktarı...

          Prim tahsilatını kolaylaştırmak için birçok hüküm konulmakla birlikte Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 80. maddesi, primlerin zamanında ve düzenli olarak tahsilini sağlamaya yöneliktir. Anılan maddenin ilk şeklinde prim alacağının tahsili 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılmakta iken, 01.12.1993 tarihli ve 3917 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca yapılan değişiklik ile 6183 sayılı Kanun hükümlerine tabi kılınmıştır. Prim borçları, bu düzenleme ile kamu alacağı derecesine getirilerek, takip ve tahsilinde, İcra ve İflas Hukukuna göre çabukluk ve sadelik sağlanmak istenmiştir....

          GEREKÇE:Dava, 6183 sayılı Kanun'un 63. maddesi gereğince alacaklı kurum tarafından açılan, borçlunun hissedarı olduğu hacizli taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi üzerine davalılar T3 ve T8 istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince; İstinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. 6183 sayılı Kanun'un 63. Maddesi; "Tahsil dairesi, borçlunun haklarını tasfiye bakımından onun haiz olduğu bütün salahiyetleri kullanarak bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya iştirak halinde tasarruf olunan bir mal hissesi gibi malların paraya çevrilebilir hale gelmesini genel hükümler dairesinde sağlar....

          Kurum alacağı için 6183 sayılı Kanunun 55.maddesi uyarınca düzenlenip, tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu, anılan Yasanın 58.maddesi uyarınca 15 gün içinde iş mahkemesine itiraz davası açabilir....

          Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

            UYAP Entegrasyonu