İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması durumunda, yapılan bu tebligat ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret olacak ve buna göre, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilmesi sonucunu doğuracaktır. Somut olaya bakıldığında, davaya konu olan, davacılar adına bizzat düzenlenmesi gereken 2012/13851, 2012/13852 nolu ödeme emirlerinin dosya içerisinde bulunmadığı, tebliğ evraklarının bulunduğu anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada 2004/794 E. - 202007/120 K. sayılı kararı ile taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile ret kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olduğu iddiasıyla taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı İ.. M.. hakkında açılan davada birleştirme kararı verilmiştir. Mahkemece; tescil talebinin reddine, davalı M.. K.. hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun sabit olduğu gerekçesi ve re'sen gözönüne alınacak nedenlerle temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1953 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu bulunmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; ihtiyati tedbir kararında teminatla takip işlemlerinin durdurulması kararına yapılan itiraz üzerine verilen red kararının yerinde olup olmadığı noktasındadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun’un 79/4. maddesi; 'Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; ihtiyati tedbir kararında teminatla takip işlemlerinin durdurulması kararına yapılan itiraz üzerine verilen red kararının yerinde olup olmadığı noktasındadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun’un 79/4. maddesi; 'Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir....
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı ...... 106’ncı maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70’inci maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir....
K A R A R Davacı, davalıya bağlı muhtelif birimlere ait aboneliklerin su ve atık su bedelini ödemediğini ileri sürerek gecikme cezası ve KDV si ile birlikte 2 541 010 772 354 TL nin 26.6.2003 tarihinden 6183 sayılı yasa uyarınca gecikme zammı ve KDV si ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, atık su bedelinden muaf olduklarını sözleşme gereğince gecikme cezası ve KDV sinin istenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
e-imzalıdır *İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*...
Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve 25.2.2011 tarihli bilirkişi raporu gereğince haciz ihbarnamesindeki borçlunun davacı banka nezdinde herhangibir hesabının mevcut olmadığı, davanın süresinde açıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi gereğince açılmış menfi tesbit istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa- ya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 140.maddesi gereğince davacı T.C. ... Bankası AŞ. Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, 492 Sayılı Harçlar Yasası'nın 13/J maddesi uyarınca davalı ... Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan ve ...'...
Prim tahsilatını kolaylaştırmak için birçok hüküm konulmakla birlikte Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 80. maddesi, primlerin zamanında ve düzenli olarak tahsilini sağlamaya yöneliktir. Anılan maddenin ilk şeklinde prim alacağının tahsili 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılmakta iken, 01.12.1993 tarihli ve 3917 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca yapılan değişiklik ile 6183 sayılı Kanun hükümlerine tabi kılınmıştır. Prim borçları, bu düzenleme ile kamu alacağı derecesine getirilerek, takip ve tahsilinde, İcra ve İflas Hukukuna göre çabukluk ve sadelik sağlanmak istenmiştir....
Ancak,6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Herhangi bir nedenle itiraz süresininin geçirilmesi halinde üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m79/4) Somut olayda, davacının iptalini ve borçlu olmadığının tespitini talep ettiği 2009/14529 takip sayılı ödeme emrinin davacıya 21.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava ise 19.09.2014 tarihinde açılmıştır....